Türk çelik sektörünün uluslararası pazarlardaki etkinliğinin artırılması için çalışmalar yürüten Çelik İhracatçıları Birliği, tüm dünyada yükselen korumacı politikalara karşı mücadelesini sürdürüyor. Son olarak Türk çelik sektörünün en önemli ihracat pazarlarından biri olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Türk çelik ürünlerine yönelik korumacı tedbirler alacağı haberleri birlik yönetimini harekete geçirdi. Bu doğrultuda Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, T.C. Ekonomi Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye-BAE 9. Dönem KEK toplantısı sırasında Birleşik Arap Emirlikleri Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Mohammed bin Abdulaziz Al Shehhi ile görüştü ve endişelerini aktardı.
Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında gerçekleştirilen ticaret içerisinde Türk çelik ürünlerinin çok önemli bir payı bulunuyor. Türkiye ve BAE, 2016 yılı verilerine göre 9,1 milyar dolar değerinde genel ticaret hacmine sahiptir. Aynı dönemde Türkiye’nin BAE’ye ihracatı 5,4 milyar dolar, ithalatı ise 3,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Genel ihracatta çelik sektörünün payı miktarda 1,3 milyon ton, değerde ise yaklaşık 500 milyon dolar ile yüzde 9’dur. BAE, inşaat çeliğinde ürününde ülkemizin ikinci en büyük ihracat pazarı konumunda bulunuyor. Ayrıca BAE uzun yıllardır inşaat çeliği ithalatının yüzde 95’ini Türkiye’den yapıyor. Ülkede özellikle inşaat sektöründe artan çelik talebinin karşılanmasında Türk çelik sektörünün dampingsiz ve teşviksiz, yüksek kaliteli ve rekabetçi ürünleri tercih ediliyor.

Toplantıda Türk çelik sektörü hakkında bilgiler aktaran Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci iki ülke arasındaki güçlü bir ticari bağ bulunduğu söyleyerek son dönemde yükselen korumacı eğilimlerin iki ülke arasındaki ticari ilişkilere zarar verebileceğine değindi. Namık Ekinci, “Türk çelik ürünleri, kalitesi ve rekabetçi fiyatları nedeniyle dünyada 200 ülke tarafından tercih edilmektedir. Birleşik Arap Emirlikleri de bu ülkelerden bir tanesidir. Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri’nin çelik ithalatında ikinci, inşaat çeliği ithalatında ise birinci sırada yer almaktadır. Ayrıca, Türk inşaat çeliği dünyanın en prestijli projelerinden biri olan Burj Khalifa’nın yanı sıra BAE’deki birçok projede kullanılmaktadır. Fakat son dönemde Birleşik Arap Emirlikleri pazarında çelik ürünlerine yönelik korumacı eğilimlerin ortaya çıktığına ilişkin duyumlar alıyoruz. Ticarette korumacı uygulamalar her iki ülkeye zarar vererek Türkiye ve BAE arasındaki ticari ilişkileri sekteye uğratır. Yerli sanayi, iç pazarın korunması sonucu rekabetin ortadan kalkması sebebiyle rehavete düşer ve kendini geliştiremez. Bu ve bunun gibi nedenlerle, korumacı önlemlerin haksız gerekçelerle uygulanmasına kesinlikle karşıyız. Ancak dampingli ve teşvikli ithalata karşı da her platformda mücadele veriyoruz. Söz konusu mücadeleyi Birleşik Arap Emirlikleri ile işbirliği içerisinde yapmaya hazırız” dedi.



Haksız yere açılan davalar bizim lehimizde sonuçlansa da davaların 1-2 yıla kadar sürmesi sebebi ile ticari ilişkilerin bu süreçten zarar gördüğünü ifade eden ÇİB Başkanı Namık Ekinci, Birleşik Arap Emirlikleri’nin dava açması olası olduğu inşaat çeliği ürününde ABD’nin Türk çelik firmalarının dampingli ihracat yapmadığı neticesine vardığını da sözlerine ekledi.



Birleşik Arap Emirlikleri Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Mohammed bin Abdulaziz Al Shehhi ise yapılan görüşmede hem tüketicilerin hem yerli sanayinin faydasını gözetmek durumunda olduklarını söyleyerek Türk çeliğinin Birleşik Arap Emirlikleri’nde tanındığını ve kalitesi nedeniyle saygı duyulduğunu ifade etti. Al Shehhi, “2015-2016 yılları dünya çelik sektörü için zor geçti. 2017’de sektörde toparlanma yaşanmasını umuyoruz. Körfez ülkeleri ve BAE Çin’in ithalatından ciddi zarar gördü. Ancak ülkemizde 2020 yılına kadar yapılması planlanan birçok mega inşaat projesi devam ediyor. Şu an gündemimizde bir damping davası bulunmamakta ancak gümrük vergilerinde tüm ülkelere uygulanmak üzere bir artış yaşanabilir. Ancak serbest piyasa ekonomisini korumaya önem veriyoruz ve 2017 içerisinde fiyatların artması durumunda vergi artışına bile gerek duymayabiliriz” diye konuştu.