Başbakan Ahmet Davutoğlu, TÜBİTAK'taki toplantıda yaptığı konuşmada, akademisyenlerin yayınladığı bildiriye ilişkin, "Bizler terörle mücadele ederken, işte her gün bir taraftan DEAŞ gibi uluslararası bir terörle, diğer taraftan dün 5 aylık bir bebeğin de içinde olduğu lojmanlarda sivilleri katleden bölücü terör örgütü ile mücadele ederken, vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti için çalışırken, ülkenin bütün meselelerine sahip çıkması gereken akademisyenlerimizin böylesine bir bildiriye imza atmış olmaları gerçekten büyük üzüntü veriyor" dedi.

Davutoğlu, bildiriye yansıyan provokatif dilin, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini söyleyerek, "Zira ben bu bildiriyi, tek tek harfine, virgülüne kadar düşünerek okudum. Kafamı iki elimin arasına alarak bu bildiriye imza atan, bir kısmını da şahsen tanıdığım akademisyenlerin psikolojilerini anlamaya çalıştım. Büyük üzüntü, hicap duydum" ifadelerini kullandı.

"Demokratik hukuk devletinde yaşayan vatandaşlar olarak, aydınlar olarak böylesine tek yanlı, böylesine şiddet ve terörü mazur görüp meşru düzeni korumaya çalışanları insafsızca eleştiren bir yaklaşımın nasıl sergilenmiş olduğunu ciddi bir şekilde hepimizin düşünmesi lazım" diyen Davutoğlu, "Sayısız cinayet işleyen, kan döken terör örgütü için tek bir cümle kurmayan, korsan örgüt bildirilerine imza atan, devletin bölge halklarına katliam uyguladığından söz eden bir bildiri, hiçbir meşru, hukuki, insani mülahaza içermemektedir" diye konuştu.

"Neden terör örgütünü eleştirmiyorsunuz?"

Başbakan Davutoğlu, "Net olarak soruyorum; bildirinizde terör örgütünden tek bir kelime bahsetmiyorsunuz. Terör örgütünün bu eylemlerini benimsiyor musunuz? Dün gece 5 aylık bir bebeği katleden bu terör örgütünün eylemlerini benimsiyor musunuz? Benimsemiyorsanız yeni bir bildiriyle bunu açıklamanız lazım" diye konuştu.

"Aydın olmak, demokrasiyi savunmak önce demokratik yöntemleri savunmakla olur" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Tekrar soruyorum. Daha bugün gece yarısı emniyet lojmanlarını ve lojmanların etrafındaki evleri hedef alan, biri 5 aylık olan 5 sivil ve bir emniyet görevlisi vatandaşımızın katledilmesine sebebiyet veren bir terör örgütünün arkasında niçin hizalanıyorsunuz? Niçin bu terör örgütüne dönüp, bütün o bildiride, altına imza koyduğunuz bildiride bir eleştiri getirmiyorsunuz?

Devlet ile terör örgütünü eş tutmanız hangi demokrasi anlayışınıza, akademik yetkinliğinize dayanıyor? Çok objektif şartlarla soruyorum, açık bir tavır sergilemelerini istiyorum. 'Çatışmalar dursun' demek eğer şu ise; 'devlet güvenlik birimlerini bu ilçelerden çeksin, bu ilçeleri fiilen hiçbir meşru temele dayanmayan ve tamamıyla terör uygulayan bir örgütün mensuplarına terk etsin' diyorlarsa sadece Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak değil, bu ülkenin onurlu bir vatandaşı ve bir akademisyen olarak onlara diyorum ki, demokratik yönetim dışında hiçbir yönetimin ya da örgütün, ülkenin herhangi bir yerinde böylesine bir hakimiyet kurmasına izin vermeyeceğiz, izin vermemiz de mümkün değildir."

"Terörün hasmı bütün insanlıktır"

Davutoğlu, Diyarbakır'ın Çınar ilçesindeki patlamaya ilişkin de "Saldırıyı şiddetle kınıyorum. Saldırı sonucunda bir emniyet görevlimiz şehit düşmüş, 5 sivil vatandaşımız vefat etmiş, 6'sı emniyet görevlisi olmak üzere 39 vatandaşımız yaralanmıştır. Saldırıda ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum" dedi.

"Daha önce Madrid'de, Paris'te, Ankara'da, Suruç'ta olduğu gibi bu saldırılarda da gördük ki terör insanlığa düşmandır ve terörün hasmı bütün insanlıktır" ifadelerini kullanan Davutoğlu, "İnsanlık olarak terörün her türlüsüne karşı ortak bir tavır göstermemiz, teröre karşı birlikte mücadele etmemiz artık bir zarurettir. Türkiye olarak kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin, nerede gerçekleşirse gerçekleşsin, hangi gerekçeye dayanırsa dayansın terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir yandan terörle mücadelemizi sürdürürken aynı zamanda terörün beslendiği kaynakları da birer birer kurutmaya kararlıyız" değerlendirmesinde bulundu.

Ar-Ge merkezlerinde istihdama devlet desteği

Başbakan Davutoğlu, "Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde istihdam edilecek temel bilimler mezunlarının maaşlarının brüt asgari ücret kadarlık kısmını, iki yıl süreyle devlet olarak biz karşılamaya başlıyoruz" dedi.

Firmaların ortak proje yapmasını teşvik etmek amacıyla rekabet öncesi işbirliği projelerine de destek sağlanacağını belirten Davutoğlu, "Bu firmalara hem gelir vergisi stopajı, damga vergisi istisnası, vergi ve sigorta indirimi gibi vergisel destekler sağlayacağız hem de diğer desteklerimizle önlerini açacağız" şeklinde konuştu.

Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Üniversite-sanayi işbirliği faaliyetlerinde bulunan öğretim üyelerimize müjde olarak zikrediyorum. Öğretim üyelerimizin bu faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerden gelir vergisi kesintisi yapılmasına son veriyoruz. Ayrıca üniversitenin bu gelirle ilgili yaptığı döner sermaye kesintisini de en fazla yüzde 15 olacak şekilde sınırlandırıyoruz. Yani eskiden öğretim üyesi bu gelirin yaklaşık yüzde 54'ünü kazanabilirken artık yüzde 85'ini kazanabilecek ve üstelik gelir vergisi kesintisi de yapılmayacak."

AA