Türkiye Madenciler Derneği (TMD) tarafından bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Uluslararası Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı ve Sergisi gerçekleşti. 1-4 Aralık tarihlerinde düzenlenen konferansa Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Mithat Cansız, Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, TİM Maden Sektörü Kurulu Başkanı (İMİB Yönetim Kurulu Başkanı) Aydın Dinçer, Avustralya Türkiye Büyükelçisi Marc Innes Brown, Kanada Başkonsolosu Ulric Shannon,  Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Direktörü Numan Özcan gibi isimler katılım gösterdi. Gerçekleşen açılış konuşmalarından sonra uzman konuşmacıların maden sektörü hakkında bilgi aktardığı konferansa katılımcılar yoğun ilgi gösterdi. Konferansa Maden Mühendisliği okuyan üniversite öğrencileri de büyük ilgi gösterdi, yurtdışından gelen konunun uzmanı yetkin isimlerle görüşme fırsatı yakaladılar. Konferans sonunda katılımcılara ve sergiye katılan firmalara Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu teşekkür plaketlerini takdim etti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Mithat Cansız; 3’üncü Uluslararası Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı ve Sergisi’nde yaptığı açıklamada, 2018'de 7 bin 525 maden ruhsatını denetlediklerini söyleyerek, “10 bin 500 maden ocağını denetledik. Güvenliği tehdit eden bin 776 işletmenin faaliyetlerini durdurduk. 2023'e geldiğimizde yılda 14 bin sahanın nitelikli ve objektif bir şekilde denetlenmesini hedefliyoruz" dedi.

İşletme güvenliği sağlanmayan madenlere karşı ‘sıfır tolerans’

Tüm madencilerin ‘4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutladığını söyleyen Cansız, işletme güvenliği sağlanmayan madenlere karşı ‘sıfır tolerans’ uygulaması kapsamında birçok denetim ve düzenlemeyi hayata geçirdiklerini söyledi. Madenleri risk gruplarına göre mavi, sarı ve kırmızı olmak üzere üçe ayırdıklarını söyleyen Cansız, daha önce 2-3 yılda bir denetlenen ruhsat sahalarının artık risk büyüklüğüne bağlı olarak düzenli bir şekilde denetlendiğini dile getirdi.

 “2018'de 7 bin 525 maden ruhsatını, 10 bin 500 maden ocağını denetledik”

Yapılan denetlemeler için alanda en az 5 yıl çalışmış 70 uzman istihdam ettiklerini dile getiren Cansız, 180 uzmanın daha bakanlık bünyesine katılacağını ve yetkin personel istihdamının devam edeceğini belirtti. Denetimlerin objektif olarak belirli usul ve esaslar çerçevesinde yapılması için bir kitapçık hazırladıklarını ifade eden Cansız şu ifadeleri kullandı: "Bütün personel buna göre denetim yapıyor. Denetimler artık çok daha objektif ve fazla yapılıyor. 2018'de 7 bin 525 maden ruhsatını yani 10 bin 500 maden ocağını denetledik. Güvenliği tehdit eden bin 776 işletmenin faaliyetlerini durdurduk. Geçmiş yıllara göre daha sıkı ve objektif denetleme yapıyoruz. Biz 2023'e geldiğimizde yılda 14 bin sahanın nitelikli ve objektif bir şekilde denetlenmesini hedefliyoruz. Bu her yılda ortalama iki defa denetleme demektir”.

“Hedefimiz sıfır ölümlü kaza”

Cansız, madenlerde ölümlü kaza sayısının da önceki yıllara göre azaldığını ancak hedefin ‘sıfır ölümlü kaza’ olduğunu belirterek, madenlerde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün eğitimle oluşturulabileceğini vurguladı. Maden İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde e-Maden uygulamasını başlattıklarını aktaran Cansız, "İşlem ve hizmetlerdeki hızı, kaliteyi ve şeffaflığı artırmak adına geçen yıl eylülde başlattığımız e-Maden uygulaması sayesinde, ruhsat hukukuna ilişkin 700'ü aşkın iş ve işlemi elektronik ortama aktaracağız. Böylece bürokrasinin azaltılması sağlanacak. 2019 yılının başında devreye alacağımız e-Maden ile madencilik sektörünü Endüstri 4.0 standartlarında uluslararası nitelikleri haiz bir noktaya taşımış olacağız" diye konuştu.

TMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu yaptığı açıklamada madencilik sektöründe güvenlik kültürü ve bilincinin önemini belirtti. Bu bilincin oluşturulmadığı sürece kanun, yönetmelik veya cezalarla bir yere varılamayacağını vurgulayan Emiroğlu, "Sürdürülebilir madenciliğin temel taşlarından birisi iş sağlığı ve güvenliğidir. Burada işverenden yöneticisine ve kamuya kadar ortak sorumluğumuz var. Bu güvenlik kültürünün oluşması uzun bir yol ama yılmadan devam etmemiz gerekiyor" dedi.

“Dünyada ‘sıfır kaza’ vizyonu ciddi şekilde yaygınlaşıyor”

Emiroğlu, güvenlik kültürünün oluşturulmasında eğitimin en önemli faktör olduğunu kaydederek, artık dünyada ‘sıfır kaza’ vizyonunun ciddi şekilde yaygınlaşmaya başladığını ve bu vizyonun içselleştirildiğini ifade etti.

Emiroğlu sözlerini şöyle tamamladı: "Biz de bunu kendimize şiar edinmeli ve sahiplenmeliyiz. Toplumda maalesef sektörümüzün imajı iyi değil. Bu algıyı mutlaka değiştirmemiz gerekiyor. İş kazaları ve ölümlerle değil, öz kaynaklarını verimli kullanan, çevreyi ve insanı önceleyen, ekonomiyi büyüten ve cari açığı azaltarak istihdamı artıran bir sektör haline gelmemiz lazım”.

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer ise Türkiye'nin madencilik sektöründeki ihracatının geçen yıl 4,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini, yaklaşık 5 milyar dolara dayandığını söyledi. Bu yıl da aynı rakamların hedeflendiğini kaydeden Dinçer, Türkiye'nin madencilik sektörünü daha ileriye taşıyabilmek için iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarına azami özen gösterilmesi gerektiğini ve dünyadaki gelişmiş yöntemlerin örnek alınabileceğini söyledi.

Bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Uluslararası Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nda Konferans Başkanı olan Güner Gürtunca da, her yaptıkları konferansta daha iyi ilerleme kaydettiklerini söyleyerek, “Geçtiğimiz konferansta önleyici tedbirleri konuştuk. Bu konferansta da madende kaza olursa eğer, bu kazaya nasıl hazırlanmamız ve müdahale etmemiz gerektiğini irdeledik. Konferansta, iş güvenliği ve sağlığı modelleri tartışıldı. Katılım çok iyiydi. İnşallah aynı şekilde devam ederiz” dedi.