SAHA İSTANBUL Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği, tarafından 13 – 15 Eylül 2018 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde yapılacak SAHA İSTANBUL Savunma, Havacılık, Uzay Sanayi Fuarı’nın basın lansmanı, WOW Hotel’de gerçekleştirildi. Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Dr.  Celal Sami Tüfekçi’nin, SAHA İstanbul’un Yönetim Kurulu Başkanı, insansız hava araçları üreticisi Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ve İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran ve SAHA İSTANBUL Genel Sekreteri İlhami Keleş’in konuşma yaptıkları toplantıya SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Üyeleri de katıldı. 

“Savunma sanayimizde millilik olmazsa olmazımız!” 
Savunma, havacılık, denizcilik, uzay endüstrisi üreticileri ile tedarikçilerinin buluşma platformu olacak SAHA EXPO 2018’in basın lansmanında konuşan SAHA İstanbul’un Yönetim Kurulu Başkanı, insansız hava araçları üreticisi Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, SAHA İSTANBUL’un en önemli amacının İstanbul eksenli sanayilerin savunma sanayiine dahil etmek olduğunu söyledi. Savunma sanayii alanında milli ve özgün ürünlerin toplumun her kesiminde heyecanla karşılandığını belirten  Bayraktar, “İstanbul eksenli firmaların  savunma sanayiine önemli katkıları olacağını düşünerek SAHA İstanbul’u kurduk” dedi.  
Son 15 yıldır savunma sanayiinde yerlilik oranının yüzde 20’lerde olduğunu son yıllarda firmaların teşvik edilmesi, is, ihtiyaçların millileşmesi için teşvikler ve ar-ge çalışması ile yerlilik oranının yüzde 65 olduğuna yükseldiğine dikkat çeken Bayraktar şöyle devam etti: “Bundan  15 yıl önce gayri safi milli hasılanın %4’ü savunma sanayine aktarılıyordu. Şu anda millilik oranı yüzde 65’lere ulaştı ama gayri safi milli hasıladan savunma sanayine aktarılan oran yüzde 2. Bizim firmalarımız savunma sanayine dahil olduğu zaman ar-ge merkezlerimiz savunma sanayine çalıştığı zaman maliyetlerimiz de düşüyor.  Son dönemde sürdürülen Zeytin Dalı, Afrin operasyonlarında gördük ki savunma sanayimizde millilik olmazsa olmazımız.” 
SAHA İSTANBUL’un tek başına proje üreten bir yapı değil, Ankara’daki savunma sanayi ile sanayiciler arasında bir ara yüz olacağını belirten Bayraktar  “Bildiğiniz gibi savunma sanayi en ileri teknolojik gelişmelerin üretildiği bir alan. Bu durum sivil sektöre yönelik açılımlar için de çok önemli. Elektronik, yazılım, radar teknolojileri, güdümlü kontrol gibi pek çok alanda ana sistemlerden alt ana sistemlere, bileşenlerden teknolojilere kadar her aşamayı geliştirmek zorundasınız. Bu kabiliyete sahip olduğunuz zaman diğer sektörlere de katkısı oluyor” şeklinde konuştu. 
Şu anda  savunma sanayinde en önemli stratejik hedefin “Küresel etkinlik ve teknolojik derinlik” temasına uygun olarak devam ettiğini ifade eden Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “SAHA İstanbul olarak hedefimiz ana platformlarda çok önemli başarı hikayelerimiz var. Bugün artık milli gemimizi yapıyoruz yerli ATAK helikopterimizi yapıyoruz Baykar %100 yerli İHA’lar SİHA’lar üretiyor. Şimdi bunu alt ana sistemlere yaymamız lazım. Kabiliyet yüksek firmaları bu sektöre dahil ederek ilerlememiz gerek.”
 Özellikle  son olarak Katar’da düzenlenen fuarda  Türk savunma sanayinin 1 milyar dolarlık sipariş aldığını, geçtiğimiz ay 4 adet MİLGEM savaş gemisinin ihracat sözleşmesinin yapıldığını hatırlatan Bayraktar “Bunlar çok önemli başarılar. SAHA İSTANBUL gibi kümelerin buna katkısı çok önemli. 13- 15 Eylül tarihleri arasında SAHA EXPO Fuarı’nda 135 katılımcı firmamız yer alacak. Geliştirdikleri ürünleri bu arada sergileyecekler” dedi. 

