İSTANBUL - AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümet kurmak için tanınan 45 günün sonunda TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ile bir görüşme daha yaparak ülkeyi erken seçime götüreceklerini belirterek, "Şu anda açıklanan tarih 1 Kasım. 1 Kasım'da da inşallah Türkiye, ben tabii tekrar seçim diyorum, tekrar seçimi yaşayacaktır" dedi. 

Erdoğan, cuma namazını kıldığı Üsküdar'daki Hazreti Ali Camisi'nden ayrılırken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyonlarda birçok şeylerin konuşulduğunu dile getirerek, Cumhurbaşkanı olarak yetki alanlarını bildiğini vurguladı.

Bu yetki alanlarını da sonuna kadar kullanmak durumunda olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Zaman kaybetmenin peşinde olmadım, olmayacağım. Nedir bu? Ben en fazla milletvekiline sahip olan siyasi partinin genel başkanına görevi verdim ve iki siyasi partiyle ciddi bir süreci geçirdiler. Netice alabildiler mi? Alamadılar. Şimdi Anamuhalefet Partisi'ne yetki verilmeli. Tamam da biz şimdi bunlarla bu görüşmeler yapılmış. Anamuhalefet Partisi'nin başındaki zat, 'Ben Beştepe'yi tanımıyorum. Beştepe kaçaktır. Beştepe'ye gitmem' bütün bunları söylerken şimdi ben Beştepe'yi tanımayanı, Beştepe'nin adresini bilmeyeni, Beştepe'ye niye çağırayım ki? Bütün bu gerçekler ortada, zaman kaybetmeye gerek var mı? Yok. 

Böyle bir şartla da ortada bir vaka var. Nedir? Cumhurbaşkanı ülkeyi seçime götürebilir mi Anayasa'ya göre? Götürebilir. Bunlar maddede çok açık, net var mı? Var. Öyleyse şu anda Cumhurbaşkanı olarak, zaten pazartesi bu işin 45 günü sonu ve bu 45 günün sonunda ben tekrar Meclis Başkanımla bir görüşme daha yapacağım ve bu görüşmeyi yaptıktan sonra da hayırlısıyla ülkemizi bir erken seçime götüreceğiz. Erken seçime de götürürken de burada önemli olan bir şey daha var kimi görevlendirirsem, kimi yetkilendirirsem, görevlendireceğim kişi de burada seçim hükümetini parlamento içinden gerekirse parlamento dışından da almak suretiyle bu kabineyi oluşturup ve bu kabineyle de biz seçime gideriz. Şu andaki süreç budur." 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim güvenliği noktasında da silahlı kuvvetlerin, polislerin bütün tedbirlerini aldığını kaydetti.

Yüksek Seçim Kurulu'nun atılması gereken adımlarla ilgili bütün çalışmalarını yaptığını anlatan Erdoğan, "Biliyorsunuz seçimle ilgili takvim şu anda açıklandı, açıklanıyor. Dolayısıyla bu süreç içerisinde de kim ön seçim yapacaksa kim normal süreç içerisindeki hazırlıklarını nasıl yapacaksa bu hazırlıkların hepsini yapacak ve ona göre de şu anda açıklanan tarih 1 Kasım. 1 Kasım'da da inşallah Türkiye, ben tekrar seçim diyorum, tekrar seçimi yaşayacaktır" diye konuştu.

"Artık taviz veremeyiz"

Erdoğan, terörle mücadele konusunda da, "Bundan sonra tabii ki devlet, milletinin huzuru için, refahı için üzerine düşen görevi yapmak durumundadır. Güvenlik güçlerimiz, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere emniyet teşkilatımız, hep birlikte burada ne geliyorsa elimizden bunu sonuna kadar yapmakta kararlıyız. Artık buralardan taviz veremeyiz" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şunu da yine çok açık ve net söylüyorum. Bir defa halkımız, kendi içindeki bu bölücü terör örgütü mensuplarını da ayıklamak durumundadır. Gerekirse bunları güvenlik güçlerine haber vermek durumundadır. Yani bölücü terör örgütünün mensupları, bunların arasına karışmak suretiyle, buralarda dezenformasyon yapmak suretiyle kalkıp da halkı kandırma yoluna gitmenin artık sınıra dayandığını herkes bilmelidir. Kimse artık bu yalanları yutmuyor. Kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz"

Murat Sancak'a yönelik silahlı saldırı

Bir gazetecinin, Star Medya Grubu Başkanı Murat Sancak'a düzenlenen silahlı saldırı ve aynı gruba yönelik daha önceki bombalı saldırıyla ilgili sorusu üzerine Erdoğan,  "Bu ülkede fikir hürriyetinden, özgürlüklerden bahsedenlerin aslında özgürlüklere tahammül edemeyişlerinin en güzel ifadesidir" dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Burada gerek Murat Bey'e yapılan saldırı, daha önce Star Medya Grubu'na yapılan saldırı bir şeyi gösteriyor. Kim ne kadar özgürlüklerden yana. Bu ortada. Örneğin, az önce yine söylenen bu malum bölücü terör örgütünden gücünü alan partinin başındakiler de yatıp kalkıp hep özgürlük, özgürlük diyorlar ama hiçbir özgürlük onlarda görmedik. Eğer bunlar özgürlüğü savunmuş olsalar, Güneydoğu ve Doğu'da sandıklarda bir defa bu özgürlüğe saygıları olur. Sandıklarda bu özgürlüğe bunların saygısı olmadı. Hep tehditler yapıldı. Bu tehditlerle de sandık kurullarının oluşturulmasına müdahil oldular. Bunlar yapıldı. Muhtarlar tehdit edildi. Bakın, benim son muhtarlar toplantıma 90 kadar muhtar gelemedi. Neticesini aldık. Nedir? Tehdit edildiler, gelemediler. 300 kadar muhtarla toplantımızı yaptık. İşin ne noktada olduğu ortada. Buna karşı tedbirler alınıyor, o ayrı mesele."