2016 Türk tarımı için zor bir yıl. Bir taraftan kuraklığa bağlı rekolte düşüşleri üreticilerin sıkıntıları ise çok büyük.

Son zamanlarda on binlerce fındık üreticisi birbirine şu soruyu soruyor. Ne olacak bu fındığın hali? Fındığın halinde bir şey yok ama fiyatı üreticilerin canını yakıyor… Türkiye’nin en büyük fındık ihracatçısı olan Oltan Gıda’nın İtalyan Ferrero’ye satılmasıyla fındıkta tekel oluşması, üreticileri perişan duruma getirdi. Geçen yıl sezon başında 12-14 TL aralığında olan kabuklu fındık fiyatının 8.50 TL’ye düşmesi ve üreticilerin fındık bahçelerini gözden çıkarmasıyla Türkiye dünyada birinci olduğu fındık ihracatında söz sahibi olma durumunu kaybetmeye başladı. İtalya ve İspanya fındık üretimini teşvik ederken Türkiye’de üreticiler, kıramadıkları tekel yüzünden fındık bahçelerini kesmeye başladı. Bir sene don, diğer sene kuraklık derken fındık üreticileri ne yapacağını şaşırdı.
Tabii ki, fındık üreticilerinin halini ve yaşadıklarını bilmeyenler de hemen soruyor…
Ne varmış fındığın halinde? …
Elinin körü diyemiyorsun. Tabii bunu konuşanlar fındık hasadı nasıl yapılır? Gübresi; ilacı, bahçe bakımı gibi harcanan paralardan ve emeklerden habersiz.
Fındık Grubu tekelleşmeye karşı bir hareket başlattı. Bugün itibarıyla fındığın fiyatının en az 15.50 TL olması gerektiğini açıkladılar. Bu konuda gerek sosyal medya da gerekse bakanlıklar nezdinde girişimlerde bulunuyorlar.
Geçtiğimiz ay içinde Ankara’da, Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş başta olmak üzere Ordu ve Giresun milletvekilleriyle konuştum. Söz fındık fiyatlarına gelince; fiyatların tekelden kurtarılması için bir çalışma yapılıp yapılmadığını sordum. Giresun Milletvekili Cemal Öztürk konunun yakın takipçisi olduklarını söyledi. Ordu Milletvekili Oktay Çanak da benzer şeyler söyledi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ise konunun Bakanlar Kurulu’na getirileceğini ve bir karar aşamasında olduklarını vurguladı. Geçen yıl, elindeki fındığı İtalyan Ferrero’ya kaptıran üretici ve aracılar bu sene için çok temkinli konuşuyor. Ziraat Odaları ise mart ve nisanda kar ve don olayının bu yılda fındığı vurduğunu, sahile yakın kesimlerin dışındaki fındık alanlarının kar ve dondan zarar gördüğünü vurguluyor...
Şimdi ister istemez fındıkla yakından ilgilenen herkesin; Ne olacak bu fındığın hali, diye sormasından doğal ne olabilir?…
Fındığın alternatifi turizm Fındığın ana memleketi Ordu ve Giresun’da, son zamanlarda en çok konuşulan diğer bir konu ise bölgeye Arap turistlerin ilgisi. Ordu-Giresun Havalimanı’nın açılmasıyla birlikte ‘Türkiye’nin yeşil cenneti’ diye bilinen bu iki kente Arap turistler büyük ilgi gösteriyor. Ordu Valisi İrfan Balkanoğlu’nun gecen yıl düzenlediği Arap Gazeteciler Zirvesi’nin ardından çıkan olumlu haberler, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ile Mısır, Tunus, Cezayir ve Faslı turistleri bölgeye çekiyor. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, “Havaalanı bizim ufkumuzu açtı ”diyerek, 2017 sonrası yılda Ordu’ya bir milyon turist beklediklerini açıkladı. Enver Yılmaz, bu yıl Ordu’da üç tane 5 yıldızlı otelin açılacağını belirterek; Araplara özel, ahşap geniş odalı turistik tesisler yapılmaya başlandığını, kayak tesislerinin yapıldığı Çambaşı’nda 35 özel bungalovlar yapıldığını, ayrıca Boztepe’de doğayı bozmadan 40 bungalov tarzı binalar inşa edildiğini vurguladı. Enver Yılmaz, turizm tesisleri yaparken doğal dokuyu korumaya özel gösterdiklerini ifade etti... Fındıktan umudunu kesen Ordu ve Giresun halkı, havaalanıyla birlikte şimdi yeni bir sektöre hızla giriş yapıyor. Fındık bahçelerinin yanında turizm tesisleri bölge için yeni bir alternatif oluşturuyor.
Tarım sektöründe tehlike çanları…
Bu arada sadece fındık değil, diğer tarım ürünleri de bu yıl büyük bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya… Hayatını Türk tarımının gelişmesine adayan isimlerden biri de Mehmet Reis… Piyasalardaki güvensizliğin tarım sektöründe üreticiden tüketiciye uzanan zincir içindeki bazı halkaların (aracı ve toptancıların yaşadığı ekonomik krizin sebeplerinden birinin de “icra iflas erteleme” den kaynaklandığı iddia ediliyor. Mehmet Reis, gıda sektöründe icra iflas erteleme ve kayyum yönetimi ile çek yasası yüzünden çok sayıda üreticinin mağdur duruma düştüğünü vurguluyor. “Bu yıl en kurak yıllardan biri olacak, meteoroloji böyle söylüyor” diyen Mehmet Reis, “Toprağa ilk ekilen ürün buğday, arpa, çavdar arkasından yeşil ve kırmızı mercimek. Buğday ve yulafın hasat mevsimi mayıs sonu, Güneydoğu’da buğday haziranda, Konya’da ise temmuz ayında başlar. Şu anda toprağa ekilecek olan çeltik, nohut ve fasulye ekimlerinin az olacağı yönünde. Çünkü fasulyede geçen yıla göre yüzde 25 düşüş yaşanmış. Tarım Bakanlığı’mızdan, önceki sene 10 kuruş olan destekleme priminin bu yıl 40 kuruşa çıkarılarak üreticilerin daha fazla ekim yapması için teşvik edilmesini rica ediyorum. Reis, “2016 yılındaki yağış durumuna bakıldığında, yağış oranı az. İstenilen yağmurun yağmaması, bereketin azalacağı anlamına geliyor” diyor. Bu sene sonu beklenen yağmurların gelmemesi halinde birçok tarım ürününün rekolteleri bekenenin çok altında olacak. Tarım Bakanlığı bu konuda gerekli tedbirleri alacaktır diye düşünüyorum. Ancak görünen şu ki, 2016 yılında beklenen yağışların gelmemesi dolayısıyla kuraklık; tarım sektörünü olumsuz etkileyecek. Birçok ürün yeterli olmayacak… O yüzden Tarım Bakanlı’ğının şimdiden üreticileri koruyacak önlemleri bir an önce devreye almasında büyük yarar var…