SEDA AKBAY - yazdı...

Türkiye hassas günlerden geçiyor. Kalbimiz, dualarımız Afrin’de Mehmetçik ile...
Bir yanda da hayatın içindeki hepimizi derinden etkileyen sosyal vakalar. 
Böyle günlerde bizim elimizden gelen katkı, elbirliği ile iyi sözü yükseltmek, iyi işler yapmak, o çabaları duyurmak, umuda sarılmak...

Duygu Yılmaz, işiyle çabasıyla ismini duyduğum cesaretli bir girişimci, zorluklara rağmen değil zorluklardan güç alarak arayışını sürdüren bir bilim insanı.
Hayallerinin peşinden soyadı gibi yılmadan giden bu kararlı kadın girişimcimiz, Ocak ayında TÜBİTAK Temiz Teknolojiler Alanındaki İnovasyon (Clean Tech Open) yarışmasının birincisi oldu. Bu alkışlanacak bir başarı. Çünkü “Clean Tech Open” ABD, Hindistan, Azerbaycan, Almanya, Güney Afrika, Malezya, Pakistan, Ermenistan, Polonya, Türkiye’den beşer takımın yer aldığı dünya çapında bir proje yarışması. Türkiye’de de KADEM ve KAGİDER’in girişimcilik yarışmalarında birincilik kazanan Duygu’nun başarısı, tam manasıyla azmin zaferi... Çünkü, yokluğun içerisinde okuma mücadelesi vermiş. Çemişgezekli malulen gazi, emniyet mensubu bir babanın kızı. Babası aslında girişimcilik yolculuğunun da ilham kaynağı.
29 yaşındaki bu özgüvenli, girişimci bilim insanının hikayesini üç saat boyunca dinlemeye doyamadım...

Babası Çetin Yılmaz’ın kahvaltı masasında zeytin çekirdeği yuttuğunu farketmesiyle başlıyor Duygu’nun girişimcilik hikayesi. Gıda Mühendisi olan Duygu, “Bu iş mideye faydalı mı değil mi?” diye başlıyor çekirdeği değirmende öğüterek araştırmaya... Bir de ne görsün? Zeytin çekirdeğinin odunsu yapısı biyoplastik üretmeye bire bir uygun! Ayrıca zeytinin yaprağı ve yağındaki mucizevi özlere de hayran kalıyor. Ve “Türkiye için çok değerli bir hazine” diyor zeytin için...

BİYOPLASTİK: İNSANA VE DOĞAYA DOST MALZEME

Biyoplastik, ABD’de ve Avrupa’da plastiğin yerine kullanılmaya başlanmış bile. Çünkü çevreci bir malzeme. Antimikrobiyel yani mikrop tutmuyor, doğada sadece 1 yıl içerisinde kayboluyor. Sıcağa dayanıklı ve yiyeceklerin raf ömrünü yüzde 60 artırıyor.  
Dünyada nişasta ve mısır koçanından üretilen biyoplastikler var fakat maliyet yüksek. O nedenle Türkiye maliyeti ucuz olan petrolden üretilen plastiği kullanıyor, onun da doğada kaybolması yüz yıllar alıyor.

Peki, zeytin çekirdeği ile hayat bulan bu önemli proje pazara girmeye hazır mı?

ZEYTİN ÇEKİRDEĞİNDE 150 MİLYON TL VAR

DUYGU YILMAZ: Türkiye’de 400 bin tonluk zeytin çekirdeği potansiyeli var. 1 ton zeytin çekirdeğinden 3.5 ton biyoplastik malzeme çıkardığımızı düşünürseniz müthiş bir verimlilik oluşuyor. Bu da 40 milyon dolarlık bir pazar demek. Biz 1.5 yıl önce iki mühendis arkadaşımla şirketimizi kurduk ve büyük bir Türk şirketinden AR-GE yatırımı aldık. Yeni üretim buzdolaplarının içini oluşturacak biyoplastik denemelerini yapıyoruz... 

DÜNYAYI “AR-GE” KURTARACAK

Bizde bir proje çıktığında hemen sonuç isteniyor. Hemen kazanca dönüşmesi bekleniyor. ABD’de bir AR-GE’ye 20 yıl zaman tanınır. Ben bu işi deniyorum, fakat öyle acele ediliyor ki bu şekilde bırakıyorum. Oysa, belki çok daha iyisini yapacağım. Girişimcilerin üzerinde ticari bir baskı var. 
Mühendislerimize güvenelim, Türk mühendisleri dünya çapında inanın. Eksiği yok fazlası var. Dünyanın gelişmiş ülkeleri cihaz ve teknolojide daha iy olsa da bizim mühendislerimiz risk yönetiminde daha başarılı. Norveçli mühendis rahat bir ortamda yetişmiş; krizi görünce bocalıyor...

