Gelişmekte olan ülke piyasaları dün bir miktar soluklanma yaşasa da, bugün tekrardan FED endişesi fiyatlanmaya başladı. İçeride Dolar/TL’deki hareket sadece TL varlıklarının kırılganlığından değil tüm gelişmekte olan ülke para birimlerindeki baskıdan kaynaklanıyor demek daha doğru olacaktır. Elbette siyasi gelişmeler ve artan jeopolitik riskler, başkanlık sistemine dair gelişmeler oynaklığı artırıyor. Ancak FED’in faiz artırım olasılığının Aralık için %90’ı aştığı bir ortamda, yükselişin önemli bir bölümün dış kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz.

Cuma’dan itibaren ABD verilerinin beklentileri karşıladığını görüyoruz. Cuma günü ABD Michigan Tüketici Güven Endeksi, dün Perakende Satışlar ve FED imalat endeksi olumlu geldi. Bugün açıklanacak ABD Sanayi Üretimi ve ÜFE verisinin de olumlu gelmesi bekleniyor. Boston Fed Başkanı Eric Rosengren dün yaptığı değerlendirmede FED’in Aralık ayında faiz artıracağını keskin bir ifadeyle belirtti. Küresel tahvil piyasalarında satış dalgası ise sürüyor. ABD 10 yıllık tahvil faizinde keskin yükseliş, Mayıs 2013 yılındaki tahvil hareketini anımsatıyor. O dönemde FED varlık alım programının sonlandırılacağını ilk defa dile getirmişti ve o günden bu güne gelişmekte olan ülke piyasalarda oynaklık devam ediyor. Güney Afrika Randı ,Brezilya Reali ve Türk Lirası bugün dolara karşı en çok değer kaybeden para birimleri olarak ön plana çıkıyor.

Dolar/TL’de 3.3000 direncinin aşılmasıyla beraber teknik bir kırılım yaşandığını görüyoruz. Eğer bu seviye üzerinde kalıcılık sağlanırsa Doların ilk hedefi 3.3300 olabilir. 3.2830-3.3000 yeni harekette teknik destek bölgesi olarak izlenebilir. Yeni taban bölgesini yukarı çeken kurda, bu seviyeler üzerinde kalıcılık sağlanması, yukarı denemelerin devamını getirebilir.