İSTANBUL (AA) - MUSAB TURAN - İş dünyası, terör saldırılarının, Türkiye'nin bölgesindeki potansiyel fırsatlara yönelik hakim konumunu hedef aldığını belirterek, terörle mücadelede kararlılık istedi.

İş dünyası, terör saldırıları ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerini AA muhabiriyle paylaştı.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, terör eylemlerinin Türkiye'nin milli birlik ve bütünlüğünü tehdit ettiğini söyledi.

Bölgesinde hakim konumda olan Türkiye Cumhuriyetinin geleceğinin dinamitlenmek istendiğini anlatan Vardan, "Bu tür olaylar vatandaşlarımız için bir menfaat getirmeyecek, bunları yapanların hiçbir emeline hizmet etmemektedir. Sonuçta ülkemizin gelişememesi ancak Türkiye düşmanlarını sevindirir. Halbuki ülkemizin önü gayet açıktır, genç ve dinamik nüfusuyla gelecek vadeden ve sadece kendisi için değil bölgesi için de örnek olan bir yapıya ve potansiyele sahiptir" ifadelerini kullandı.  



- "Dış yatırımların devamını sağlamalıyız"


 
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, Ankara Kızılay'daki gibi terör saldırıları karşısında kenetlendiğine işaret eden Vardan, iş dünyasını, dışarıdaki Türkiye algısı konusunda küresel ortaklarını bilgilendirmeye çağırdı.

Vardan, şöyle konuştu:

"Tek vücut halinde bu zalimlerin, ülkemizin düşmesini istediği durumun aksine bir tablo ortaya çıkartmalıyız. Bunun için de yatırımların artmasına ve ülkemizin ekonomik ve sosyal olarak gelişmesine yönelik her türlü çabayı sarf etmeliyiz. Hatta bunu ülkemiz dışındaki ortaklarımıza da aktararak, dış yatırımların devamını da sağlamalıyız.Geçmekte olduğumuz bu süreçte, yatırımlarımız ve dış ticaretimiz hız kesmemeli aksine daha da artmalıdır." 

 

- "Türkiye'nin istikrarlı yönetimi ve büyüme trendi var"


Vardan, Türkiye'nin son yıllarda coğrafyasında dengeleri belirleyen, hakim konumuna dikkati çekerek, "Türkiye, bölgesinde önemli bir güçtür, bölgenin en güçlü ve dinamik ülkesidir. Türkiye'nin istikrarlı yönetimi ve büyüme trendi vardır. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin ali hedefleri doğrultusunda, dış ekonomik ilişkilerde elimizden gelen her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz" dedi.


- "Güven psikolojisi ekonomiye de olumlu yansıyacak"


Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, Türkiye ekonomisinin birkaç bombayla sarsılma dönemlerini geride bıraktığını söyledi.

Türkiye ekonomisi için kötü senaryoların getireceği olumsuzluklarının bulunabileceğini, buna karşın köklü devlet geleneğine ve terörle mücadeleye aşina Türkiye Cumhuriyetinin kuvvetine inandığını aktaran Koca, 2016 yılının ekonomi açısından başarılı geçeceğini dile getirdi.

"Kötü senaryo handikabına girmeye gerek olduğunu düşünmüyoruz" diyen Koca, terör saldırılarının, bölgesini önümüzdeki süreçte yeniden inşa edebilecek güçte olan Türkiye ekonomisinin geleceğini dinamitlemek amacıyla yapıldığını anlattı.

Koca, şunları da kaydetti:

"Ülkemiz içinde cereyan eden terör sorunlarında, hendekler ve barikatlar sorunlarında psikolojik üstünlük kesinlikle devletten yana geçmiştir. Operasyona girilen hiçbir yerleşim yerinde çözümü yarım bırakılmış bir belde gözükmüyor. Bu sonuçlar milletimiz için hem o bölgede yaşayanlar hem de diğer bölgelerde yaşayanlar açısından güven artırıcı olmuştur. Bu güven psikolojisi ekonomiye de olumlu yansıyacaktır.

