ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terör örgütü ayrımcılığın ta kendisini yapmak suretiyle Türk'ü Kürt'e, Kürt'ü Türk'e düşman etmenin gayreti içerisinde. Biz ise kardeş etmenin gayreti içerisindeyiz, farkımız bu" dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki "11. Muhtarlar Toplantısı"nda, 12 yılda eğitimde önemli yatırımlar yapıldığını, üniversitesi olmayan şehrin kalmadığını belirtti.

Üniversite sayısının 76'dan 193'e çıktığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niye? Dedik ki ta Muş'taki, Hakkari'deki kardeşimiz üniversiteye gidebilmek için bu evlatlar para harcayıp İstanbul'a, Ankara'ya gelmesin, üniversite ayağında olsun" ifadesini kullandı.

Erdoğan, bunun Adıyaman ve diğer iller için de geçerli olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Aynı şekilde hastanelerimiz. Şimdi Adıyaman'da muhteşem bir hastanemiz var. Aynı şekilde Hakkari'de, Yüksekova'da hastane var, merkezde hastane var, 150'şer yatak kapasiteli iki hastane. Bunların hiçbiri yoktu. Havaalanlarına varıncaya kadar hepsi var. Bir sıkıntı olduğu zaman hemen oradan ambulans uçakla alıp en ücra köşeye kadar hastalarımızı götürebilecek imkana sahibiz. Bu insanlar arasında ayrım gözetmediğimizin en güzel ifadesidir. Ama terör örgütü ayrımcılığın ta kendisini yapmak suretiyle Türk'ü Kürt'e, Kürt'ü Türk'e düşman etmenin gayreti içerisinde, biz ise kardeş etmenin gayreti içerisindeyiz, farkımız bu."

- "Bunlar istismarcı"

Ayrıma hiçbir zaman fırsat vermediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkü ile Kürtü ile Lazı ile Çerkezi ile Gürcüsü ile Abazası ile Romanı ile Boşnakı ile kim olursa olsun 78 milyonu biz ülkemizde 'yaradılanı severiz yaradandan ötürü anlayışıyla' diyerek kucakladık. Farkımız buydu ama onların böyle bir derdi yok" ifadesini kullandı. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Onlar yatıyorlar kalkıyorlar 'Kürt'ün hakkını ben temsil ederim'. Yok ya, senin Kürt kardeşlerime getirdiğin bir şey yok. Bunlar sadece benim Kürt vatandaşımın, kardeşimin istismarını yapıyorlar, bunlar istismarcı. Sorun, 'Siz terör örgütünü arkasına alanlar hendek kazmaktan başka ne yaptınız bu ülkede? O kazdığınız hendekler Cizre'ye, Silopi'ye, Nusaybin'e hizmet mi götürüyor?' Sadece 'o hendekleri kazmak suretiyle orada orada halkın huzurunu nasıl kaçırırız' siz bunu yapıyorsunuz. Cizre'deki benim Cizreli kardeşim Cizre'den kaçıyor mu? Kaçıyor. Silopi'deki kaçıyor mu? Kaçıyor. Nusaybin'deki kaçıyor mu? Kaçıyor. Niye? Huzur yok. Kaçıran kim? İşte bunlar."

Muhtarlara seslenen, onların atanmış birer memur olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben nasıl seçilmiş bir insansam, sizler de seçilmiş birer muhtarsınız. Beni de vatandaş seçti sizi de vatandaş seçti. Onun için seçilmişin atanmışla farkı var. Bana göre seçilmişler atanmışların önündedir" diye konuştu.  

Erdoğan, teröre karşı mücadeleyi usanmadan birlikte vereceklerini, ülkeyi teröristlere bırakmayacaklarını vurgulayarak, "Bu mücadeleyi sonuna kadar yılmadan, usanmadan sürdürecek, verecek ve o beklediğimiz huzura da inşallah kavuşacağız" ifadesini kullandı.

- "Kurulan tezgahları gayet iyi biliyoruz"

Türkiye'nin son 12 yılda demokrasiden altyapıya kadar çok önemli kalkınma hamlelerini gerçekleştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'çözülemez, üstesinden gelinemez' denilen sorunları çözdüklerini, 'yapılamaz' denilen birçok projeyi hayata geçirdiklerini söyledi. 

'Başarılamaz' denilen birçok mücadeleden alınlarının akıyla çıktıklarını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Terör meselesini milletimizin hayatından tamamen çıkarmak için de demokratik açılım olarak başlattığımız daha sonra Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi diyerek devam ettiğimiz ardından Çözüm Süreci olarak, bunu taçlandıralım diye umudumuzu en yüksek noktaya çıkardığımız bir dönemde maalesef terör örgütü ve onun temsilcisi durumunda olan siyasi yapılanma bu işi hep istismar ettiler. Tüm bu çalışmalarımızı milletimizin rızasını alarak adım adım yürüttük. Terörü tamamen bitirmek için başlattığımız süreci gerçekten ümit verici bir noktaya kadar da getirdik. Ancak Suriye başta olmak üzere bölgemizde yaşanan olaylarla bu sürecin siyasi muhataplarının gerekli iradeyi ortaya koyamamaları terörü yeniden hortlattı. Tabii biz bu işin arkasında iç ve dış destekleri, varılmak istenen hedefleri, bu amaçla oynanan oyunları, kurulan tezgahları gayet iyi biliyoruz. Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde sürdürdüğü büyük kalkınma hamlesinden rahatsız olanlar terör örgütünü kullanıyor. Terör örgütü de tehdit ve tedhişle sindirdiği bölge insanının mağduriyeti pahasına kendisine biçilen rolü oynuyor. Ancak ideolojisi gereği uyguladığı tüm vahşete, aldığı desteğe rağmen terör örgütü bölgedeki vatandaşlarımızdan umduğu desteği bulamadı. İnşallah bulamayacak."

- "Bedelini bunlara ödetmek durumundayız"

Bunun için terör örgütünün güvenlik güçlerinin yanı sıra çocuk, kadın, ihtiyar demeden bölge insanına da alçakça saldırılar düzenlediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dün gördünüz, roket bir zırhlı aracı sıyırıyor bir eve ve o evde de 9 yaşındaki bir yavru maalesef şehit oluyor, aile yaralanıyor. Şimdi bunun bedelini biz bunlara ödetmek durumundayız. Ambulansları, itfaiye araçlarını, camileri, okulları, iş yerlerini, evleri kurşunlayan, yakan, tahrip eden bir örgütün o bölge için, o bölgenin insanı için mücadele ediyor olabilmesi mümkün müdür? Terör örgütü sadece insanlığın, ülkenin değil aynı zamanda milletimizin tüm fertleriyle birlikte Kürt kardeşlerimizin de düşmanıdır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'daki mitingde "yerli ve milli olmanın" üzerinde durduğunu hatırlatarak, "Bunun üzerine birileri 'Yerli kimdir, millilik nedir' gibi tartışmalar başlattı. Bundan rahatsız olanlar oldu. İşte burada söylüyorum, benim bölgede ve ülkemizin dört bir yanında yaşayan her vatandaşım gibi Kürt kardeşlerim de Zaza kardeşlerim de yerlidir, millidir, bu ülkenin, bu vatanın öz evladıdır" dedi.