Yeni yılın ilk saatlerinde dünyanın gözü İran'a çevrildi... Her ne kadar İran yeni yılı Nevruz'da kutlasa da, 2018'in ilk günlerinin gündemi oldu Meşhed'de cereyan eden olaylar. İmam Alemül-Huda'nın Cuma namazı hutbesi ile fitilin ateşlendiği olaylar bir haftanın ardından sakinleşmiş görünse de İran'da yeni gelişmeler beklenebilir...

Türkiye'de yaşayan İranlı sosyolog ve Araştırmacı-Yazar Dr. Amir A. Fekri, 1979'da İran devrimini yapan toplumun dinamiklerinin değişimini Seda Akbay'a anlattı.

Dr. Fekri ile hafta içi bir röportaj yaptık... Güzel sohbet eşliğinde öncelikle, İran toplumunun özelliklerini de öğrenmeye çalıştım. Mesela kültürel yapıda toprağa çok değer verdiklerini, her yıl başından-Nevruz- on beş gün öncesinden ekilecek tahıl ürününü belirlemek için atalarından öğrendikleri yöntemleri; ‘Sebze Yeşertme’ geleneğini hala uyguladıklarını, kendi kültürlerine çok bağlı olduklarını, batı ile ilişkileri olsa da özentilerinin olmadığını, Türkiye'yi komşuluğun verdiği bir duyguyla gerçekten sevdiklerini...

1979 Devrimi bir mihenk taşı İran için. Bu nedenle, bu son hareketlilik "Yeni bir halk devrimi mi oluyor?" sorusunu akla getirdi...

GÖSTERİLERDE OYUN KURUCU RUHANİ Mİ?

İran'daki olayların üzerinden bir hafta geçti... 28 kişi maalesef hayatını kaybetti. 
İran'ın dini lideri Hameney'in "Düşmanlarımızın oyunu, emperyalist güçler" söylemi hiç geç kalmadı. Göstericilere destek veren açıklamalarıyla Trump ve Netanyahu da onun bu söylemine basamak oluşturdu tabii.

Halk, ekonomik sebepler ve yolsuzluklar üzerine rejime karşı mı ayaklandı?

Amir Fekri:
Olayları doğru okuyabilmek için;
İran sosyolojisini bilmemiz ve 1979'a yani İran devriminden bu yana gerçekleşen bir "ilk"i iyi analiz etmemiz lazım...
Nedir o ilk? Geçtiğimiz dört ayda, 1979 İran devriminden bu yana ilk kez devletin bütçesi halka duyuruldu.
O bütçede önemli detaylar göze çarpıyor; Devrimin üzerinden 38 yıl geçmesine rağmen, İran halkının cebinden Devrim kuruluşlarına ve rejimin "bekçisi" olarak görülen Devrim Muhafızlarına ayrılan ciddi bir pay var...
Din adamları yetiştiren kurumlara da bütçeden önemli bir pay ayrıldığı görülüyor. Bütçenin yaklaşık üçte birinin İran halkına ayrılması, protestoların asıl çıkış noktası. 
Ruhani, seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ve halka verdiği sözler var... 
Bu bütçeyi şeffaf bir şekilde açıklaması, ilk kez hükümette Devrim Muhafızlarından kimseye yer vermemesi de rejime önemli bir mesaj...
Bu mesajı gören Ruhani rakipleri, harekete geçti... Meşhed'deki Cuma namazının hutbesini veren halkı yolsuzlukların hükümetin eseri olduğunu söyleyen Alemül-Hods aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ruhani'nin rakibinin kayınpederi.. 
Dikkatle incelenirse aslında, protestolar Ruhani aleyhine değildir. 
Nitekim Ruhani, "İnsanlar eleştirilerini özgürce ifade etmekte hatta protestolar düzenlemekte özgürdür. Eleştiri ve itiraz öyle yapılmalıdır ki, işin sonunda ülke ve insanların durumu daha da iyileşmelidir." dedi. 

ABD VE İSRAİL BU AYAKLANMANIN İÇİNDE Mİ?

İran'da 1953'te liberal görüşlü lider Musaddık, "Ajax operasyonu" olarak bilinen emperyalist komplolar sonucu devrildi. Gazete Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, "İran'ın başına gelenler" başlıklı yazısında, Clinton, Obama ve en son CIA'ın ABD'nin Musaddık'a düzenlenen darbedeki rolünü kabul ettiğini hatırlatıyor...

Trump ve İsrail cephesinden Netanyahu'nun protestoculara hemen ilk günlerde destek açıklamaları ne anlama geliyor?
Bugünlerde patlak veren halk hareketinde ABD ve İsrail etkisi var mı? 

Amir Fekri: Emperyal güçlerin işin içinde olduğunu düşünmüyorum. Musaddık'ın devrilmesi sürecinde ABD ve İngiltere, İran'da Rusya'ya yakın bir yönetim şeklinin oluşacağı korkusu içindeydi. Ve Ajax operasyonu devreye sokuldu...
İran'da olan bitenler, Ruhani'nin de hedeflediği "Sivilleşme"nin işaretleridir... Bu yolculukta da Ruhani ile Hameney arasında bir problem yaşanıyor. 
Nitekim, Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanmayan 16 milyon İranlı vardı.
Ruhani'ye oy verenlerin arasında da rejime sıcak bakmayanlar olduğunu söyleyebilirim. Bu durum bize, toplumun yarısının rejime karşı olduğu görüntüsünü netleştiriyor.
Halk, üzerinden 39 yıl geçmiş devrim yapılarını beslemek istemiyor. Vatandaşlık hakları ve kadın haklarının ileri götürülmesini bekliyor...

Komşumuz İran'da yeni yılın ilk günlerinde yaşanan ve dünyanın odaklandığı halk hareketi üzerine Dr. Amir Fekri'nin sosyolojik değerlendirmeleri böyle... Dileğim, bütün ülkelerin vatandaşları mutlu olsun, iyi imkanlarla yaşasın; evlatlarına iyiyi, güzeli gönlünden geçirdiği şekilde verebilsin... 

Ve Amir Hoca'dan öğrendiğim bir İran atasözü diyor ki; "Sal-i ke nekust ez bahareş peydast." Yılın nasıl geçeceği baharından bellidir...