Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "İçinde bulunduğumuz noktada seçim, ekonomiyi rahatlatır. Belirsizlik bitmiştir. Bundan sonra dengelerin yavaş yavaş kendiliğinden oturmaya başladığını ve ekonomimizin bundan kazançlı çıkacağını göreceğimize inanıyorum" dedi.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Zeybekci, 7 Haziran seçimleri sonrası milletin iradesinin hükümet olarak ortaya çıkamadığını belirtti.

Milletin 7 Haziran’da "AK Parti’nin politikalarından memnun olduğunu ancak bir partiyle uzlaşma zorunluluğu getirdiğini" anlatan Zeybekci, bu sonucu iyi okuyarak ön şart olmadan, her tür fedakarlığa hazır olarak partilerle görüşme yürüttüklerini ifade etti.  

Siyasi yelpazenin iki ayrı damarındaki kesimleri temsil eden AK Parti ve CHP’nin demokratik olgunluk açısından örnek bir görüşme yürüttüğünü ancak koalisyonun kurulamadığını dile getiren Zeybekci, AK Parti tabanının koalisyonu tam anlamıyla istemediğini ancak "Olacaksa da MHP ile olsun" diye bir görüşün de bulunduğunu söyledi.

Buna rağmen MHP'nin koalisyona, seçim hükümetine, azınlık hükümetine ve diğer tüm seçeneklere karşı çıktığını kaydeden Zeybekci, MHP ve HDP'nin ortak bir formülde bir araya gelmeyi reddetmesi nedeniyle CHP'li hükümet seçeneğinin de gündemden kalktığını dile getirdi.

Gelinen noktada ortada formülün kalmadığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "vakit kaybetmemek ve boş işle uğraşmamak" adına yerinde bir kararla seçim için 1 Kasım tarihini açıkladığını ifade eden Zeybekci, şöyle konuştu:

"Olabilecek en erken, en hızlı seçim tarihi. Seçim ülkede rahatsızlık verir mi? İlk baktığımızda ekonomi, seçimleri pek sempatik bulmaz, tedirgin olur ama bizim şu an içinde bulunduğumuz noktada seçim ekonomiyi rahatlatır. Belirsizlik bitmiştir. Ekonomiyle ilgili tüm beklentiler 1 Kasım seçimlerinde oluşacak olan formülü görecek ve ona göre adımını atacaktır. Türkiye’de şu an tüm belirsizlikler, net olmayan pencereler kapatıldı. Tek bir şey kaldı; seçim, tekrar millete gitmek. 

Cumhurbaşkanımızın sözleriyle seçim ortaya çıktı, bundan sonra dengelerin yavaş yavaş kendiliğinden oturmaya başladığını ve ekonomimizin bundan kazançlı çıkacağını göreceğimize inanıyorum. 1 Kasım'dan sonra ise inşallah 'kaybettiğimiz zaman bize yeter, hedef 2023' diyerek koşmaya devam edeceğiz."

- TL'nin değer kaybı  

Türk lirasının dolar karşısında seçim sonrası yaşadığı değer kaybının spekülatif olduğunu savunan Zeybekci, özel sektör ve kamu borcu, Merkez Bankası rezervleri, bütçe açığı, cari açık gibi verilere bakıldığında bu oranda bir düşüşü destekleyecek ortamın bulunmadığına işaret etti.

Zeybekci, "Resim netleşmeye başladığında ve tek başına iktidar hükümeti göründüğünde bu spekülatif marj kalkacak ve TL, diğer para birimlerine göre çok daha hızlı bir şekilde değer kazanacaktır" diye konuştu.

Seçim sonrasında aynı tablonun çıkacağına inanmadığını anlatan Zeybekci, özellikle genç neslin geçmişteki koalisyon dönemlerindeki kayıpları bilmediğini, seçim sonrası dönemde koalisyonun ne demek olduğunun tüm kesimler tarafından görüldüğünü belirtti.

Zeybekci, "Her türlü tercihe saygımız var. Eğer millet iradesi aynı sonucu tekrar ederse o zaman herkesin şapkasını önüne koyup tekrar düşünmesi lazım. Bugün 'koalisyona hiçbir şekilde hayır' diyenlerin, 'bu restorasyon hükümeti olsun' diyenlerin, cumhurbaşkanlığı makamıyla ilgili söylemler ortaya koyanların bunu bir daha düşünmeleri gerekir. Milletin şu andaki iradesi tekrar ederse herkes şapkasını önüne koyar ve bunun süreci hızlandırıcı etkisi olur" ifadelerini kullandı.

- "Oyları taşıyarak kullandırma"

Bakan Zeybekci, "Seçim güvenliği konusunda bir sorun yaşanır mı?" sorusu üzerine, "7 Haziran'dan kötü olmaz" yanıtını vererek, geçen seçimlerde Doğu ve Güneydoğu'da demokratik ortamlarda görülmeyen sonuçların ortaya çıktığını, 300 kişinin kayıtlı olduğu sandıktan bir partiye 300 oyun çıktığını, bazı sandıklarda fazladan oyların dahi görüldüğünü kaydetti.

Zeybekci, şöyle devam etti:

"Devletimizin, ülkemizin kendine olan özgüveniyle, orada rahat bırakmasıyla, devletin yokluğu algısı ortaya çıktı. Devlet gerektiğinde ne kadar güç kullanabilirse o kadar şefkat gösterebilir. Devlet güçlü olduğu oranda adil ve şefkatli olabilir. Güçlü olduğu kadar özgürlükler dağıtabilir. Güçlü olduğu kadar demokrasinin teminatı olan seçimleri rahat bir şekilde yapabilir. Bu dönemde seçim güvenliği anlamında 7 Haziran seçimlerindeki tüm boşluklar doldurulacak ama orada olması gereken şey, YSK'nın bazı yerlerde oyları taşıyarak kullandırtmayı ve kimin nerede oy verdiğinin bilinmeyeceği bir ortamı sağlamasıdır. Bunu ülkem ve milletimin menfaatleri için söylüyorum. Bunu söylemek bile çok kötü bir şey ama YSK'nın bunu ciddi bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Orada insanlarımız için artık 'evet benim yanımda devlet var, gerektiğinde bunların haddini bildiriyor, onun için ben de artık devletimin bana sağladığı bu ortamda dilediğim partiye oy veririm' gibi bir özgürlük yaratır diye düşünüyorum. Bu tehdit ortadan kalktığında inanın bana Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde çıkan tablo çok farklılaşır. Yeter ki tehdit kalksın."


İZMİR (AA) - TOLGA ALBAY -