Bazı vatandaşlar, darbenin yıl dönümünde üzerinde Adnan Menderes'in fotoğrafının yer aldığı rozetleri takarak, üzüntülerini ifade ederken bazıları da milletin o günleri bir daha görmemesi, yaşamaması temennisinde bulundu. 
27 Mayıs askeri darbesini Çakırbeyli sakinleri için "hüznün yaşandığı" tarih olarak niteleyen Çakırbeyli mahallesi Muhtarı Mehmet Demir, büyük acıyı her zaman yüreklerinde yaşadıklarını, darbenin yıl dönümünde üzüntülerinin daha da katlandığını ifade etti.  

Darbenin yaşandığı gün 15 yaşında olduğunu, ihtilal haberi ile sarsıldıklarını, ülkesine hizmet etmekten başka bir gayesi olmayan Menderes'in başına gelenlere anlam veremediklerini belirten Demir, darbe olduğu haberini radyodan duyduklarını belirterek, o günleri şöyle anlattı: 

"O zaman yalnızca radyolar vardı. Sabah ihtilal olduğunu öğrendik. O günden beri 27 Mayıs burada büyük üzüntü ile karşılanır. Menderes'in ülkesine hizmet etmekten başka hiçbir gayesi yoktu. Artık insanlar bilinçlendi. Özgür iradelerinin üzerine ipotek konulmasını artık kimse kabul etmiyor. Ancak bu üzüntü, dünya durdukça devam edecek ve 'keşke bunlar olmasaydı' diye gelecek nesillere aktarılacak."

- "Köylüler, gönüllü olarak çalışarak Menderes'e çıkarılan borcu ödedi"

Adnan Menderes ile ilgili anılarını da paylaşan Demir, yardımsever bir insan olduğunu, ailesinden kalan yaklaşık 25 bin dönüm arazisinin büyük bölümünü, toprak reformu ile köylülere dağıttığını bildirdi. 

Kendisine kalan 2 bin 500 dönüm arazisinin 27 Mayıs darbesinden sonra atıl kaldığını ifade eden Demir, köylülerin gönüllü olarak arazide çalışarak Menderes'e çıkarılan borçları ödemeye çalıştıklarını aktardı. 

Demir, "Pamuklar ekilmiş ve 27 Mayıs'ta çapa zamanı gelmişti. İhtilal olunca Menderes'in arazisinde pamuklar orta yerde kaldı. Ancak köylülerin gönlü buna razı olmadı. Gönüllü olarak birçok köyden halk traktörlerle, kamyonlarla gelip arazide para talep etmeden çalıştı. Zaten çiftliğe de el konulmuştu. O zaman için Menderes'e 4,5 milyon borç çıkarılmıştı. Köylüler buradan elde ettikleri para ile borcun bir kısmını ödemeye çalıştı. Bu önemli bir vefa örneğidir" diye konuştu.  

- "İnsanları korku içerisinde bıraktılar"

Demir, ihtilal döneminde iletişim ve ulaşım kanallarının bugünkü kadar güçlü olmadığını, insanların korkudan ses çıkaramadığını hatırlatarak, o dönemde göz yaşlarını içlerine akıtmak zorunda kaldıklarını ancak şimdiki bilinç düzeyi ile baktıklarında, "keşke yaşananlara engel olsaydık" dediklerini kaydetti.

Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Şimdiki insanlar daha farklı. Örgütlü bir toplum oluştu, insanlar bilinçlendi. O zamanlar bu bilinç yoktu. Keşke o dönemde biz de protestolar yapıp yaşananlara engel olmaya, idamı engellemeye çalışsaydık. Ama yaptırırlar mıydı, bunu da bilmiyoruz. Yaşadığımız mekanda ileri gelen insanları aldılar, geriye kalan insanları korku içerisinde bıraktılar. Herkes, 'Acaba başımıza bir iş gelir mi?' diye endişelendi. Onun için bir tepki oluşamadı."

- "Allah o günleri bir daha göstermesin"

Evinde Menderes'in fotoğraflarını saklayan mahalle sakinlerinden 85 yaşındaki Münevver Çıkrık ise Menderes'i unutmalarının mümkün olmadığını, ihtilalin yıl dönümünde büyük üzüntü yaşadığını belirtti.

Aydın'ı her ziyaret ettiğinde Menderes ile görüşmeye çalıştığını, bambaşka birisi olduğunu anlatan Çıkrık, "Kendisine, 'Hoşgeldin ağabey' demeye bile fırsat vermezdi. O bizden evvel, 'nasılsın kızım, iyi misin?' diye sorardı. İdam olduğu zaman birisi 'ölüm gazetesini' getirdi, gösterdi. Kulaklarım çınladı, bayılmışım, hiç haberim yok. 'Bizi bırakıp nereye gidiyorsun?' diye çok üzüldük. Acılarımız bugünlerde yeniden tazeleniyor. Allah o günleri bir daha göstermesin" ifadelerini kullandı.