İSTANBUL (AA) - ADEM DEMİR - Koleksiyonerler Kulübü 2. Başkanı İrfan Yalın, koleksiyonların toplumların belleği olduğunu, gelecek kuşağa ışık tuttuğunu ve insana çok şey kazandırdığını, her türlü eşyadan koleksiyon olabileceğini söyledi.

AA muhabirine açıklamada bulunan Yalın, Türkiye'nin tek "teneke fotoğraf" koleksiyonuna sahip olduğunu ve elinde 1860-1880 yılları arasındaki Amerikan iç savaşı dönemine ait bin 500'e yakın teneke fotoğraf bulunduğunu belirtti.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Mısır'da Türklerin tutulduğu esir kamplarıyla ilgili evrak toplayarak koleksiyonculuğa merak saldığını daha sonra ise maskeler toplayarak bunu belli bir noktaya getirdiğini anlatan Yalın, "Dünyanın farklı yerlerinde eşyaları toplayarak oradaki kültürleri öğrenmeye başladım. Böylece amatör bir tarihçi haline geldim. Koleksiyonculuk, işe basit bulunan objelerle başlamak, diğer koleksiyonları izlemek, müzelere gitmek, sanat tarihini bilmek, koleksiyonu kategorize ederek dizmek ve mutlaka tasnif etmek olur." diye konuştu.

- "Koleksiyonlar bilime hizmet eder"

"Koleksiyonlar toplumların belleğidir, gelecek kuşağa ışık tutuyor. İnsana çok şey kazandırır. Her şeyin koleksiyonu olur" diyen Yalın, şöyle devam etti:

"İlk başta kazandırmaz ama daha sonra para da kazandırır. Bazı koleksiyonlar gerçekten zaman içerisinde büyük birikimler getirir. Bir çoğu da insana kültür kazandırır, zamanlarını güzel değerlendirmesi sağlar ve mutlu eder. Osmanlı dönemine ait ayakkabı sizi mutlu ediyorsa, bu çok güzel bir şeydir. Elimde Sait Halim Paşa'nın bir bastonu var. O dönemlerde bastonla dayanarak yürümek için değildi. Bir itibar göstergesiydi. Bu obje, o dönemi hatırlatıyor. Bunun yanında Osmanlı dönemine ait ayakkabı. Çok zarif işçiliği var. Hala güzel duruyor bugünkü tasarımlar taş çıkartacak kadar güzel. Birinci Dünya Savaşı'nda Filistin Cephesinde kullanılan bir dürbün kılıf. Eşyaların tek başına bir hikayesi olduğu gibi bir bütün halinde de bilime de hizmet eder."

Yalın, koleksiyon için toplanan kimi parçaların bilimsel araştırmalara kapılar açtığını ve geçmişe yönelik görsel bilgiler sağladığını belirterek, "Bu nedenle koleksiyonculuk dünyanın her yerinde gelişen, ilgi uyandıran ve insanları içine çeken güzel bir uğraştır. Ülkemizde de koleksiyonculuğa ilgi gittikçe artıyor. Biz de Koleksiyon Kulübü olarak, özellikle orta okul, lise öğrencilerine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Onları evlerindeki değerli eşyaları anlamaya, korumaya ve gelecek için saklamaya sevk etme yönünde bilinçlendiriyoruz." diye konuştu.

- "Koleksiyonculuğa ilgi artıyor"

Bazı dostlarının artık koleksiyonlarını özel müzelere dönüştürdüğünü aktaran Yalın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Deniz kabuklarından, fotoğraf makinelerinden oluşan müzelerimiz var. Su kültürü araç ve gereçleriyle adeta müze oluşturmuş dostumuz bulunuyor. Ancak yeterli değil. Avrupa'da kurşun kalem müzeleri bile var. Kurşun kalem dediğin şey sanayi tarihini, ülkenin siyasal ruh halini yansıtıyor sanki. Bu konuda daha iyi noktalara gelmek için, devletin ve belediyelerin katkısıyla çok daha farklı birikimlerle büyük bir zenginlik ortaya konulabilir." 

Yalın, koleksiyonculuğun ilginin hangi alanda yöneldiğinin zamanla değiştiğini, 20-30 yıl öncesine kadar pul ve madalya ya da para koleksiyonlarının daha fazla alaka gösterildiğini ancak şimdilerde değerli taşlar, gazoz şişeleri, kibrit kutuları ve gözlüğe kadar çok farklı yelpazede koleksiyonların merak uyandırdığını vurguladı.

Gelişen teknolojiyle birlikte dünyanın çok farklı noktalarında insanların atık internet üzerinden kimi kişilerin çöpe atacakları bir dolma kalemin Arjantin gibi bir ülkeden bile alıcısının çıktığını anlatan Yalın, şunları dile getirdi:

"Bunun için sürekli olarak şunu söylüyorum: Herkes evlerindeki değerli eşyaları ya da önemli gördükleri eski eşyaları değerlendirmelidir. Uzmanlarına sorup araştırma yapmalarını, evlerindeki eşyaları koruma altına alıp biriktirip daha sonra değerlendirmeleri gerektiğini asla unutmamalıdırlar. Çünkü o eşyalar zamanla müthiş derecede değerlenebilir. Mesela hepimizin sandığında olan İstanbul fotoğrafları yerine göre inanılmaz fiyatlara satılabiliyor. Bir mektup zaman içerisinde belge niteliği kazanıp, meraklısı bulunursa çok büyük değer kazandırabilir. İstanbul'da çıkmış gazoz şişeleri önemli bir değerdir. Bir müzeye bile satılabilir. Bu gözle bakmak lazım."

- "Eserleri sergilemekte hoşlanırlar" 

İrfan Yalın, koleksiyonerlerin topladıkları eserleri sergilemekten hoşlandıklarını ancak Türkiye'de çok zengin koleksiyon sahibi olan kişilerin hala çekinceleri bulunduğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Koleksiyonlarımız, bizden sonra ne olacak sorusu hepimizi korkutuyor. Eksik düzenlemeler ve yanlış bir bakış açısı var. Koleksiyoncu kayıt altına alınmış, esere değer vermiş birisidir. Koleksiyoncunun bu eşyaları koruması yer altına inmesinden yasa dışı yapılmasından çok daha iyidir. Bir kere kayıt altına alınmasıdır bu nedenle çıkacak yeni yasaların koleksiyonculuğu özendirecek şekilde, koleksiyonculuktan korkmayacak onlara değer verecek şekilde çıkmasını bekliyoruz."