ANKARA (AA) - ABD yönetiminin İran'a uyguladığı yaptırımları delmek suçlamasıyla hafta sonu ABD'de tutuklanan iş adamı Rıza Sarraf'ın avukatı Şeyda Yıldırım, müvekkiline yöneltilen suçlamaların ABD'nin kendi koyduğu ve kaldırdığı yaptırımlarla ilgili olduğunu söyledi. Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, soruşturmanın New York'ta yürütüleceğini belirterek, müvekkilinin dün hakim karşısına çıktığını, 4 Nisan'a kadar mahkemeden süre aldıklarını ifade etti. Sarraf'ın 19 Mart'ta tatil için gittiği Miami'de gözaltına alındığını anlatan Yıldırım, müvekkilinin "henüz tutuklanmadığını ve gözaltı sürecinin" sürdüğünü, kefalet talebinde bulunduklarını kaydetti.

Yıldırım, "Biz de düne kadar suçlamaların ne olduğunu bilmiyorduk" dedi.
Mahkemeden süre aldıklarını ve iki hafta içinde kendi hazırlıklarını yapacaklarını anlatan Yıldırım, "Bu arada kefaletle ilgili görüşme yapılacak. 4 Nisan'dan sonra da bununla ilgili bir karar verilecek" ifadesini kullandı. Yıldırım, davanın New York'ta görüleceğini ancak buraya gözaltında mı yoksa kefalet talebi kabul edilerek mi gidileceğine mahkemenin karar vereceğini söyledi. Yıldırım, müvekkilinin eşi ve kızıyla ABD'ye tatile gittiğinde gözaltına alındığının altını çizdi. Suçlamaların ne olduğunun sorulması üzerine Yıldırım, bunların ABD'nin İran'a kendi koyduğu ve kaldırdığı yaptırımlarla ilgili olduğunu belirterek, "2011 ve 2015 arası gibi bir tarih aralığı görünüyor elimize geçen evraklarda. Bu tarihler arasındaki dönemde ambargoyla ilgili birtakım iddialar var ama bu iddiaların hepsi izah edilebilir" dedi. "Bu ticareti büyük Amerikan şirketleri zaten yapıyor" diyen Yıldırım, "Zaten sorun da buradan çıkıyor. Rıza Sarraf'ın ticaretinin sorgulanması aslında. Hepsi resmi ve banka üzerinden yapılan kayıtlı işlemler" dedi. Yıldırım, bunların hepsinin açıklamasının zaman içinde yapılacağını belirterek, kendileri için hassas konunun bu süre zarfında Sarraf'ın gözaltında kalıp kalmaması olduğunu söyledi.  Müvekkili hakkındaki soruşturmanın ticari olduğunu anlatan Yıldırım, Sarraf hakkında "75 yıl isteniyor" gibi yansıtılan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ve kendilerine ulaştırılan evraklarda böyle ifadelerin yer almadığını dile getirdi.

Gözetim merkezinde tutuluyor
Sarraf'ın henüz cezaevine konulmadığını ve kefalet tartışmasının sürdüğünü aktaran Yıldırım, müvekkilinin federal bir gözetim merkezinde bulunduğunu kaydetti.  Yıldırım, müvekkilinin durumunun teknik olarak tam bir tutukluluk halinin olmadığını ifade etti. ABD Adalet Bakanlığından yapılan açıklamada, Sarraf'la ilgili 19 Mart'ta yapılan işlem için "tutuklama" ifadesi kullanılmış, iş adamının dün Miami'deki federal mahkemeye çıkarıldığı belirtilmişti.

İddianameden 
Federal savcılar tarafından hazırlanan iddianamede Sarraf ile hala aranan İran vatandaşları Kamelia Cemşidi ve Hüseyin Necafzade'nin 2010 ve 2015 yılları arasında İran şirketleri, İran hükümeti ve İran devletine ait varlıklar adına ve çıkarına milyonlarca dolarlık sahtekarlıkta bulunarak İran'a uygulanan ekonomik yaptırımları ihlal ettiği öne sürüldü.  Söz konusu sahtekarlığın, İran hükümetinin ABD ve Birleşmiş Milletler tarafından uygulanan ekonomik yaptırımları delmesine yardımcı olmak için düzenlenen kasıtlı çabaların bir parçası olduğuna işaret edilen iddianamede şu ifadelere yer veriliyor: 
"3 Aralık 2011'de Sarraf ve Necafzade'ye Farsça taslak bir mektup gönderildi. İran Merkez Bankası müdürüne hitaben yazılan ve Sarraf'ın imzalaması için hazırlanan mektupta 'Dini lider ile Merkez Bankası'nın saygıdeğer yetkilileri ve çalışanlarının yaptırımlara karşı oynadığı rol, yaptırımları akılcı bir biçimde etkisiz hale getiriyor ve hatta özel yöntemlerin kullanılmasıyla bunları fırsat haline çeviriyor... Halihazırdaki eğilimin yaptırımların daha da yoğunlaştırılması ve artırılmasına yönelik olması ve İran İslam Devrimi'nin bilge liderinin bunun ekonomik cihat yılı olacağı açıklaması üzerine yaklaşık 50 yıllık döviz deneyimine sahip Sarraf ailesi, para ve döviz için yaptırım karşıtı politikaların uygulanmasına yardımcı olmayı ulusal ve ahlaki görev saydığını belirtmek ister.' ifadeleri geçiyor."

İddianamede İran hükümeti ve İran şirketleri adına çalıştığı belirtilen sanıkların, banka işlemlerini İran, Türkiye ve diğer ülkedeki bazı şirketlerden oluşan uluslararası ağı kullanarak yaptığı ve aralarında ABD bankalarının da bulunduğu bazı finans enstitülerini dolandırdığı öne sürülüyor. İddianamede sanıkların her biri,  ABD'yi dolandırmak, İran'a yönelik uluslararası yaptırım kararını ihlal etmek, bankacılık sahtekarlığı yapmak ve kara para aklamakla suçlanıyor. ABD yasalarına göre hükümeti dolandırmak 5 yıl, uluslararası ekonomik yaptırım kararını ihlal etmek ve kara para aklamak 20'şer yıl, ve bankacılık sahtekarlığı 30 yıl hapis ile cezalandırılıyor. Dolayısıyla sanıkların her biri için 75 yıl hapis cezası isteniyor. 
Ulusal güvenlikten sorumlu Adalet Bakanı Yardımcısı John P. Carlin, "İddianamede yöneltilen suçlamalara göre Sarraf, Cemşidi ve  Necafzade, İran hükümeti ve şirketleri adına milyonlarca dolarlık banka işlemi yaparak ABD yaptırımlarını delmiştir. İddia edilen bu ihlaller ve ardından yasa dışı eylemleri gizlemek için harcanan çabalar, ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarını korumayı amaçlayan yasaları ihlal etmiştir.Ulusal Güvenlik Birimi, ABD yaptırımlarını ihlal edenleri adalet karşısına çıkarmaya devam edecektir." dedi.