Yılbaşı itibarıyla ülkeden çıkan yabancı yatırımcının yeniden ülkeye ciddi boyutlarda dönüş sinyalini almıştık. Yeniden terör ve bombalar, bu gelişimi geri püskürtme beklentili olsa da amacına ulaşamayacaktır. 2016 sonu itibarıyla ekonomimizin daha iyi bir durumda olacağına inancımız tamdır."



- "Terör eylemlerinin ekonomimizi sarsacağını düşünmüyorum"



Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Rahmi Çuhacı da Türkiye'nin kritik bir virajdan daha geçtiğini, siyasetçilerin uzlaşması gerektiğini vurguladı.

Siyasetçiler arasındaki gerilimli ortamın bir şekilde sona ermesi halinde bu tarz terör olayları için elverişli ortamın da ortadan kalkacağını belirten Çuhacı, iş dünyasının "bu sancılı günlerde" siyasetçilerden sürdürülebilir uzlaşma beklediğinin altını çizdi.

Çuhacı, toplumun siyasetçilerden etkilendiğini anımsatarak, şöyle konuştu:

"Siyasette ve sosyal yaşamda taraflar arasında bir gerilim varsa bu, terörden beslenenler için bulunmaz fırsattır. Herkes kişisel ya da ideolojik hırslarından arınarak Türkiye’de yaşayanların ortak menfaatlerinin gereğini düşünmek zorundadır. Böyle bir durumda gerilim düşecek ve en azından yaz aylarında rezervasyonların canlanmasıyla en azından turizm daha az zarar edecektir. Türkiye bu tarz terör olaylarına karşı uzun süre etkilenen zayıf bir bünyeye sahip değil. 

Kısa süreli şoklar yaşanacaktır ancak orta ve uzun vadede saldırıların tekrarlanmaması halinde sosyal ve ekonomik yaşam, normal akışında devam edecektir. Aslında teröristleri azmettirenlere verilecek en büyük yanıt da budur. Bu tip saldırılar olduğunda ilk ve en yaygın tepkinin ne olduğuna bakalım, işte tam da o tepkidir saldırıyı azmettirenlerin amacı…"



- "Uzun vadede üretmeye ve idame etmeye muktedir bir ekonomimiz var"


Çuhacı, Türkiye ekonomisinin, bölgenin yeniden inşasında önemli işler yapacağını aktardı.

Türkiye ekonomisinin uzun vadeli gücüne dikkati çeken Çuhacı, şunları söyledi:

"Tüm bu tablo içinde sadece gazetelere ve TV ekranlarına bakınca ekonomi değil terör, yaşam değil ölüm, mutluluk değil acı konuştuğumuzu göreceksiniz. Sarsıntı kelimesini kullanmak istemeyiz ayrıca bu menfur terör eylemlerinin ekonomimizi sarsacağını düşünmüyorum. Elbette bir sıkıntı olduğu aşikardır ama Türkiye uzun süredir terörle mücadele eden güçlü bir ülke ve uzun vadede üretmeye ve idame etmeye muktedir bir ekonomimiz var."

Çuhacı, yıl sonunda Türkiye ekonomisinin sınavı geçeceğini ifade ederek, "Terörle mücadelede başarılı olursak yüzde 4'lük büyüme hedefinin yarısını ilk altı ayda başarabileceğimizi düşünüyorum" öngörüsünde bulundu.


- "Kalıcı negatif bir etkisi olduğunu düşünmüyorum"



Türkiye'nin terörle mücadelesinin 30 yıldan beri süregeldiğini hatırlatan Çuhacı, yabancı yatırımcı girişine dair kaygıların abartılmaması gerektiğine işaret ederek, "Uluslararası yatırımcılar elbette herhangi bir ülkede yatırım yapacakları zaman ülkelerin iç dinamiklerini de dikkate alırlar ancak onların bakış açısından, bunun uzun vadeli, çok büyük ve kalıcı negatif bir etkisi olduğunu düşünmüyorum" görüşünü de paylaştı.