“Dolar/TL’de Trump sonrası elde edilen seviyelerin yerini geri çekilmeye bıraktığı görülmüş olsa da hala kalıcı bir güçte olmayan Türk Lirası nedeniyle kur 3,50 seviyesi üzerindeki görünümünü sürdürüyor. Bir süredir yatay fiyatlamalar içerisinde olan Dolar/TL’de 3,5130-3,5330 bandının bozulması kurda yeni bir yön arayışına yol açabilir.”

Küresel piyasalara baktığımızda, son dönem ABD taraflı siyasi gelişmelerin ön planda olmasının, makroekonomik verilerin etkisini bir nebze de olsa azalttığı görülüyor. Özellikle 2017 yılı içerisinde almış olduğu kararları yürürlüğe geçiren FED, bilanço küçültme hedefini açıklayarak piyasaları bir miktar şaşırtmış olsa da genel seyrin beklentilere paralel gerçekleştiğini söylemek mümkün. Düşük enflasyon riski taşıyan ekonomilere baktığımızda, hala istenen seviyeler yakalanabilmiş değil ancak son dönemde Euro Bölgesi ekonomisinde pozitif anlamda bir ivmelenmenin yaşandığını görüyoruz. ABD Başkanı Trump’ın başkan olması ile beraber piyasalarda artan oynaklığın, Trump’ın politikalarını hayata geçirmekte yetersiz kalmasıyla arttığını görüyoruz. İlk etapta güçlü dolar riski sloganları ile dikkat çeken Trump, siyasi gerilimi artıran gündem maddeleri ile dolarda ciddi anlamda geri çekilme hareketi yarattı. Ayrıca FED’in 2017 yılı içerisinde 3 faiz artışı politikasını beklendiği gibi devam ettirdiği görülse de üçüncü faiz artışının ne zaman yapılacağı ve bilanço küçültme hedefinin tam olarak ne zaman yürürlüğe gireceği merak konusu.

"EURO BÖLGESİ EKONOMİSİ POZİTİF BİR TABLO ÇİZİYOR"
Diğer taraftan son dönem zayıflama belirtileri gösteren ABD ekonomisi görünümünün ise bir miktar dünya ekonomileri üzerindeki baskıyı azalttığı görülüyor. Avrupa tarafına değinecek olursak, Aralık 2017 tarihine kadar sürecek olan parasal genişleme programı sonrasında nasıl bir politika değişikliğine gidileceği merakla bekleniyor. Ancak açıklanan makroekonomik veriler ışığında Euro Bölgesi ekonomisinin geleceğe dair pozitif bir tablo çizdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

"TCMB’NIN ELİ RAHATLADI"
Türkiye ekonomisini ele alacak olursak, bir süredir herhangi bir karar değişikliğine gitmeyen TCMB’nın çift haneli enflasyon seviyesinin tek hanelere gerilemesi ile elinin rahatladığını görüyoruz. Ayrıca 2017 yılına azalan jeopolitik riskler ile giriş yapan yurtiçi piyasalarda ise, endeks seviyelerinin rekor tazeleyerek 106 bin seviyesi üzerine taşındığı görülmekte. Dolar/TL’de ise Trump sonrası elde edilen seviyelerin yerini geri çekilmeye bıraktığı görülmüş olsa da hala kalıcı bir güçte olmayan Türk Lirası nedeniyle kur 3,50 seviyesi üzerindeki görünümünü sürdürüyor. Bir süredir yatay fiyatlamalar içerisinde olan Dolar/TL’de 3,5130-3,5330 bandının bozulması kurda yeni bir yön arayışına yol açabilir. Eylül ayı FOMC toplantısına dair oluşan beklentilerin ne şekilde karşılanacağı sorusu kur fiyatlamaları açısından belirleyici olacaktır. Özellikle orta vadeli görünümün önemli bir kırılım noktası olan 3,50 seviyesi altı fiyatlamaların gündeme gelmesi halinde kurun aşağı yönlü potansiyelinde artış yaşanabilir. 24-26 Ağustos ayı tarihleri arasında yapılacak olan Jackson Hole Sempozyumu’nda ECB Başkanı Draghi’nin ve Fed Başkanı Janet Yellen’ın yapacağı açıklamalar piyasalarda önemle takip edilecek. ECB Başkanı Draghi ve Fed Başkanı Yellen’ın vereceği mesajlarda ileriye dönük para politikalarında ipuçları aranmaya devam edecek. Ayrıca yapılacak olan açıklamalar sonrasında piyasa fiyatlamalarında oynaklık artabilir. Jackson Hole Sempozyumu akabinde gerçekleşecek olan 7 Eylül tarihli ECB toplantısı ve 19-20 Eylül ayında yapılacak olan FED toplantısının Eylül ayının en önemli gündem maddesini oluşturmakta olduğunu görüyoruz.