Dünyayı rakip görerek sektörünüzdeki diğer kurumlarla tecrübelerinizi ve gücünüzü birleştiriniz

Ekonomik hedeflere ulaşmak elbette çokça, verimli çalışmak, inovatif yaklaşım ve ihracatta yeni kalemler, yeni pazarlar bularak, daha çok, daha çok ihracat ile olacak. Herkes bunun farkında ama uygulama kolay değil. Neden? “ Küçük olsun benim olsun” anlayışı burada etkisini gösteriyor olabilir mi? Her kurum kendi başına olmak ve yağında kavrulmak istiyor. Ama kavuracak yağ gittikçe azalmaya başladı. Azaldıkça yanacak ve zarar vermeye zehirlemeye başlayacak. Yağ takviyesi yapmaya gücü yetmeyen kurum ise, göz göre göre yanacak. Oysa istenen bu değil, doğru, güçlendirici ve takviye ile işin devam etmesi, verimli olması. Aynı yağda devamlı kızartma yaptığınızı düşünün. Tavayı küçültseniz bile sorunu çözemezsiniz. Zaten amaç tavayı büyütmek olmalı. Çözüm nedir? Yağ yanmadan, yağ takviyesi. Yani bugün kurumlar güçlerini birleştirmek zorundalar. Sektörünüzde bu dönem için büyük, güçlü bağlantıları olan bir firma bile olsanız, yurt dışından sizden daha güçlü bir rakibin karşınıza çıkmama garantisi yok ise, bu günden geleceği düşünmek gerek. Aksi taktirde yabancı şirketler önce güçlü gördükleri rakip olarak sizi zayıflatacaktır. Sizin o küçük gör düğünüz kurumların devam etme ve esneme şansı daha yüksektir.

“Benim Kurumumun Kimseye İhtiyacım Yok” Demeyin
“Ben sektörümde zaten büyük bir firmayım, yurt içi ve dışı bağlantılarım var, ilgili bakanlıklarla istediğim zaman görüşürüm, sektörümdeki firmalar benden küçük, onlarla aynı masaya oturup iş yapmam, benim kimseye ihtiyacım yok” diyorsanız, yakın bir gelecekte yanıldığınızı görebilirsiniz. Değerli yöneticiler lütfen sektörünüzdeki hiçbir firmayı küçümsemeyiniz. Her firmanın büyüme zamanı farklıdır. Hatta büyümek istemeyebilir. Çok büyümeden ayakta kalmak da başarıdır. Sektörünüzdeki, kurumlarla bir araya geliniz, aynı dar çember içinde rakipliği bırakınız. Sizden ekonomik ve fiziki olarak küçük gördüğünüz kurumları gücünüzle ezmeye çalışmayınız. Havaya girmeyiniz. “ Zaten onlar benim rakibim olamaz “ mı dediniz? Unutmayın ki bir başkası da aynı ifadeyi sizin için kullanıyor olabilir. Dünyayı rakip görerek sektörünüzdeki diğer kurumlarla tecrübelerinizi ve gücünüzü birleştiriniz. Bu gücü birleştirecek platform ve oluşumlara katılınız. Madem güçlüsünüz, başkaları için de yol açınız.

İş Yapma Alışkanlıklarınızı Gözden Geçirin
Bu konular zor değil. Sadece iş yapma modellerini ve alışkanlıklarını değiştirmek gerek. Bir de bireysel ve kurumsal egoları bir kenara bırakmak. Unutmayınız ki bu gün irili ufaklı bir çok kurumun alacağı karar ve atacağı adım ülkenin geleceğini etkileyecektir. “Bana ne ülkenin geleceğinden” deme durumu ise olamaz. Diyenler ve yeni iş modellerine kapılarını kapatanlar muhtemelen bu ülke bayrağı altında durmak istemeyenlerdir. Bugün kurumların, sektörlerin, bölgelerin iş ve güç birliği zamanıdır. Aynı sektördeki firmaların bir araya gelerek “dünya ile nasıl rekabet edebiliriz “ diyerek düşünme zamanıdır. Hatta tren kaçmak üzeredir. Bu durumu daha önce fark eden sektörler bu gün işlerini yürütmekte, sektörel birliktelikler ve dünya rekabeti ile sürdürebilirliği sürdürmektedirler. Siz değerli kurum yöneticimiz elbette tecrübelisiniz ve ticarette üstünüze yok. Ama iş yapma ve iş davranışı modellerini gözden geçirme zamanı gelmedi mi? Artık sektörlerin daha fazla güç birliği yapması, sektörünü motive etmesi, ülkedeki firmaları değil, dünyayı rakip olarak görmesi, ülkenin güçlü geleceği için önerilere açık olması zamanıdır. Sözün özü; Güçlü ülke ekonomisi, güçlü gelecek, güçlü sektörler için güçlü işbirlikleri şarttır. Güçlüler nazlı olmaz, yönlendirici, destekçi olur, sorun yaratmaz, sorun çözerler. Yolu kapatmaz, başkaları için de yol açarlar. Ne dersiniz?