Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye'nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı" ödül töreninde, her türlü desteği her şart altında vermeye devam edeceklerini söyledi.
Yıldırım, "Bizim karşılaştığımız sorunların onda biriyle karşılaşan ülkeler havlu atıyor, hayat duruyor ama Türkiye çok şükür zorluklarda pişe pişe, tecrübe kazana kazana hem ayakta kalmaya devam ediyor hem de yere düşen muhtaç, ihtiyaç sahibi milyonlarca insana da sahip çıkıyor. Türkiye'nin farkı da bu." ifadelerini kullandı.

"Karamsar olmaya lüzum yok"
Muallim Naci'nin "Marifet iltifata tabidir, alıcısı olmayan mal zayidir" sözünü aktaran Yıldırım, ihracatçılara şöyle seslendi:

"Onun için marifet sizde, iltifat da bize ait. Ülkemizde taş üstüne taş koyan, iş üstüne iş yapan; emek, akıl teri, alın teri dökerek ülkemizin muasır medeniyetler yürüyüşüne omuz veren siz ihracatçılarımıza çok teşekkür ediyoruz. Zor şartlarda bile etrafımızdaki sorunlara, pazar daralmasına, küresel ticaretin de büyümesinin azalmasına rağmen büyük iş başarıyorsunuz, bir mucize gerçekleştiriyorsunuz. Hani 'İltifat ediyoruz' diyeceğiz ya bu iltifat değil, gerçekleşen bir şeyden bahsediyoruz. Bu sene bütün her şeye rağmen miktar olarak artmamız var, parasal olarak da az da olsa artmamız olacak. Öyle öngörüyoruz. 2017 bundan daha güzel olacak. Hiç karamsar olmaya lüzum yok. Bunlar, Türkiye'nin aydınlık geleceğinin sancılarıdır, doğum öncesi sancı gibidir. 2017'de Türkiye bambaşka bir konumda olacak, hem bölgesinde hem dünyada hak ettiği yeri tam anlamıyla almış olacak."

"İnsanımızın hayatı bizim için her şeyin üzerinde"
Yıldırım, Türkiye'nin güneyinde bir savaş olduğunu, ülkenin güney sınırları boyunca büyük tehditler altında bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Bu tehditleri bertaraf etmek, insanımızın can ve mal güvenliğini korumak için sadece kendi topraklarımızda mücadele etmek yetmiyor, dışarıdan gelen lojistik destekleri de kesmemiz lazım. Onun için Fırat Kalkanı'nı yapıyoruz. Hala bunu anlayamayanlar olduğunu görüyoruz. Kilis'e, Gaziantep'e o roketler, füzeler düştüğü zaman oradaki masum insanların hayatı karardığı zaman ne diyeceğiz? Onun cevabını o bombaları, o füzeleri atanları bulunduğu yerde etkisiz hale getirerek söyleyeceğiz. Bizim topraklarımız bize yeter de artar bile. Kimsenin toprağında gözümüz yok ama insanımızın hayatı, insanımızın mal ve can güvenliği bizim için her şeyin üzerindedir. Türkiye, bugün bunu kendi sınırları içerisinde de başaracak, sınırları dışında da kontrol altına alacak bir güce sahiptir. Yaptığımız budur."

İş adamlarına çağrı
Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin gerçeği ile algısı arasında fark olduğunu ifade ederek, "Bunu içerideki iyi biliyor ama dışarıdan gelen de geldikten sonra söylüyor. Yurt dışında Türkiye'nin algısını düzeltmeye yönelik çalışmaya daha fazla ihtiyaç var. Bunu da tek başına bizden beklemeyin. Bizim söylediklerimizi zaten iskonto yaparak dikkate alıyorlar. 'Çünkü bunlar Hükümet'in mensupları' diyorlar. Bunun için siz, özellikle muhataplarınıza Türkiye'yi, Türkiye'de olanları, doğru bilinenleri, doğruları anlatacaksınız, doğru olup da yanlış anlaşılanlar neyse bunları anlatacaksınız." diye konuştu.