Çeşitli Sohbet Toplantılarında genellikle karşılaştığımız sorulardan biri de: “Ne olacak bu memleketin hali?” olmaktadır. Bize göre memleketin halinde bir şey yok. Mevla’m her imkanı vermiş zamana bağlı olarak sorunlar olur. Mevcut sorunlar çözüldükçe şekil değiştirirler.
Aslında soru “Ne olacak bu Yönetimin hali?” şeklinde olmalıdır. Zira Yüce Dinimiz mealen: Emaneti ehline veriniz ve insanlar arasında adaletle hükmediniz, “diye emreder, Yüce Peygamberimiz de bir Hadis-i Şerifinde”  İş ehli olmayana verildiğinde kıyameti bekleyiniz” buyurmuşlardır. 
Devlet yönetimi başta, her kuruluşta işi ehline vermeyince, Hadis-i Şerif te kastedilen kıyamet olarak ahlak çöküşü, hırsızlık, yolsuzluk, yoksulluk, adaletsizlik, vurgun, anarşi gibi sıkıntılar yaşanmaktadır.

KONUYU ANLATAN ÖRNEK BİR HİKAYE…
Geçenlerde bir konferansımda bu konu gündeme gelince aklıma örnek bir hikaye geldi. Olay şöyle:
“Bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı. Ama kimse onun çiftliğinde çalışmak istemiyordu. Başvuranların tümü çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vazgeçiyor ”Burası fırtınalıdır, çalışmayız” diyordu.
Sonunda çelimsiz orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Çiftçi adamın durumuna bakıp “Çiftlik işlerinden anlar mısın? diye sormadan edemedi. Adam: “Sayılır” dedi ve ilave etti ”Fırtına çıktığında uyuyabilirim.” Çiftlik sahibi, bu ilgisiz sözü hiç beğenmedi fakat çaresizliği aklına geldi ve adamı işe aldı...
Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü, işinin ehli olduğunu gözlemliyor, içi de rahat ediyordu.
Bir gece yarısı fırtınanın müthiş uğultusuyla uyandı. Fırtınanın şiddetinden bina çatırdıyordu. Yatağından fırladı, işe aldığı adamın odasına koştu: “Kalk kalk fırtına çıktı” dedi. “Her şey savrulup dağılmadan önlemimizi alalım, yapabileceklerimizi yapalım.”
Adam: “Merak etmeyin, rahat olun ve gidin yatın efendim” dedi.
Çiftçi adamın bu rahatlığı karşısında neredeyse saçlarını yolacaktı. Ertesi sabah onu kovacaktı ama şimdi fırtınaya karşı bir şeyler yapması gerekiyordu.
Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu. “A-aaa!” saman balyalarının üzeri muşamba ile örtülüp sıkıca bağlanmıştı. Ahıra koştu. İneklerin tamamı ahıra sokulmuş, ahırın kapısı desteklenmişti. Evine yöneldi. Kepenklerin tamamı kapatılmıştı. İşle ilgili bütün önlemler alınmıştı. Çiftçi rahatlamış bir şekilde odasına döndü, yatağına yattı.
Dışarıda fırtına uğulduyordu. Gülümsedi ve gözlerini kapatırken mırıldandı. “Fırtına çıktığında uyuyabilirim.” 
Sevgi ve dualarımla…