KADIN GİRİŞİMCİ OLMAK ZOR MU?

Çok zor. Kendi şirketimi kurana kadar, zeytin çekirdeğini araştırma döneminde herkes çılgın olduğumu boş bir hayalle uğraştığımı düşündü. “Gıda mühendisisin, doğru düzgün maaşı olan bir işe gir çalış.” baskısı vardı üzerimde... Ben biraz inatçıyımdır, bu işe inandım ve okuduğum üniversitenin laboratuarında sabahlara kadar çalıştım. 
Şimdi de bir kadın olarak senin laboratuarda, sanayide bir kadın olarak tek başına bu işi yapamayacağımı düşünenler oluyor. O nedenle ekibimizdeki erkek mühendis arkadaşlarla gidiyorum toplantılara! Zaten kadın girişimci oranımızın sadece %8 olması anlamlı değil mi?

BU YOLCULUKTA KİMLERİN HİKAYESİ İLHAM VERDİ?

Girişimci Hamdi Ulukaya, Mevlana’nın bir sözünü paylaşır, “İyi yol yoktur, gittiğim yol iyidir.” Zorluklarla Erzincan’dan ABD’ye gidiyor ve zamanda en önde gelen yoğurt markalarından birini çıkarıyor. O söz bana hep ilham verir.
Mesela, NASA ilk kurulduğunda Amerikan devleti bilimadamlarına soruyor: 5 yılda neleri yapabilir, neleri yapamazsınız? 
Yapabileceklerini sıralayıp yapamayacakları için de “Uzaya insan gönderemeyiz” diyorlar. Oysa işe giriştikten 5 yıl sonra bunu başarıyorlar! İşe başlayınca her şey mümkün olabilir.
Polonya asıllı kimyager ve fizikçi Madam Cruie, çığır açan bir bilim insanı. 
Coco Chanel çok farklı bir akım başlatan kadın modacı. Coco, erkek pijamaları ile Fransa sokaklarında geziyor. Bu farklı kadınlar bana ilham veriyor...

Böyle isimleri merak etmeli yeni nesil. Dizi bağımlılığının ya da video çekip popüler olan kişilerin peşinde geçirilen zamanın insana hiçbir faydası olduğunu düşünmüyorum!

“ELON MUSK GİRİŞİMCİ DEĞİL, ÇÜNKÜ VARLIKLI”

Girişimci zor şartlardan beslenir. Buluş ayrı konu, onun ticaretini yapmak ayrı konudur. Zengin birinin buluş yapması zordur. Elektriği bulan Tesla yokluk içinde yaşadı, Edison ise o buluşu aldı ve refah içinde yaşadı. Mühendislik öğrencilerine üniversitede şu soruyu sorarlar: Tesla mısınız Edison mu? İnsanlığa faydalı iş yapacaksanız kendi konforunuzu düşünmezsiniz... Kazancınız var ise de başka bir girişime yatırmak istersiniz.  

“KAFE AÇMAK GİRİŞİMCİLİK DEĞİLDİR”

Girişimcilikle esnaflığı karıştırmamak lazım. Biri, “Ben Brezilya’da oynanan bir maçı televizyondan izleyen birine, VR teknoloji ile tribündeymiş gibi izleteceğim.” diyorsa bu girişimciliktir. İnovasyon gerektirir. Ama bir kafe açmak girişimcilik değildir... 
Bir girişimci, etrafta kimsenin farketmediğini görür, rahatsız olur, düzeltmek, dizayn etmek ister. Cesurdur, inatçıdır. Bir şeyi bin kez dener, başarısız olursa yine dener. 

Duygu Yılmaz’ın bu önemli buluşu hemen dünyanın ilgisini çekti... Bir Amerikan şirketi bu buluşu satın almak istedi. Fakat o, bu önemli projeyi ekibiyle birlikte Türkiye’de büyütmeyi tercih etti ve o günlerde büyük bir Türk şirketinden yatırım çekti. Şimdi projesini, buzdolabı üretiminde kullanılabilecek biyoplastik için geliştiriyor. Otomotivde kullanılacak biyomalzeme ile birlikte, emzik ve biberon üretimi için de yeni yatırımlar alma aşamasında...