Yılbaşından beri geçen 11 aylık süre zarfında, %50 oranında bir artış gerçekleştirildiğini vurgulayan Yeltekin, 2017 yılı Ocak ayında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca açıklanan inşaat demiri yapımının; malzeme, işçilik, %25 yüklenici kârı ve genel giderler dâhil birim fiyatı, yaklaşık 2500 TL / ton + KDV iken, bugünkü tarih itibariyle başka hiçbir gider dahil edilmeden, sadece demir malzemesinin birim fiyatı, yaklaşık 2200 TL / ton +KDV seviyelerinde. Demir fiyatlarındaki yukarı yönlü artış trendi halen daha devam ediyor. Son bir yıllık sürede, inşaat demirindeki fiyat artış oranı % 70 düzeyinde, yılbaşından bu yana olan periyottaki artış oranı ise %50 seviyelerinde gerçekleşti” dedi.

Büyük Bir Tezat Söz Konusu
Yapılan düzenlemelerin ardından konut inşaatlarındaki toplam yapım maliyetlerinin arttığını söyleyen Yeltekin, “Sadece demirdeki bu aşırı fiyat artışının, konut inşaatlarındaki toplam yapım maliyetini yılbaşından bu yana %8 oranında, sanayi tipi inşaatlarda ise %5 seviyelerinde arttırdığı hesaplanıyor. Bu durum, gerek devlet yatırımları gerekse özel sektör projelerinde, ilk baştaki tüm maliyet hesaplamalarının ön görülemeyen şekilde bozulmasına neden oluyor. Söz konusu yüksek fiyata rağmen istenilen ebatlarda demir malzemesinin rahatlıkla bulunamaması da başka önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizin, dünyanın en büyük inşaat demiri ihracatçılarından olması, bu durumu açıklamakta büyük bir tezat oluşturuyor.” diye konuştu.

Haksız Rekabet ve Fiyat Artışının Üzerine Gidilmeli
Demir fiyatlarındaki artışın döviz kurunda meydana gelen yükselme sebebiyle meydana geldiğini vurgulayan Yeltekin, “Demirin ham maddesi olan hurda, demir ve demir cevheri fiyatlarının dövize bağlı olarak yukarı doğru çıktığı malum. Buna ek olarak; demir üreticilerinin, ürünlerini daha çok ihracat ile satmaya yönelmesi ve gerçek üretim kapasitelerinin altında imalat yapması, demir fiyatlarının artmasında bir diğer önemli etmen olarak karşımıza çıkıyor. Bakanlıklarımızın ve Rekabet Kurumunun, demir üreticilerinin geçen seneye göre üretim kapasiteleri dahilinde yaptıkları toplam demir üretimini ve o tarihlerdeki enerji tüketim miktarlarını, bugünkü değerler ile kıyas ederek meydana gelen haksız rekabet ve fiyat artışının üzerine gitmesi gerektiği kanaatini taşıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Hükümetimizden Acil Bir Çözüm Bekliyoruz
Yeni düzenlemelerle söz konusu mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğine değinen Yeltekin, “Devletimiz tarafından, 2008 yılında hazırlanmış olan “Demir Fiyat Farkı Kararnamesi”ne benzer bir çalışma ile bilhassa kamuya iş yapan firmaların söz konusu mağduriyetlerinin giderilmesi sağlanmalı. Özel sektör ve kamuya yapılan işlerdeki inşaat demiri fiyatlarında da geçici bir süre için bile olsa, hammadde ve nihai tüketiciye satılan demir fiyatlarında bir KDV indirimi uygulanmasını en hızlı ve somut atılabilecek adımlar olarak görüyoruz. Ayrıca bu konuda kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğine inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

Demir fiyatlarındaki artış sorununun, çözülmemesi halinde kademeli olarak büyük bir soruna yol açacağının altını çizen Yeltekin, “Kamu ve özel sektör projelerinde, demir fiyatlarının fazlalığı ve ürün azlığı nedeniyle şantiyeler durma noktasına gelebilir. Böyle olumsuz bir durumun, artçı etkilerle birlikte inşaat sektörüne direkt ve diğer sektörlere de dolaylı olarak büyük ticari sorunlar oluşturacağı kanaatini taşıyoruz. Bu noktada hükümetimizin bu konuya ivedilikle çözüm getirmesi gerektiğine dair beklentimizi, kamuoyunun takdirine saygılarımızla sunuyoruz.” ifadelerini kullandı.