İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayi sektörünün büyümeye son yılların en güçlü katkısını verdiğini belirterek “Sanayi sektörümüzün yüzde 14,8 ile oldukça güçlü bir büyüme gösterdiğini görüyoruz. Bu büyüme, ikinci çeyrekteki yüzde 7,2’lik artışa göre belirgin bir hareketlenmeye işaret etmektedir. Ve sanayi sektörü üçüncü çeyrek büyümesine 2,6 puanlık çok önemli katkı yapmıştır” dedi.
 
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Dünyadaki birçok kurum ve kuruluş, 2017’ye girilirken Türkiye ekonomisi için açıkladıkları olumsuz beklentilerini, son aylarda yüzde 6’lara revize etmek zorunda kalıyordu. İşte bugün açıklanan üçüncü çeyrek büyüme verileri, bu düzeltmeleri en güçlü bir şekilde teyit ediyor.

Çin ve Hindistan’ı geride bırakarak, 3. çeyrek bazında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğumuzu ortaya koyan bu veriler, biz sanayicilerin ekonomimize olan güçlü inancımızın ve umutlarımızın boşuna olmadığını ortaya koyuyor. Nitekim sanayi sektörümüzün de büyümeye son yılların en güçlü katkısını verdiğini görüyoruz ve bununla da gurur duyuyoruz. Her şeyden önemlisi Türkiye ekonomisi, 2017 üçüncü çeyrekte son 24 çeyrek, yani yaklaşık 6 yıl gibi uzun bir aranın ardından, yüzde 11,1 ile çift haneli büyüme başarısı göstermiştir.
Sanayi sektörümüzün yüzde 14,8 ile oldukça güçlü bir büyüme gösterdiğini görüyoruz. Bu büyüme, ikinci çeyrekteki yüzde 7,2’lik artışa göre belirgin bir hareketlenmeye işaret etmektedir. Ve sanayi sektörü üçüncü çeyrek büyümesine 2,6 puanlık çok önemli katkı yapmıştır.

Büyümenin diğer alt kırılımlarına baktığımızda, sürdürülebilir ve kaliteli büyüme adına da sevindirici bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Üçüncü çeyrekte yatırımlar yüzde 12,4 ile dikkat çekici bir canlanma göstermiştir. Özellikle ilk iki çeyrekte düşüş eğilimi gösteren makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15,3’lük artış dikkat çekicidir. Yine net dış talebin büyümeye pozitif katkısını sürdürmesi de oldukça önemlidir. Bütün bunlar, büyümenin sürdürülebilirliği açısından umut vericidir.

Bu büyümeyi motive eden en önemli faktörler, hiç kuşkusuz 2017 yılına girilirken hükümetimizin KGF kefaleti ile sağladığı kredi artışı ve güçlü teşviklerle yarattığı olumlu finansal koşullardır.
Yine de büyümenin önündeki riskler de göz ardı edilmemelidir. Üretkenlik ve teknolojik yeniliklerin de istenen hızda seyretmemesi büyümenin kalitesi açısından önümüzdeki günler adına risk oluşturmaktadır. 2018 yılında bu alanlarda etkin uygulama ve önlemlerin alınması gereğinin altını çizmek isterim. Öte yandan enflasyon, yüksek faiz, cari açık ve kurdaki hareketlilik gibi temel göstergelere de her zamankinden daha fazla dikkat edilmelidir.”