MEVLÜT TEZEL /  SABAH GAZETESİ YAZARI

TRT World'un BBC standartlarını yakalamaya çalışan evrensel habercilik anlayışını takdir ettiğimi daha önce yazmıştım ama TRT World, kuruluş amacını unutmaya başladı.
Neydi bu kanalın amacı? En basit tabirle dünyaya Türkiye'den seslenmek, dünyadaki olaylara Türkiye'nin bakış açısını yansıtmak ve her alanda yalnızlaştırılmaya çalışılan Türkiye'nin derdini anlatmak. Ve en önemlisi Türkiye'yi kötü duruma düşürecek algı operasyonlarına karşı refleks göstermek. Ama izlediğim kadarıyla bunların çoğu yeterince yapılmıyor. Belki de TRT World'ün başka bir amacı var, biz bilmiyoruz!
Örneğin 'Designated Survivor' dizisinde açıkça FETÖ propagandası yapılmasına ve Erdoğan'ın aşağılanmasına karşı TRT World ne yaptı?
Benim takip ettiğim kadarıyla TRT World'de bu konuya değinilmedi.
Google ve sosyal medya taramasında da bir veriye rastlamadım. Aslında kolay işlenecek bir popüler kültür konusu var ortada. Örneğin 'Bu dizinin yaratıcısı ve senaryosunun yazarı David Guggenheim kimdir?' diye bir araştırma yapılsaydı ya da TRT Wold'ün Kanada ve ABD muhabirlerinden biri Guggenheim ile röportaj yapsa, 'Neden FETÖ'nün tezlerini savundun?' diye sorsa fena mı olurdu? Yanlış anlaşılmasın; 'TRT World propaganda yapsın' diyecek kadar delirmedim ama evrensel yayıncılık anlayışıyla da derdimizi anlatabiliriz.
Hatta BBC tarzı bir yayıncılıkla bunu yapmak daha kıymetli olur. TRT Genel Müdürü İbrahim Eren'i genç, zeki bir vizyoner olarak görüyorum ama TRT World'ün yayıncılık anlayışında bariz hatalar yapıyor.
Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile ilk kez karşı karşıya geldiği dakikalarda da TRT World'de tenisçi Sharapova sohbeti yayınlanıyordu, çok sonra canlı yayına geçildi. Bizlerin vergileriyle büyük paralara kurulan TRT World, Türkiye'nin derdini anlatmayacaksa, önemli olaylarda refleks göstermeyecekse ne işe yarayacak? TRT World'ün yabancı yorumcuları, programları Türkiye'nin haklı olduğu konularda bile harekete geçmiyorsa yazık harcanan emeğe ve paraya!