Türkiye’nin en büyük kümelenmesi; SAHA İSTANBUL
Bayraktar’dan sonra söz alan SAHA İSTANBUL Genel Sekreteri İlhami Keleş, SAHA İSTANBUL’u tanıttı, Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi (UR - GE) Projesi kapsamında firmalara dönük etkinliklerin yer alacağı SAHA EXPO Fuarı’nın detaylarını basın mensuplarıyla paylaştı. SAHA İstanbul Kuzey Marmara’da 150 milyon metrekarelik alanda 52 tersane 54  üniversiteyi ve 65 bin sanayicinin bulunduğu bölgeyi merkezine alan Türkiye’nin en büyük kümelenmesi olduğunu ifade etti.  Keleş, Saha İstanbul’un tamamen yerli ve milli kaynaklarla silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaç duyduğu silah sistemleri, sivil havacılığımızın ve uzay endüstrisinin ihtiyaçlarını kendi milli firmalarımızın yapar hale gelmesi için kurulmuş, bir orkestra şefi gibi çalışan bir organizasyon olduğunu söyledi. 2015 yılında 27 firma ile kurulan SAHA İstanbul’un şu anda 23 sektörden 302 üyesi bulunuyor. İnsansız hava araçları, sivil havacılık, hava, deniz, kara kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu silah ve sistemlerin yerli olarak üretilmesi amaçlanıyor. SAHA İstanbul olarak sektöre getirmeye çalıştıkları en önemli açılımın alt sistem ve sistem üreticisi üretim grupları oluşturmak olduğuna dikkat çeken ve somut örnekler görmeye başladıklarını ifade eden Keleş “33 firmayı Roketsan’ın tedarikçileri arasına soktuk, TAİ’nin iklimlendirmesini 7 firma ile çalışıyoruz, Boeing’e tedarikçi olan 4 firmamız var” dedi. 
Keleş, SAHA İstanbul olarak firmaların uluslararası kalifikasyonlara ulaşması için 2 UR-GE Projesi yürüttüklerini, 11 Üniversite ile çeşitli ürünler geliştirdiklerini, işbirlikleri yaptıklarını, SSB’nin EYDEP Projesi’nin Kuzey Marmara ayağını SAHA İSTANBUL’un yürüteceğini bu proje sayesinde hangi firmanın hangi yetenekleri olduğunu öğrenebileceklerini söyledi. SAHA İSTANBUL ile firmaların savunma sanayindeki talepler konusunda bilgilendirildiklerini, birlikte ticaret yapmak ve birlikte büyümek kültürünün geliştirildiğini belirten Keleş, bu yıl ilk kez gerçekleştirecekleri SAHA EXPO Fuarı’nda, savunma sanayinde, sivil havacılıkta ana yüklenici firmaları alt sistemler ve parçalarını üreten firmalarla buluşturacaklarını belirtti. Keleş, SAHA EXPO’da yapılacak stratejik işbirliklerinin, kurulacak networklerin firmalar ve savuna sanayinin millileşmesin önemli katkı sağlayacağını ifade etti. 
SAHA EXPO ülkemiz ve sanayicimiz için büyük kazanım 
Savunma sanayi diğer sektörler üzerinde bir çarpan etkisine sahip olduğunu ifade eden İSO Başkanı Erdal Bahçıvan “Bu sektörün, hem yarattığı üretim talebi, hem de teknolojik geri beslemeler yoluyla makine, kimya, tekstil, otomotiv, bilişim teknolojileri, inşaat, gemi endüstrisi gibi birçok sanayi alt sektörüne de önemli katkısı olmaktadır. İşte bu noktada, SAHA İSTANBUL’un faaliyetleri ve bugün burada duyurusunu yaptığımız fuarın da altını çizdiği gibi; askeri endüstri ile sivil endüstri arasındaki değer yaratan ilişkinin son yıllarda güçlendiğinin altını çizmek istiyorum” dedi. Bahçıvan “Bu sene ilki gerçekleşecek SAHA EXPO, Savunma, Havacılık, Uzay Sanayii Fuarı, savunma sanayimiz için çok önemli bir değer yaratacak, sadece biz sanayiciler için değil, ülkemiz ve gözbebeğimiz Silahlı Kuvvetlerimiz için de büyük bir kazanım sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

2030 Yılında milli uçağımız semalarda olacak
SAHA İSTANBUL’un geleceğin  teknolojileri için yerinde ve güçlü bir kümelenme projesi olarak başladığını belirten İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran “Şimdi Türkiye’nin kendi uçağını, silahını, savunma sistemlerini üretebilen daha güçlü bir ülke olma yolunda SAHA İSTANBUL, bu yıl ilk defa imza atıyor. SAHA EXPO, Savunma Havacılık Uzay Sanayii Fuarı’nı gerçekleştiriyor” dedi. 2018 ‘in Temmuz ayında savunma ve havacılık ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 77 artış gösterdiğine dikkat çeken Oran şöyle devam etti: “ Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz hafta Cuma günü  açıkladığı  100 günlük  eylem planı da bu doğrultuda  gelişmelere güçlü bir şekilde işaret ediyor ve destek veriyor. Nitekim eylem planı kapsamında 400 projenin 48 tanesi savunma ve havacılık alanındaki projeler. Lazer silahlarından uydulara, roket ve füzelerden savaş uçağına kadar pek  çok  proje  bu kapsamda devreye alınıyor. Yeni nesil savaş uçağı için tarih belli, hedef belli. İnşaallah 2030’da yerli ve milli savaş uçağı semada olacak.” 
 Son 16 yılda büyüyen bir Türkiye’nin birilerini rahatsız ettiğini söyleyen Oran “Güçlü liderlik, devam eden istikrar, kararlı devlet... Türkiye için yepyeni ve başarılı bir hikaye oluşturdu.  Bizim gayemiz işte bu başarıyı sürdürmek. Gerçi hevesler, köksüz fikriler, ekonomimiz üzerinde algı oyunları, sahnelenmek istenen tiyatro oyunlarına karnımız tok” dedi.

