EDİRNE (AA) - Edirne 4. Kitap Fuarı'nda tanıtılan "Makamdan Şifaya" adlı kitapta, rast makamının felce, ırak makamının ateşli hastalıklara, uşşak makamının ayak ağrılarına, hüseyni makamının mide ağrısı, kalp ve ciğerlerde oluşan iltihaplara, neva makamının siyatik ağrılarına iyi geldiği bilgisi yer alıyor.

Edirne Belediyesince organize edilen 4. Kitap Fuarı, Ekmekçizade Ahmet Paşa Kervansarayı'nda devam ediyor. Hafta sonuna kadar açık kalacak fuara, Edirneli kitap severler ilgi gösteriyor.

Fuarda Uygulamalı Müzik Terapileri Derneğinin kurucularından Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Öztürk, Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürü Fadıl Atik ve Devlet Türk Müziği Topluluğu Solisti Halil Erseven tarafından kaleme alınan müzikle tedavinin tarihi ve bilimsel temellerinin anlatıldığı "Makamdan Şifaya" adlı kitap da yoğun ilgi görüyor.

Geçmişten günümüze müzikle tedavi, Türk müziğinin tedavi amaçlı kullanımı ve tıbbi uygulamalarının anlatıldığı bölümleri içeren kitabın yazarlarıyla buluşan okuyucu, müziğin şifaya yolculuğunu yazarlarından dinliyor.

Kitapta yer alan Gevrekzade Hafız Hasan Efendi'nin "Er-Risaletül Musikiye Mine'd Devai'r Ruhaniye" adlı eserinde, makamların hangi hastalıklara karşı kullanıldığı bilgisi dikkati çekiyor. 

Buna göre, rast makamı felce, ırak makamı ateşli hastalıklara, zirefkend makamı eklem ağrılarına, rehavi makamı baş ağrısına, zengüle makamı kalple ilgili rahatsızlıklara, hicaz makamı idrar çıkarma sorunlarına, buselik makamı kulunca, uşşak makamı ayak ağrılarına, hüseyni makamı mide ağrısı, kalp ve ciğerlerde oluşan iltihaplara, neva makamı siyatik ağrılarına iyi geliyor.

Kitabın yazarlarından Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kitabın müzikle tedavinin bilimsel temellerle aktarılmasından meydana geldiğini söyledi.

Edirne'nin 15. yüzyıl baz alındığında müzikle tedavinin başkenti sayılacağını anlatan Öztürk, şunları kaydetti:

"Tedavi amaçlı müzik kullanımının insanlık tarihi kadar eskiye dayandığını görürüz. Edirne Darüşşifasında müzikle tedavinin 1400'lü yıllarda uygulandığını biliyoruz. Tarihsel zeminine bakıldığında müziğin tedavi amaçlı kullanımı çok eskilerde dayanır. Türk atabeyi Nurettin Zengi tarafından 1154'te Şam'da kurulan ve Nurettin Hastanesi olarak bilinen hastanede hastaların müzikle tedavi edildiği bilinmektedir. Gevrekzade'nin sırt ağrısına zirefkend, ayak ağrılarına ve özellikle gut ağrısına uşşak, siyatik ağrısına da neva makamının önerdiğini görüyoruz. Müziğin kalp hızı, kan basıncı gibi çeşitli fizyolojik parametreler üzerinde etkilerini araştıran ve bildiren çalışmaların sayısı yüksek düzeydedir. Ağrı kesmek veya azaltmak için müzikle tedavi kullanılabilen durumları, tanısı konulmuş, ilk tedavisi düzenlenmiş hastalarda yardımcı unsur olarak düşünmek ve kronik ağrılı sendromlarda kullanmak uygun görülmektedir."

- Notaların rahatlatıcı etkisi

Notaların rahatlatıcı etkisinin psikolojiye olan olumlu katkısının tedaviye yardımcı olduğunun altını çizen Öztürk, şöyle devam etti:

"Ağrı dışında uyku problemlerinde ve hayatı tehdit eden hastalıkların tedavisinde de müzik kullanılabilir. Örneğin uykuya dalmayı kolaylaştırması bakımından sözsüz eserlerin seçilmesi önemlidir. Peşrev formundaki eserler uykuya dalmada yardımcı olabilmektedir.

Örneğin AIDS tanısı aldığı bilinen hastanın ailesi, çevresi ve arkadaşlarıyla ilişkileri de etkilenmektedir. Bu durum bazı hastalarda topluma karşı öfkeye dönüşmektedir. Çünkü hastalık nedeniyle toplum dışında kalmış ve öteki olmuştur. Bu noktada kompozisyonel ya da improvizyonel müzikle tedavi, bireye yaratıcılık olanağı sunmakta ve bu üretimiyle birey kendini yeniden değerli hissetmektedir."