Şüphesiz sağlık her şeyin başında geliyor. Sağlıklı olmayan bir bireyin ne kendisine, ne de başkalarına faydası olmayacağı gibi; sağlıksız bir toplumun geleceğinden de söz edilemez. Bu sebeple sağlık alanında yapılan yatırımlar çok kutsaldır. Çünkü insana yöneliktir. AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne kadar sağlık alanında gerçekleştirdiği reformlar ve yatırımlar adeta devrim niteliğindedir. AK Parti’nin 10 yılı aşkın süredir ki; bu süreç önümüzdeki yıllarda da devam edeceğe benziyor, iktidarda kalmasının en önemli göstergelerinden biri sağlık alanında elde ettiği başarıdır.
Sağlıkta elde edilen bu müthiş başarının en görkemli vitrinlerinden birini oluşturan İstanbul Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ve bu hastaneyi 4 yıldan bu yana başarıyla yöneten Prof. Dr. Ahmet Yaser Müslümanoğlu ile gerçekleştirdiğimiz özel röportajı Ekovitrin Ekim sayısının kapak konusu yaptık.

2006 yılında hizmete açılan Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, çok kısa bir sürede Türkiye’nin adeta bir sağlık üssü haline geldi. Bu model hastane, özel hastanelerde bile bulunmayan teknolojik alt yapıya sahip. Hastane bünyesinde yer alan 100’ün üzerinde poliklinikte yılda 2 milyondan fazla hastaya şifa dağıtılıyor. 2 bin civarında personelin görev yaptığı 500 yatak kapasiteli bu dev sağlık kuruluşunu yöneten Prof. Dr. Ahmet Yaser Müslümanoğlu, yılda 100 milyon dolar ciro elde ettiklerini ve diğer kamu hastaneleri arasında ilk sırada yer aldıklarını söylüyor.
Hastaneyi gidip gezdim, birimlerini inceledim. Son derece modern teknolojilerle donatılmış 20 adet ameliyathanesi, yoğun bakım üniteleri, acil servisleri ve hemen hemen her branşın yer aldığı klinik ve servisleriyle olağanüstü bir hastane. Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin girişinden başlayan organizasyonun mükemmelliği, yönetici, hekim ve diğer sağlık görevlilerinin hastalara verdikleri moral ve motivasyonla tamamlanınca işte böyle bir örnek, model sağlık kuruluşu ortaya çıkıyor. Bir devlet hastanesinde görmeye alışık olmadığımız modernlikteki hasta odaları, yürümekte zorluk çeken hastaların birimler arasında golf arabalarıyla taşınması, hava ambulansı ve daha birçok hizmet anlayışı Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni zirveye taşıyor. Tabii ki; hastanenin bu denli başarılı olmasında başta Hastane Yöneticisi Prof. Dr. Ahmet Yaser Müslümanoğlu, Başhekim Doç. Dr. Muhittin Taşkapılı ve onlarla birlikte görev yapan profesyonel bir ekibin rolü çok büyük olmalı… Ülkemizin değerli bilim adamlarından biri olan Prof. Dr. Ahmet Yaser Müslümanoğlu ve çalışma arkadaşlarını bu başarılarından dolayı kutluyorum.