Türkiye’nin savunma sanayinde köşeye sıkışmış bir durumu yok 
Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Dr. Celal Sami Tükefçi SAHA İSTANBUL’un İstanbul ayağını oluşturduğu EYDEP Projesi ile konuşmasına başladı. “EYDEP  Projesi, yüksek katma değerli üretim çabasıyla yola çıkmış yüksek teknoloji üretememiş yolunu kaybetmek ve sadece sanayicilik adına rutin üretimde kalmış sanayicilerimiz, özellikle küçük sanayicilerimiz için büyük bir fırsat.  Başkanlığımıza bünyesinde yürütülen bu projenin tüm Türkiye’ye yaygınlaşması temennimiz” dedi. 100 günlük eylem planında “ Türkiye’deki savunma sanayinde üretim yapan, vakıf şirketlerinin TÜBİTAK gibi kurumların bir araya getiren “Ortak akıl Platformu”nun kurulduğuna dikkat çeken Tüfekçi “Biz Türkiye’de iş birliği ,güç birliği yapmadan bir yere varamayacağız, varamıyoruz da. Herkesi aynı hedefe götürebilmek için bu platform hayat geçiriyoruz. Yapacağımız çalıştaylarda ‘Neden birlikte çalışamıyoruz?’ sorusuna cevap arayacağız. Burada kümelenmelerin önemli katkıları olacağını düşünüyoruz” dedi. 
Son dönemde çok konuşulan Endüstri 4.0’ın Türkiye için bir tuzak olduğunu ifade eden Tüfekçi şöyle devam etti. “Bizim insan kaynağımızın yetişmesi ve çok sayıda insanın savunma sanayinde faaliyet göstermesi gerekiyor. Proje portföyümüze bakınca gelişmiş ülkelerden aşağı kalmıyoruz. Ancak bunları yapacak i yeterli insan sayıda insanımızın yok. SASAD rakamlarına göre savunma sanayinde çalışan insan gücümüz 45 bin. Fransa da savunma alanında çalışan insan sayısı 350 – 400 bin kişi. Gelişmiş ülke olma yolunda yeteneğimizden ziyade yetişmiş insan sayımızın arttırılması gerek.”
Son dönemde savunma sanayiinde Amerika ile yaşanan sıkıntılı süreç sorulan Tüfekçi “Biz bunlara sıkıntı gözüyle bakmıyoruz. Aselsan Türkiye’ye yapılan ambargo ile hayat geçmiştir. Bu tür kısıtlamalar bizi asla yıldırmaz aksine gelişmemize vesile olur. Kısıtlamalar konusunda hem MİLGEM’de hem ATAK’ta alternatiflerimiz var. Türkiye’nin savunma sanayiinde köşeye sıkışmış bir durumu yok Allah’ın izniyle” şeklinde konuştu. 

Akıncı Motoru için TEİ ile ortak çalışıyoruz  

Toplantı sırasında Baykar tarafından geliştirilen Akıncı insansız hava aracında kullanılacak motorunun nereden temin edileceğinin sorulması üzerine Haluk Bayraktar “Akıncı Projesi  bugün 60 bin saat uçuşu tamamlamış  ülkemizi bu alanda ileri taşıyacak kendi klasmanında radar sistemleriyle elektronik moduyla en iyi teknolojiye sahip bir platform. TEİ tarafından geliştirilen PD 170 motoru, tamamen yerli ve milli olarak geliştirilen dizel motor. Bu motorun  Akıcı’da kullanılması için ortak çalışmalar yapıyoruz. Motorun güçlendirilmesi yapıldı testleri  yapılıyor. Motorun güç performansına göre Akıncı da motorun kapasitesine göre uygun hale getirilecek. Motor üretimi konusunda Türkiye önemli gelişmeler var. Biz bu alanda yerli motorların kullanılmasını için çalışıyoruz. Yurtdışında alınması durumunda bizi kısıtlama getirmeyecek şekilde bir çalışma yapılması söz konusu” cevabını verdi. 
Savunma sanayinin kendi dinamikleri olduğunu söyleyen Bayraktar “Bu alanda başarılı olmak için ne gerekiyorsa fedakarca yapmaya odaklanmış,  bu işe adeta bir milli seferberlik gibi bakan, girişimciler  istiyor. Bu ticari kaygıyla  yol alabileceğiniz bir alan değil. Bu işin heyecanını duyan geliştirdiği sistemler teknolojiler  kendi askeri kendi polisinin kullanmasıyla gurur duyacak. Onun  sahada iken güvenliğine sağladığı katkı ile şeref duyacak bir anlayışı ve kültür gerekiyor. Adanmışlık gerekiyor” dedi.