New York Federal Mahkemesine sunulan dava dosyasında, nükleer anlaşma kapsamında İran'a yönelik yaptırımların kaldırılmasının, söz konusu mahkeme kararlarının yerine getirilmesi yönünde İran'a baskı yapma şansını yok edeceği belirtildi.
Dosyada davayı açan 20 kişinin "İran'ın Ortadoğu'da yürüttüğü vekalet savaşlarının kurbanı" olduğu ifade edilirken, bu kişilerin Amerikan mahkemelerinde İran'a karşı kazandıkları tazminat miktarının 1,5 milyar doları aştığı dile getirildi.

Kazandıkları tazminatı şu ana kadar alamadıklarını vurgulayan davalılar, "mahkeme kararlarının gereğinin İran'ın dondurulmuş veya yaptırıma uğramış varlıkları üzerinden yerine getirilebileceğini" ifade etti.

Dosyada ayrıca, 14 Temmuz'da varılan nükleer anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle İran'ın şu ana kadar dondurulmuş halde bekleyen en az 100 milyar dolarlık bir meblağı elde edeceği iddia edildi.

Konu hakkında açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner ise söz konusu mahkeme kararlarıyla nükleer anlaşmanın alakası olmadığını söyledi.

Toner, "(Nükleer anlaşma) kapsamında serbest kalacak olan fonlar, esas olarak İran'ın petrol satışlarından elde ettiği ve sınırlı hesaplara yatırılmış olan paralardan oluşuyor. ABD'nin bu paraya yönelik hiçbir tasarrufu veya kontrolü yok, yani bunlar farklı konular" diye konuştu.

İran ile P5+1 ülkeleri arasında Viyana'da varılan nihai nükleer anlaşma ABD’de yönetim ile Kongre arasında büyük tartışmalara neden oluyor. Kongre'nin anlaşmayı gözden geçirmesi için 17 Eylül'e kadar süresi var.

Başkan Barack Obama, Kongre'den anlaşmayı reddeden bir tasarı geçerse bunu veto edeceğini belirtmişti. Obama’nın vetosunu aşmak isteyen Kongre üyelerinin, Senato ve Temsilciler Meclisi’nde üçte iki çoğunluğu sağlaması gerekiyor.