İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Türkiye'nin parlamenter sistemi, yönetimde istikrarı sağlayamıyor. Sağlayamayınca Türkiye bir ileri, iki geri gidiyor." dedi.

Şimşek, AK Parti Sultanbeyli İlçe Başkanlığı önünde halka hitap etti.

Burada yaptığı konuşmada, yönetimde istikrarın sağlanması gerektiğini belirten Şimşek, "Bu sorun bugünün sorunu değil. Bu kişilerle de ilgili değil. Aslında bu bir parti meselesi de değil. Türkiye'nin parlamenter sistemi, yönetimde istikrarı sağlayamıyor. Sağlayamayınca Türkiye bir ileri, iki geri gidiyor." diye konuştu.

Şimşek, 16 Nisan'da yapılacak değişikliğin özünün milletin hükümeti doğrudan seçmesi olduğunu dile getirdi.

Böylece güçlü millet desteği olacağını vurgulayan Şimşek, bu güçlü millet desteğinin reform ve icraat demek olduğuna dikkati çekerek, "16 Nisan'da sandığa gittiğinizde bunun bir parti meselesi olmadığını, bunun kişilerle ilgisinin olmadığını, bunun Türkiye'deki hükümet sistemiyle, yönetim sistemiyle ve istikrarla ilişkili olduğunu aklınızdan çıkarmayın." ifadelerini kullandı.

1982 Anayasası'nı o gün bugündür herkesin değiştirmek istediğini anımsatan Şimşek, bu vesayet sistemi anayasası zaman zaman değişse de, yönetimde istikrarı sağlayacak, Türkiye'nin önünü açacak değişikliği ilk defa kendilerinin halkın önüne getirdiğinin altını çizdi.

Şimşek, mevcut anayasada cumhurbaşkanına inanılmaz yetkiler verildiğini, cumhurbaşkanının icranın başı olduğunu, ama bunun da kendilerini yeni bir sorunla karşı karşıya bıraktığını vurgulayarak, "Bugün bu sorun hissedilmiyor. Neden? İktidardaki partimizin kurucusu cumhurbaşkanı. Dolayısıyla uyum içerisinde çalışıyoruz."  şeklinde konuştu.

 

-"Mevcut iki başlı sistem maalesef krizlere gebe"

 

Mehmet Şimşek, "Hükümet ile cumhurbaşkanı aynı siyasi gelenekten gelmez; aynı vizyona, aynı perspektife sahip olmazsa; biri Türkiye'yi bu tarafa taşımaya çalışırken, öbürü öbür tarafa taşımaya çalışırsa ne olur? Kaos olur." dedi.

İki başlılığın ciddi bir problem olduğuna işaret eden Şimşek, bu bugün hissedilmese de yarın sorun olmayacağı anlamına gelmediğini kaydetti.

Şimşek, bu anayasa değişikliğinin ana amaçlarından birisinin ileride çıkacak krizleri engellemek olduğunu dile getirdi.

Mevcut iki başlı sistemin maalesef krizlere gebe olduğunu vurgulayan Şimşek, "O nedenle 16 Nisan'daki bu değişiklik bir zarurettir. Bunun ne şahıslarla, ne partiyle ilgisi yok." diye konuştu.

Şimşek, muhalefetin bu anayasa değişikliğini eleştirdiğini, ancak eleştirirken yanlışlarla yarı doğruları harmanlayarak milletin kafasını karıştırmaya çalıştığını vurguladı.

"Diyorlar ki padişaha bile bu kadar yetki verilmedi. Meclis fesih yetkisi nasıl olurda bu anayasa ile cumhurbaşkanına verilir diyorlar. Eee böyle bir yetki yok ki!" diyen Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Sistem tıkanırsa hakeme gitmek lazım. Cumhurbaşkanı seçim kararı alırsa, hem kendisini hem meclisi seçime götürmüş oluyor. Fakat muhalefet bunu cumhurbaşkanının fesih yetkisi varmış gibi sunuyor. Bu tamamen bir çarpıtma."

