İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Dünyada sağlıklı, huzurlu ve dayanışma içinde bir toplumsal yaşam istiyorsak engelli kardeşlerimize de fırsat eşitliği sunmak durumundayız" dedi.
Engelsiz Yaşama Derneği (Ey-Der) ve Gönül Turgut Bireysel Eğitim Danışmanlığı tarafından geliştirilen, Avea'nın desteğiyle hayata geçirilen, çok az görme yeteneği olan 0-6 yaş aralığındaki çocuklara yönelik erken müdahale eğitimini öngören "Günışığı Projesi", Four Seasons Bosphorus Otel'de tanıtıldı.

Emine Erdoğan, toplantıda, yüzde 1 de olsa görme kalıntısı bulunan görme engelli çocukların erken müdahale eğitimiyle hayatlarına engelsiz olarak devam etmesine imkan sağlayabilecek hayırlı bir girişime katkı sunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Projeye katkı sağlayanlara teşekkür eden Erdoğan, kamu ortaklığı da bulunan Avea'yı, özel tarife ve servisleriyle görme ve işitme engellilere hayatı kolaylaştıran iletişim imkanları sağladığı için ayrıca kutladı.

Erdoğan, projenin görme engelli çocuklar için olduğu gibi aileleri için de umut ışığı olacağını belirterek, "İnanıyorum ki bu eğitim onlar için beyaz baston kadar önemli bir imkan. Çünkü çocuklarımız alacakları eğitimle az da olsa sahip oldukları ışık algılarını yönetmeyi öğrenerek, hayatlarını engelsiz olarak sürdürebilecek" diye konuştu.

 

- "Zihinlerdeki engelleri kaldırmalı"

 

Erdoğan, zihinlerdeki engellerin kaldırılması halinde, fiziksel engellerin daha kolay aşılabileceğini vurguladı.

Engellerin tutsağı olmamanın ve teknolojinin sunduğu yeni imkanları bilinçle kullanabilmenin önemine değinen Erdoğan, bunun için biraz duyarlılık, farkındalık ve umut gerektiğini aktardı.

Erdoğan, umudun tüm zorluklara rağmen insanı hiç umulmadık yerlere ulaştırabildiğini ifade etti.

Aşık Veysel'i, Kani Karaca'yı, Cemil Meriç'i görme engellerine rağmen büyük ozan, sanatçı, yazar yapan şeyin umut ve gayretleri olduğunu dile getiren Erdoğan, Beethoven ve ünlü ressam Goya'nın işitme engelli oldukları halde eserleriyle bugün de yaşamaya devam ettiklerini anlattı.

Erdoğan, tarihte iz bırakan bu isimlerin başarılarının arkasında, engelleri aşma yolunda gösterdikleri azim ve sabrın olduğunu bildirdi.

 

- "Engelliler, sorun çözmede daha başarılı"

 

Emine Erdoğan, engellilerin yaşadıkları sorunlara karşı farklı çözüm yöntemleri geliştirerek, toplumdaki diğer bireylere göre sorun çözmede daha başarılı olduklarını gözlemlediğini söyledi.

Engellilerin toplumdan tek beklentilerinin, fark edilmek olduğuna inandığını, duyarlılıkların fark edilmek üzerine inşa edildiğini dile getiren Erdoğan, "Bir toplumun gelişmişlik göstergesi, engellilere dair farkındalığı ve duyarlılığıdır. Engelli olmak sadece bireyin sorunu değildir. Toplumun da sorunudur. Bu nedenle toplum olarak, engelliliğe bakışımızın muhasebesini hep birlikte yapmamız gerekmekte" dedi.

Erdoğan, parçası oldukları medeniyet dairesi içinde, herhangi bir engeli olanların Allah'ın o topluma emaneti olarak görüldüğünü belirterek, bu kimselerin yardımlaşma ve dayanışmayla hayatın içine dahil edildiğini, şifahaneleriyle vakıflarıyla yardımseverliğin buna göre kurumsallaştığını hatırlattı.

Bugün de bu geleneği sürdüren, bu çaba içinde olan insanların, kurumların olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Fakat bazen toplum olarak yeterince duyarlı davranamadığımızı görüyor ve üzülüyorum. Mesela, engelliler için ayrılmış otopark alanlarını ya da geçitleri bilinçsizce işgal edebiliyoruz. Lütfen engelli vatandaşlarımızın haklarına saygı gösterelim ve onlara ikinci bir engel daha çıkarmayalım. Onlara bu imkanları sunmak ne jest ne lütuftur. Bu, onların en temel hakkıdır. Tüm toplumsal haklardan, eşit olarak yararlanabilmeleri için şart olan adaletin gereğidir. Onlara sunulan bu hizmeti kullanmalarına engel olmak ise, bizim insanlığımızla ilgili bir sorundur. Sahip olduğumuz nimetlerin, hepimize emanet olduğunun bilincinde olarak, biraz empati yapmak durumundayız."