SAĞLIĞIMIZA YATIRIM
AK Parti iktidarlarının 2002-2011 dönemini kapsayan sağlık reformlarından bazılarını inceledim. 2011’den bugüne gerçekleştirilen yatırımları da bunlara eklediğimizde dev bir başarı örneği karşımıza çıkıyor.
AK Parti Hükümetleri döneminde Sağlık Bakanlığı bütçesi rekor düzeyde artırıldı. 2002'de 3 milyar 910 milyon TL olan bakanlık bütçesi, 2011'de 4 kat arttırılarak 14 milyar TL'ye çıkarıldı. 2003-2011 arasında 509'u hastane ve ek binası, bin 384'ü birinci sağlık kuruluşu olmak üzere bin 893 yeni sağlık tesisi halkımızın hizmetine sunuldu. Edirne'den Kars'a tüm ücretsiz gezici sağlık hizmetleri tüm kırsala yaygınlaştırıldı.
Ulaşım problemi olan yerlerde anne adaylarını doğum öncesi misafir ederek 12 bin 275 kadının sağlıklı doğum yapması sağlandı. Yoksul ailelere hamilelik döneminde sağlık kontrollerini yaptırmalarını teşvik için 400 milyon TL ödeme yapıldı. Bebek ve hamilelere ücretsiz demir ilacı ve D vitamini dağıtıldı. 8 ilimizde ücretsiz kanser tarama ve eğitim merkezleri açıldı. Kızamık, tifo gibi bulaşıcı hastalıklarda yıllık vaka sayısı 10 binlerden 0'a kadar indirildi. Kalp, damar hastalıkları, kanser, şeker, kronik solunum hastalıkları, felç, böbrek yetmezliği gibi sorunlar için ülke programları geliştirildi.

2 BİNİN ÜZERİNDE SAĞLIK TESİSİ
AK Parti iktidarları döneminde 554’ü hastane, bin 467’si birinci kademe sağlık kurumu olmak üzere 2 bin 21 yeni sağlık tesisi inşa edildi. Devlet Hastaneleri ile SSK Hastaneleri tek çatı altında birleştirildi. Emekli Sandığı’na bağlı, Sigortalı ve BAĞ-KUR’lu tüm vatandaşlarımızın bütün hastanelerden yararlanması sağlandı. Tam gün yasasıyla vatandaşlarımızın ancak özel muayenehanelerden geçerek sağlık hizmeti almaları uygulamalarına son verildi. Hastanelerde, geri çevrilme, rehin tutulma devri sona erdi. Vatandaşlarımız telefon ve internetten randevu sistemiyle muayene oluyor ve artık ilaç kuyruklarında beklemiyor.
Kamuya ait sağlık kuruluşlarındaki muayenehane sayısı yüzde 400 artarak vatandaşlarımız muayene kuyruklarından kurtarıldı. 2002’de 20 bin hastaya bir uzman muayenehanesi düşerken bugün 2 bin kişiye 1 uzman muayenehanesi düşüyor. 

AMBULANS FİLOSU GÜÇLENDİRİLDİ
112 acil servislerinde devrim niteliğinde hizmetlere imza atıldı. 2002 yılında 4 bin 560 olan acil servis personel sayısı 2011'de 22 bine çıkarıldı. 2002’de 618 olan ambulans sayısı, 2 bin 766’ya; 481 olan acil müdahale istasyon sayısı bin 710’a çıktı. Karda kışta hizmet vermek üzere daha önce hiç olmayan 224 paletli ambulans, 18 helikopter, 2 uçak ambulans ile 4 deniz ambulansı halkımızın hizmetine sunuldu. Oluşturulan 98 gezici sağlık birimi ile 2002- 2011 yılları arasında toplam 18 milyon muayene yapıldı. Sağlık ocakları sayısı ise bin 572'den 5 bin 268'e yükseltildi. Böylece hastaneye sevkler, yüzde 90 azaltıldı. Sağlık hizmeti halkın ayağına götürüldü. Vatandaşlarımızın sağlıkla ilgili tüm sorunlarında yönlendirici ve bilgilendirici hizmet vermek için Alo 184 SABİM kuruldu. Yılda ortalama 1 milyon çağrı alan SABİM, 7 gün 24 saat hizmet veriyor.

