ANKARA - İbrahim Yılmaz - AA

Maliye Bakanı Naci Ağbal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulu kararı ile kamuya ait, Hazine Müsteşarlığının altında yer alan ve özelleştirme programında yer alan bazı şirketleri Türkiye Varlık Fonu'na (TVF) devrettiklerini anımsattı. Varlık Fonu kanununda fonun kendisi, fonu kuracak şirket ve fon tarafından kurulacak alt fonlar ve şirket tarafından kurulacak alt şirketlere birtakım istisnalar getirildiğini kaydeden Ağbal, "Burada dikkati çekmek istediğimi husus, kanun kapsamında kurulan fon ve şirketler istisna tutulacak. Ya da bu fon ya da şirket tarafından kurulacak olanlar istisna. Dolayısıyla bugün TVF'ye devrettiğimiz halihazırda faaliyette bulunan şirketler rekabet hukuku da dahil olmak üzere hangi kurallara tabi ise aynı kurallara tabi olmaya devam edecekler. TVF'ye devredilen şirketlere rekabet hukuku açısından bir farklılık getirilmesi söz konusu değil." ifadelerini kullandı. Ağbal, "Fona devredilen şirketlerin, TVF tarafından kurulacak bir alt şirkete satılması durumunda bu şirketlerin de muafiyet kapsamına gireceği" yönündeki iddialara karşı da "Bu olmayacak bir senaryoyu varmış gibi görüp bunun üzerinden ne olur demek." diye konuştu. Bunun gerçekleşmeyecek bir senaryo olduğunu vurgulayan Ağbal, "TVF tamamen Bakanlar Kurulu tarafından onaylanacak stratejik yatırım planı çerçevesinde hareket edecek. Dolayısıyla hükümetimiz, TVF'nin faaliyetlerinin yönü, stratejik düzeyde alacağı kararlar bakımından tek belirleyici merci olacak. Burada herhangi bir sıkıntı yok." değerlendirmelerinde bulundu.

TVF'ye devredilen şirketlerin ülkenin en gözde ve stratejik kurumları olduğunu vurgulayan Ağbal, "Bu kurumların gerek yurt içi gerekse yurt dışında faaliyetlerini daha artıracak ortamlar sağlanır. Bu şirketler için hem içerideki rekabet hukuku da dahil olmak üzere mevzuat bakımdan sıkıntı oluşturacak bir ortam asla oluşmaz, Bakanlar Kurulunun da böyle bir oluşumla ilgili bir şeyi onaylaması mümkün değil, zaten böyle bir plan da yok." dedi.

"Başka ülkelerin yatırım fonları TVF ile görüşmek istiyor"
Ağbal, varlık fonlarının gücünün sahip oldukları varlıkla doğru orantılı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Dünyada 3 trilyon dolarlık varlık fonları da var, 3 milyar dolarlık fonlar da. Türkiye bugün G-20 üyesi bir ülke. Türkiye'nin petrol ve gazı yoksa da çok değerli bir Türkiye hikayesi, şirketleri var. Bunlar ülkemizin göz bebeği. Ülkemiz bugün gelinen noktada bir çekim merkezi. Biz TVF'yi, gelecek dönemde Türkiye ile ilgili oluşabilecek bütün mega projelere ve mega yatırım kararlarına imkan sağlasın diye kurduk. Böyle bir yapının ortaya çıkabilmesi, uluslararası alanda bir aktör haline gelebilmesi için öncelikle aktifinde varlığının olması lazım. Bugün bir şirkete baktığınız zaman, önce o şirketin bilançosuna bakarsınız. İlk değerlendirmede, bu şirket ve varlıkların değerlendirilmesinin uygun olacağını düşündük. Bu, TVF'ye olan ilgiyi bir anda artırdı. Bugün özellikle yurt dışında yatırım bankaları, başka ülkelerin yatırım fonları, TVF ile görüşmek, gelecekteki yatırım fırsatlarını konuşmak istiyor. Buradaki varlıklar, bir özelleştirme uygulaması için buraya devredilmedi, Türkiye'nin bir Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) zaten var. Burada önemli olan bu varlıkların oluşturduğu sinerjiyi kullanarak kaynak üretmek, üretilen kaynakla çok stratejik ve ülkemizi 2023 vizyonuna götürecek projelere imkan sağlamak."

"TVF'nin operasyonel hale gelmesi için çalışmalar yürütülüyor"
Yapılan değerlendirme ile şu aşamada söz konusu şirketleri TVF'ye almayı uygun gördüklerini vurgulayan Ağbal, "Şu anda hemen başka bir değerlendirme yaparak, 'şu şirketleri de alalım' diye bir değerlendirmemiz yok. Şu aşamada Bakanlar Kurulu'nun TVF'nin Stratejik Yatırım Planı'nı onaylaması ve TVF'nin bir an önce operasyonel hale gelmesi noktasında çalışmalar yürütülüyor. Onlar da yakın bir zamanda belli bir noktaya gelecek." dedi.