 

- "Devletin yaptıkları tek başına yeterli değil"

 

Erdoğan, engellileri çeşitli şekillerde etiketlemeden, toplumdan dışlamadan, eğitim ve sağlıklı yaşam haklarını tesis etmek, bireysel onurlarına saygı duymak, fırsat eşitliği ile istihdam olanakları sağlamanın, gerek özel, gerekse kamu kurumlarının sorumluluğu olduğunu söyledi.

Devletin son 12 yılda kamuda engelli istihdamını 5 binden, 32 bine çıkardığını, engellilerin hizmet alımını kolaylaştıran ve önceleyen önemli adımlar attığını, 1500 maddelik engelliler hukuku oluşturduğunu hatırlatan Erdoğan, devletin yaptıklarının tek başına yeterli olmadığının altını çizdi.

Erdoğan, tek başına belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının yaptıklarının da yeterli olmadığını kaydederek, "Bu bilinci toplumun tüm kesimlerine yaymalıyız ki çocuğumuz bedensel engeli olan bir arkadaşına nasıl davranabileceğini bilsin, sosyal hayatın her alanı, engelliler düşünülerek inşa edilebilsin" diye konuştu.

- "Engelli kardeşlerimize fırsat eşitliği sunmalıyız"

Erdoğan, Türkiye'de nüfusun yüzde 12'sine tekabül eden 8 milyondan fazla engelli vatandaş bulunduğunu, dünyada nüfusun ise yüzde 15'inin yani 1 milyardan fazlasının engelli olduğunu aktardı.

Bu rakamların kendilerine önemli bir gerçeği gösterdiğini aktaran Erdoğan, "Dünyada sağlıklı, huzurlu ve dayanışma içinde bir toplumsal yaşam istiyorsak, engelli kardeşlerimize de, fırsat eşitliği sunmak durumundayız. Mimaride, ulaşımda, istihdam politikalarında, engelli dostu bir pratiğe ve özel sektörün, medyanın, sivil toplumun ortak girişimlerine ihtiyaç var" diye konuştu.

Ey-der ve Avea'nın duyarlılığı sayesinde az gören çocukların kimseye bağımlı olmadan hayatlarını idame ettirebilecek ve adeta görmeyi öğreneceğini aktaran Erdoğan, projenin koordinatörü Turan Delimehmetoğlu'nun  öncü eğitim çalışmaları sayesinde eğitimi alan çocukların günlük yaşam ve eğitim aktivitelerini yerine getirebileceğini ifade etti. 

Erdoğan, projenin öncü bir çalışma olacağına ve engellilerle ilgili duyarlılıkları artıracağına gönülden inandığını kaydetti.

 

- "Engelli kardeşlerimizi yaşam halkamıza dahil edelim"

 

Emine Erdoğan, sivil toplum kuruluşları, iş dünyasının duyarlı temsilcileri, belediyeler ve vatandaşların ortak çabasıyla engellileri yaşam halkasına dahil etmenin önemine değindi.

Engellilere spordan sanata, siyasetten akademiye, tüm alanlarda yer açmak, bunun için sadece, gönül dünyasının kapılarını açmak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Şairin dediği gibi, gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin" dedi.

Erdoğan, herkesin iç dünyasında koskoca bir kainat bulunduğunu ve buranın anahtarının "gönül" olduğunu belirterek, "Dünyaya göz ile bakan yüzü, gönül gözüyle bakan özü görür' diyen Mevlana'ya kulak vererek gönül gözümüzü hep açık tutmaya çalışalım. İnanıyorum ki, insanlığımızın özünü de orada keşfedeceğiz" diye konuştu.

Erdoğan, 100 çocukla başlayan eğitim projesinin ilerleyen günlerde yine Avea'nın katkılarıyla daha çok çocuğa ulaşmasını dileyerek, Avea'dan engellilerin hayatını kolaylaştıracak yeni projeler beklediğini aktardı.

En büyük engelin duyarsızlık, bilinçsizlik ve sevgisizlik olduğunu dile getiren Erdoğan, "Engellilere göstereceğimiz saygı ise insanlığa duyduğumuz saygının gereğidir. Bu anlamlı projenin takipçisi olacağım" ifadelerini kullandı.

Toplantı sonunda görme kalıntısı olan çocuklar, yaptıkları tabloyu Erdoğan'a hediye etti.