ERZURUM (AA) - YUNUS OKUR -

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "İlk iki çeyrekte ekonomi belli bir seviyede gittikten sonra üçüncü çeyrekte bir yavaşlama var. Hükümet olarak piyasaların canlanması için her tedbiri aldık." dedi. Bakan Ağbal, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından ekonomide alınan tedbirler, ifade vermeye gitmeyen HDP'lilere yönelik operasyon ve olağanüstü hal (OHAL) ile ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Darbe girişiminin cuma günü gerçekleştirildiğini, hemen sonrasındaki pazartesi günü ise Türkiye'deki bankaların ve borsaların açıldığını anımsatan Ağbal, "Ülkede hayat normale döndü. Hükümet olarak Meclise yeniden yapılandırma kanunu getirdik. Ekonomimizin bu tür beklenmedik hadiselere karşı dayanıklı bir boyutu, dinamizmi var. Bir süredir piyasalarda bir yavaşlama var. İlk iki çeyrekte ekonomi belli bir seviyede gittikten sonra üçüncü çeyrekte bir yavaşlama var. Hükümet olarak piyasaların canlanması için her tedbiri aldık." diye konuştu.  Ülke ekonomisinin hem insan kaynağının hem de altyapısının kuvvetli olduğunu dile getiren Ağbal, "Türkiye bölgede bir istikrar merkezi, özellikle bu bölgede yatırım yapmak isteyen herkesin mutlaka bulunması gereken bir ülke konumunda. Onun için bu konjonktürel olaylardan ekonomimizin etkilenmemesi mümkün değil ama bu hiçbir şekilde ekonominin temellerini sarsacak bir boyuta varamaz. Hükümet olarak her türlü kararlı adımı zaten atıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"Bütçe açıklarımız yüzde 1'lerde gidiyor" 
"Kamu maliyesi bugün olabildiğinin en iyisinde." diyen Ağbal, borcun milli gelire oranının en düşük seviyelerde olduğunu anlattı. Ağbal, ülkenin çok kuvvetli bir bankacılık sisteminin bulunduğunu aktararak, "Bütçe açıklarımız yüzde 1'lerde gidiyor. Çok kuvvetli bir bankacılık sistemimiz var. Çok genç bir nüfusumuz var. Tüm bunları yan yana koyduğumuz zaman Türkiye bugün ekonomide yakaladığı ivmeyi inşallah daha da yukarıya taşıyacak." şeklinde konuştu. OHAL'in devam edip etmeyeceği sorusu üzerine Ağbal, günlük hayatını sürdüren vatandaşların OHAL ile bir ilişkisinin bulunmadığının altını çizdi.  Ağbal, "Darbe girişiminin meydana getirdiği doğrudan ve dolaylı etkileri ortadan kaldırabilmek üzere süratle hayatı normalleştirmek gerektiği için bu OHAL düzenlemesine ihtiyacımız var. Dikkat ederseniz OHAL içinde yaptığımız bütün düzenlemeler, münhasıran karşılaştığımız sorunları çözmeye yönelik düzenlemeler. Ve bu tür hadiselerin bir daha olmaması için süratle atılması gereken adımlardan ibarettir. Uygun bir zamanda da tabi ki OHAL kaldırılacaktır." diye konuştu. 

İfade vermeye gitmeyen HDP'lilere yönelik operasyon
 
Bakan Ağbal, ifade vermeye gitmeyen HDP'lilere yönelik operasyonu Batı'daki bazı ülkelerin "endişe verici" olarak nitelendirmesine ilişkin de Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının belli bir tarih itibarıyla kaldırıldığını hatırlattı. 

Ağbal, şunları kaydetti: 
"Dokunulmazlıkların kaldırılmasından sonraki süreçte de dosyası olan milletvekillerimiz hatta genel başkanlarımız hukukun gereğini yerine getirdiler, mahkemelere gittiler, ifadelerini verdiler. Bundan daha doğal ne var? Siz bir hukuk sisteminin gerekleri neyse, eğer biz dönüp vatandaşa 'burası bir hukuk devleti, ey vatandaş bir mahkemede işin varsa tabi ki gideceksin' diyorsak o zaman kendimiz de gideceğiz. 'Ben hukuku tanımam, ben yargıyı tanımam, ben adaleti tanımam' derseniz baştan siz sisteme olan samimiyetsizliğinizi ifade etmiş olursunuz." 

Bazı milletvekillerine defalarca konunun söylenmesine rağmen ısrarla hiçbir hukuk devletinde kabul edilemeyecek tavır gösterdiğini belirten Ağbal, hiçbir demokraside ve hukuk devletinde veya Batı ülkesinde 'ben hukuku tanımıyorum' diyen bir anlayışın benimsenmediğini vurguladı. 

Bakan Ağbal, bazı yabancı ülkelerin HDP'lilere yönelik açıklamalarına değinerek, şunları kaydetti: 

"Bugün endişe duyan ülkelerdeki yetkililere sormak lazım, kendi ülkelerinde 'hukuku tanımıyorum' diyen bir siyasetçiyi ne ölçüde kabul edebilirler veya böyle bir tavır karşısında hukuk devleti kendisini hukuksuzluğa mı teslim edecek? Onun için burada endişe ifade etmekten ziyade oturup herkes bu insanların hukuka güvenmelerini, hukuka teslim olmalarını ve yargının gereğini yapmasını istemeleri lazım. Niye bu insanlara bir çağrıda bulunmadılar. Türkiye'de bir hukuk sistemi işliyor. Türkiye'deki bu hukuk sistemi Batı standartlarında bir hukuk sistemi, niye buna uymuyorlar. Dolayısıyla buradaki gösterilen tavırların çok doğru tavırlar olmadığını ve ön yargılı tavırlar olduğunu söylemek lazım."