Başbakan Binali Yıldırım, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde düzenlenen "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Töreni"nde yaptığı konuşmada, şehitleri anmak ve Şehitler Makamı'nın açılışını yapmak için bir arada olunduğunu söyledi. 

Yıldırım, o karanlık gecede köprüde 34 kahramanın şehit verildiğini hatırlatarak, İstanbul, Çorum, Gaziantep, Erzurum, Ardahan, Karabük ve Niğde'nin evlatlarının vatanları ve bayrakları için şehit düştüğünü söyledi. 

"Bugün alçakları, hainleri sevindirmeyeceğiz"
Abdullah Tayyip ve Erol Olçok'un köprünün ilk şehitleri olduğunu belirten Yıldırım, "Namusumuz için çıkmak zorundayız diyerek oğlunu Kısıklı'ya gönderen Diyarbakırlı Askeri Çoban da burada şehit oldu. İki çocuk annesi Sevgi Yeşilyurt'u da bu köprüde tekbir getirirken şehit ettiler. Rizeli Muhammed Ambar da yüce şehitlik makamına erişmek için köprüye geldi. Hepsi şehitlerimizin tamamı vefa ehli olarak kalbimizde ebediyyen yaşayacaktır. Acımız büyüktür, hüznümüz dağlar kadardır ama boyun bükmüyoruz, bükmeyeceğiz. Kor ateş de olsa hüznümüzü yüreğimize gömecek, göz yaşlarımızı içimize akıtacağız. Bugün alçakları, hainleri sevindirmeyeceğiz." diye konuştu. 

Yıldırım, millet, vatan ve bayrak, inanç, namus, şeref için canlarını seve seve veren şehitlerin dua beklediğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Millet olarak 15 Temmuz'u unutmayacağız, unutturmayacağız. Dualarımızla, fatihalarımızla minnet ve şükranlarımızla onların aziz hatıralarını her zaman yaşatacağız. Biz şehitlik mertebesini ölümsüz sayan bir inancın, bir medeniyetin mirasçılarıyız. Onların ölmediklerine, diri olduklarına inandığımız için şehitlerimizin gözlerinin bizim üzerimizde olduğunu düşünüyoruz. Onların uğruna canlarını feda ettikleri değerler bizim için kutsaldır. Bu değerleri son nefesimize kadar koruyacağız. Bu gün açılışını yapacağımız Şehitler Makamını, şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmak için köprünün Anadolu yakasında tam da şehit verdiğimiz bu mekanda inşa ettik. Çevresini şehitlik parkı haline getirdik. Bu parkta 250 şehidimizi temsilen 250 selvi ve gül ağacı dikildi. Anıtın içinde her bir şehidin adına dikilen ağaçların künyesinde 250 şehidimizin isimleri yer alıyor. Burayı ziyaret edip salaları dinleyip, şehit isimleri okuyabilecek, bir yandan Kur'an okuyup, dua edebileceklerdir. Sadece bu anıtlarla, makamlarla değil, şehitlerimizin isimlerini, hikayelerini, yeni eserlerle, hizmetlerle yaşatmaya devam edeceğiz."

"Bu topraklar 80 milyonun canının bir parçası vatanıdır"
Bütün şehitlerin mekanlarının cennet, ruhlarının şad olmasını dileyen Yıldırım, "Sayın Cumhurbaşkanım, sevgili İstanbullular bizler alelade bir toprak parçası üzerinde yaşamıyoruz. Bu topraklar farklı, bu topraklar mübarek, bu topraklar 80 milyonun canının bir parçası vatanıdır, vatanımızdır. Bu toprakların her karışı bin yıl boyunca aziz şehitlerimizin kanıyla sulanmıştır. Bu vatan topraklarının her bir karışında kahramanlık destanları vardır. Vatan namusumuzdur, şerefimizdir, onurumuzdur. Ecdad, bu vatan toprağını çiğnetmemiştir. 15 Temmuz'da aziz milletimiz, Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımızın liderliğinde meydanlara inmiş, bu gözü dönmüş hainlere dersini vermişken, darbecilere darbeyi vurmuştur. Bugün de, yarın da göğsümüz siper olacak, bu mübarek toprakları hiçbir hain çiğneyemeyecek. Buradan açık bir şekilde ifade ediyorum. Bize yaşattıkları acılardan, hiçbir şey elde edemeyecekler. Bugün oynadıkları tiyatrolar, bize yaşattıkları acıdan daha acı bir sonla bitecek. Kendi karanlıklarında yok olup gidecek, kendi bataklıklarında kuruyacak, ellerindeki kanda boğulacaklardır." ifadelerini kullandı.

Başbakan Binali Yıldırım, "hiçbir zaman şiddete teslim olmadıklarını, bundan sonra da olmayacaklarını" vurgulayarak, şunları kaydetti: 

"Hiçbir zaman ümitsiz olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Kahramanca bu toprakları korumaya, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine hep birlikte çıkaracağız. Türkiye'nin yükselişine hiç kimse engel olamayacak. Düşmana inat, teröre inat, şer odaklarına inat direnecek, onlara rağmen kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi daha da yücelteceğiz. 1920'de Çanakkale Boğazı'nı geçemediniz ey gafiller. 15 Temmuz'da İstanbul Boğazını geçeceğinizi mi zannettiniz. Şehitler Köprüsünü geçeceğinizi mi zannettiniz. Geçemediniz. Şehit olduk ama vatanı alçaklara teslim etmedik. Bayrağı düşürmedik, ezanları dindirmedik. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi tamamlıyor, 15 Temmuz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum. Mekanları cennet olsun. Gazilerimize hayırlı, uzun ömürler diliyorum. Bütün vatandaşlarımızı, sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Allah'a emanet olun. Sağ olun, var olun. Geceniz mübarek olsun."