HASTA EDEN BÜROKRASİYE SON VERİLDİ
Sağlık karneleri yerine TC kimlik numarası ile bütün sağlık hizmetlerine erişim yolu açıldı. Bugün herkes, yurdun her yerinde, bütün devlet hastaneleri ve sağlık ocaklarında herhangi bir sosyal güvenlik belgesi olmaksızın T.C. kimlik numaralarıyla hizmet alabiliyor. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımızın yararlandığı yeşil kartın sınırları da genişletildi. Yeşil kart sahiplerine bütün sağlık hizmetleri ücretsiz hale geldi. Yaklaşık 3 milyon vatandaşımız devlet güvencesi altına alındı.18 yaşından küçük bütün çocuklarımız, anne veya babası sigortalı olsun olmasın, prim borcu olsun olmasın; sağlık hizmetlerinden koşulsuz yararlanma imkanına kavuşturuldu. Anne ve babasından sağlık hizmeti alamayacak durumda olan çocukların genel sağlık sigortası primlerini de devletin ödemesi sağlandı. Hiç geliri olmayan veya asgari ücretin üçte birinden az geliri olan vatandaşlarımızın sağlık priminin devlet tarafından ödenmesi uygulaması başlatıldı.
Vatandaşımızın sağlığını hastalanmadan önce koruyabilmek için 2002 yılında yalnızca 998 milyon TL olan koruyucu sağlık hizmetleri bütçesi, 2011 yılında 6 kattan fazla arttırılarak 6,5 milyar TL'ye çıkarıldı.

MEMNUNİYET ORANI
Velhasıl; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden genel memnuniyet oranı 2002'de yüzde 39 iken bu rakam, sağlıkta yapılan devrim niteliğindeki yatırım ve uygulamalardan sonra 2011 yılında yüzde 73'e çıktı. Kanuni Sultan Süleyman’ın o meşhur sözünü hatırlatalım: “Olmaya cihanda devlet bir nefes sıhhat gibi.” Bu ülkenin, bu milletin sağlığına önem verenleri, bu yönde fedakarlık gösterenleri, yatırım gerçekleştirenleri tebrik etmek, şükranlarımızı sunmak da bizlerin borcu…

YOĞUN BAKIMDA YATAK SAYISI 10 KAT ARTTI
Acil servislerde yer olmadığı için hastane hastane gezdirilen vatandaş görüntüleri tarihe karışsın diye tam donanımlı yoğun bakım yatak sayısı 10 kattan fazla arttırıldı. 2002'de 869 olan yoğun bakım yatak sayısı, 2011'de 8 bin 100'e çıkarıldı.
Hastanelerde koğuş sisteminden oda sistemine geçildi. İçinde tuvaleti banyosu, refakatçi için yeri olan tek kişilik odalardan bütün Cumhuriyet tarihi boyunca 7 bin adet yapıldı. Bu sayıya 2002 – 2011 yılları arasında 30 bin tek kişilik oda ilave edildi. Toplam yatak sayısı da Cumhuriyet tarihi boyunca erişilen rakamın 4 katına çıkarıldı.
Sağlık alanında yapılan modern yatırımlarla doğumda anne ve bebek ölümleri azaltıldı. Bir ülkenin en önemli gelişmişlik göstergelerinden sayılan anne ölüm oranı, 1998'de yüz binde 70'ti. Bu oran yüz binde 10'un altına düşürüldü. Bebek ölüm hızı ise 2002'de binde 29 iken 2011 itibariyle binde 10'a indirildi.
Ülke genelinde aşılama oranı yüzde 70'ten yüzde 97'ye çıkarıldı. 2002'de aşılamaya ayrılan pay, 14 milyon TL idi. Bu rakam 2011 yılında 344 milyon TL'ye çıkarıldı. Daha önce aşılama programında yer almayan kızamıkçık, kabakulak, menenjit ve zatürre aşıları standart aşılamaya dahil edildi.
Kanserle mücadele çerçevesinde 81 ilimizde 84 Kanser Tarama Merkezi açıldı. Bu merkezlerde bedava kanser taraması uygulaması başlatıldı.
0-6 yaş grubundaki çocuğunu düzenli olarak doktor kontrolüne götürmesi için her anneye 20 TL, hastanede doğum yapan kadınlara 60 TL ödeniyor. 2002 yılından 2010 yılına kadar bu kapsamda ihtiyaç sahibi ailelere 585 milyon TL ödeme yapıldı.