Aşırı hırs önce insanlıktan, sonra her şeyden eder. Azimli olmak, mücadele ruhunu kaybetmeden insanlığı yaşatmaktır. Aşırı hırs ise görünüşte güzel görünen fakat özünde sahte başarılar için önüne çıkan herkesi, her şeyi ez geç demektir. O zaman yaşatmak nerede kaldı? Yaşamak önemli ama yaşatmak daha önemli.

Farklı mevsimlerin bir araya gelmesiyle oluşan yılların günü gelince bir ömür olduğunu görürüz. Evet, ilk başta bitmez tükenmez gibi düşündüğümüz ama sabun misali elimizden nasıl kayıp gittiğini anlayamadığımız kocaman bir ömür… Sadece yılların akıp gitmesinden oluşan yaşam, gerçek bir yaşam mıdır? Uzun yıllar yaşamış bir kişiye en iyi, en çok yaşayan kişi ne derece denilebilir, inceden düşünmek lazım. Öyle bir yaşam olmalı ki, yaşanan her an miras bırakılabilmelidir. Bugünden geleceğe izler taşıma misyonudur, en büyük yaşam kaynağı. Çünkü gerçek yaşam, yaşamadan da yaşayabilmek, yaşatılabilmektir. İnsan, ömrünün hangi mevsiminde olursa olsun her daim çevresine nefes olmalı, iz bırakabilmelidir. Bıraktığın iz sakın ola ki yara izi olmasın, yaraya merhem olsun. Çünkü yaraladığın kişinin kelebek kadar bir ömrü kalmış ise eğer, belki de özür dileyecek fırsat hiçbir zaman gelmeyecektir. Her mevsim başka güzel olsa da bahardan yaza geçiş süreci daha bir güzeldir. Çünkü artık gençlik ruhunu tüm hücrelerine kadar hissedebilen, taşı sıksa suyunu çıkarır diye ifade edilen bir mevsimdir, bu mevsim. İşte o mevsim, sensin. Güzel bir gelecek, seninle gelecek. Unutma ki yılgınlığa karşı galip geldiğin her an, yarınların bekası için atılan bir adımdır. Sen var isen yarın olacak, güneş doğacak… Nasıl ki geçmişte canı pahasına yaşamayı yaşatan genç bedenler sayesinde bugünleri yaşıyoruz, yılmaz mücadele ruhunun hayat bulduğu bedenler sayesinde de yarınlar yaşayacaktır. Seni engelleyen, atalete sürükleyen her ne sebep olursa olsun hepsinin üzerine bir sifon çekme zamanı çoktan geldi, geçiyor.

Çünkü mazeretlerle kendini avutan milletler, maharet güneşinin doğuşunu asla göremeyecektir. Yoksa ruhsuz bedenlerin üzerinden geçen bir baharda, çiçek açar mı sanırsın? Çiçek açmadan bahar, bahar olmadan mevsim olmaz. Asırlık çınarların en büyük isteği gençlik yıllarına dönebilmektir. Sanma ki bunun sebebi tükenmek üzere olan bir hayat olduğundan, gerçek sebebi ise hayatın en güzel yıllarının gençlikte yattığındandır. Bu kıymetli hazineyi pervasızca harcamak niye, yarınların umut neferi olmak en büyük bakiye. Tabi ki, tercih senin. Unutma ki esaretin en büyük düşmanı cesarettir. Esaret’i de (c)esaret yapan sadece bir harf, C’dir. Bu kadar kolay işte, bir harf bir kelimenin anlamını ne kadar değiştiriyor ise senin en az bir cümle, bir paragraf hatta bir kitap olduğunu sakın unutma! Keskin sirke küpüne zarar demiş, atalarımız. Aşırı hırs önce insanlıktan, sonra her şeyden eder. Azimli olmak, mücadele ruhunu kaybetmeden insanlığı yaşatmaktır. Aşırı hırs ise görünüşte güzel görünen fakat özünde sahte başarılar için önüne çıkan herkesi, her şeyi ez geç demektir. O zaman yaşatmak nerede kaldı?

Yaşamak önemli ama yaşatmak daha önemli. Gündelik menfaatler için insanlığın daimi mekanı kara toprak olmasın. İnsanlığı yaşat ki insan yaşasın, millet yaşasın ve devlet yaşasın. İşte tüm bunlar yol ayrımında olduğun bu mevsimde gizli. Öyle bir yol seçki tüm dünya dize gelsin, öyle bir yol seçki insanlığa nefes olsun. Unutma gelecek sensin ve gelecek senin elinde…