 

-"Yeni dönemde meclis çok daha güçlü olacak"

 

Başbakan Yardımcısı Şimşek, yeni dönemde meclisin çok daha güçlü olacağını belirterek, "Neden? Çünkü meclisi siz seçeceksiniz." dedi.

Yeni dönemde yasama tekelinin mecliste olacağını aktaran Şimşek, yeni sistemle hükümeti daha hesap verebilir hale getireceklerini dile getirdi.

Şimşek, yargının üst kurulu olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yeni düzenlemeyle Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) olarak değiştirileceğine işaret ederek, üst yargının uzlaşmayla seçileceğinin altını çizdi.

Güçlü ülkelerde üst yargının atanma sisteminin yeni anayasayla öngörülen şekilde kurgulandığını belirten Şimşek, uygulamanın Amerika'da, Almanya'da ve Fransa'da da temelde aynı şekilde yapıldığını kaydetti.

 

-"Cumhurbaşkanı yardımcısının en fazla 45 günlük bir vekaleti söz konusu"



Mehmet Şimşek, meclisin zayıflayacağına ilişkin eleştirilerin çarpıtmadan ibaret olduğunu belirterek, "Muhalefetin derdini ben size söyleyeyim. Milletin değerleriyle barışık olmayan, milletin çoğunluğunu kucaklamayan bundan sonra kimse iktidara gelemeyecektir. Sorun orada! Muhalefetin değişmesi lazım. Muhalefetin toplumun değerleriyle barışık hale gelmesi lazım. Muhalefetin seçilebilmesi için herkesi kucaklaması lazım." ifadelerini kullandı.

Muhalefetin yeni anayasaya ilişkin eleştirilerinin içinde yarım yamalak doğruların, çok sayıda da çarpıtmanın bulunduğunu aktaran Şimşek, "Diyorlar ki seçilmemiş bir başkan yardımcısı, cumhurbaşkanlığı makamı boşalınca ülkeyi yönetecek. Bilmeyen de sanacak ki hakikaten böyle bir şey var. Bir kere cumhurbaşkanı yardımcısını atayacak ama cumhurbaşkanlığı makamı boşalırsa sadece ve sadece seçime götürmek üzere, seçimlere kadar en fazla 45 günlük bir vekalet söz konusu. Bilmeyen sanacak ki cumhurbaşkanlığı makamı boşalınca sonsuza kadar yardımcı ülkeyi yönetecek. Böyle bir şey yok." bilgilerini verdi.

Şimşek, Anayasa değişikliğinin Türkiye'nin önünü açacağını, yeni sistemin 5 yıllık kesintisiz icraat imkanı sağlayacağını kaydetti.

Avrupa'nın Türkiye'deki anayasa değişikliğine dair tavrının manidar olduğunu anlatan Şimşek, "Yeni sistemi anlamak için bazı Avrupa devletlerinin hayırcılara nasıl kol kanat gerdiklerini görmek bile yeter. Terör örgütünün nasıl bir 'hayır' kampanyası yürüttüğünü, Doğu ve Güneydoğu'da birçok yerde 'Evet' kampanyalarına nasıl engel olduğunu, otobüsleri nasıl taşladığını, bizim oradaki belde başkanlarımıza, parti temsilcilerimize nasıl saldırdıklarını siz daha iyi biliyorsunuz." diye konuştu.

"Çok güçlü bir evete ihtiyacımız var. Rehavete kapılamayız. Maalesef yalan yanlış, mesnetsiz iddialarla bu anayasa değişikliği noktasında milletimizin kafasında soru işaretleri uyandırılıyor." diyen Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Beni dinlediniz artık siz de sorumlusunuz. Sizden bir istirhamım var. Önümüzdeki 2,5 haftada siz de biraz çalışın. Komşularınızı, akrabalarınızı, mahallenizdeki esnafınızı ziyaret edin. Bu anayasa değişikliğinin Türkiye için bir zaruret olduğunu lütfen anlatın. Çünkü bu çabalarınız sayesinde Türkiye koşmaya başlayacak."

Şimşek, konuşmasından sonra halkla Türkçe, Kürtçe ve Arapça vedalaştı.