Ekovitrin, tüm bu soruların yanıtını Tacirler Yatırım’ın analistlerinden aldı. İşte merak edilen soruların yanıtı:
Petrol fiyatlarındaki toparlanma kalıcı mı?
Piyasa gündeminde her zaman ana manşetlerde yer alan petrol, yaklaşık son 1.5 yıldır yaşadığı sert kayıplarla birlikte en ön sıralardaki yerini daha da güçlendirdi. 2014 yılının başlarında patlak veren Ukrayna krizi ile birlikte Rusya – Ukrayna arasında yaşanan gerginlik ve bu gerginlikte ABD – Avrupa – Rusya yaptırım üçgeninin oluşması, petrol fiyatlarının üzerindeki baskıyı artırdı. Petrol fiyatları, 2014’ün ikinci yarısından itibaren yaşamış olduğu sert satış baskıları sonrasında, bu yılın başlarında Ukrayna cephesinde ateşkes sağlanması ile birlikte hızlı bir yükselişe geçerek üç hafta üst üste artış kaydetti. Mevcut yükseliş hareketinin, yaşanan sert düşüş hareketine bir tepki olarak ortaya çıktığını belirtebiliriz, ancak www.analizportali.com web sitemiz üzerinden paylaştığımız petrol analizlerimizde de sık sık belirttiğimiz gibi, arz-talep dengesinde majör bir değişiklik olmaması nedeniyle bu yükselişin uzun vadede kalıcı olması şimdilik zor görünüyor.
Brent petrole baktığımızda 45$’dan başlayan ve 62,97$’a kadar devam eden yükseliş hareketinin, ara ara kısmi geri çekilmelerle birlikte halen daha sürdüğünü görüyoruz. Yaşanan sert düşüşler sonrasında 47,50$ seviyesinden destek bulunması sonucunda oluşan düzeltme hareketinin Fibonacci %23,6’lık dilimine denk geldiği noktada direnç gördüğünü ve fiyatların yönünü yeniden aşağı çevirmiş olduğunu görmekteyiz. Fiyatların %23,6’lık dilime denk gelen 63,50 – 64$ bandını geçememesi halinde Brent petrol fiyatlarındaki mevcut yükselişin bir düzeltme olarak sınırlı kalabileceğini düşünüyoruz.
Petrol fiyatlarındaki toparlanma kalıcı mı?
Piyasa gündeminde her zaman ana manşetlerde yer alan petrol, yaklaşık son 1.5 yıldır yaşadığı sert kayıplarla birlikte en ön sıralardaki yerini daha da güçlendirdi. 2014 yılının başlarında patlak veren Ukrayna krizi ile birlikte Rusya – Ukrayna arasında yaşanan gerginlik ve bu gerginlikte ABD – Avrupa – Rusya yaptırım üçgeninin oluşması, petrol fiyatlarının üzerindeki baskıyı artırdı. Petrol fiyatları, 2014’ün ikinci yarısından itibaren yaşamış olduğu sert satış baskıları sonrasında, bu yılın başlarında Ukrayna cephesinde ateşkes sağlanması ile birlikte hızlı bir yükselişe geçerek üç hafta üst üste artış kaydetti. Mevcut yükseliş hareketinin, yaşanan sert düşüş hareketine bir tepki olarak ortaya çıktığını belirtebiliriz, ancak www.analizportali.com web sitemiz üzerinden paylaştığımız petrol analizlerimizde de sık sık belirttiğimiz gibi, arz-talep dengesinde majör bir değişiklik olmaması nedeniyle bu yükselişin uzun vadede kalıcı olması şimdilik zor görünüyor.
Brent petrole baktığımızda 45$’dan başlayan ve 62,97$’a kadar devam eden yükseliş hareketinin, ara ara kısmi geri çekilmelerle birlikte halen daha sürdüğünü görüyoruz. Yaşanan sert düşüşler sonrasında 47,50$ seviyesinden destek bulunması sonucunda oluşan düzeltme hareketinin Fibonacci %23,6’lık dilimine denk geldiği noktada direnç gördüğünü ve fiyatların yönünü yeniden aşağı çevirmiş olduğunu görmekteyiz. Fiyatların %23,6’lık dilime denk gelen 63,50 – 64$ bandını geçememesi halinde Brent petrol fiyatlarındaki mevcut yükselişin bir düzeltme olarak sınırlı kalabileceğini düşünüyoruz.
Ham petrole baktığımızda ise durumun Brent petroldekiyle hemen hemen aynı olduğunu gözlemliyoruz. 107$ civarından başlayan ve 43$’lara kadar neredeyse aralıksız süren sert satış baskıları sonrasında 43,50$ desteğinden güç bularak yönü yukarı çevirmeyi başaran ham petrol fiyatları 53,45$ direncine kadar yükselmiş durumda. Fiyatların 53,45$ direncini aşamaması halinde yönünü yeniden aşağı çevirebileceğini ve yeniden düşüşe geçebileceğini düşünmekteyiz.
Detaylı petrol analizimizi TradeMate dergimizin 25. sayısında ele aldık. Dergimize www.analizportali.com üzerinden ulaşabilirsiniz.
Detaylı petrol analizimizi TradeMate dergimizin 25. sayısında ele aldık. Dergimize www.analizportali.com üzerinden ulaşabilirsiniz.
EUR-USD paritesinde dip arayışı sürüyor
Faiz artırım sürecine giren FED ve parasal genişleme hamlelerini artıran ECB ile birlikte düşüş serüvenine başlayan EUR-USD paritesi, ara ara dinlenmek için duraklasa da, genel olarak düşüş hareketine istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Avrupa ekonomisindeki düşük talep ve deflasyonist baskı nedeniyle belini uzun zamandır doğrultamayan euro, son zamanlarda politik gelişmelerden de payına düşeni almaya başladı.
Yunanistan’da 25 Ocak’ta gerçekleşen seçimleri Radikal Sol Koalisyon lideri Aleksis Çipras’ın kazanması ile birlikte Avrupa Birliği’nde borç görüşmeleri furyası başladı. Euro Bölgesi’nde yaşanan krize bir de politik gerginlikler eklenince eurodaki düşüş ivmelendi ve EUR-USD paritesi 1,1097 seviyesine inerek 2003 yılının eylül ayından bu yana en düşük seviyesini gördü.
Siyasi riskleri bir kenara bırakıp ekonomik değişkenlere odaklandığımızda ise, Avrupa cephesinde takip edilecek en önemli gel işme olarak karşımıza parasal genişleme programı çıkıyor. Bölgedeki deflasyonist sürecin halen daha devam ettiğini, piyasanın uygulanmakta olan parasal genişlemeden pek umutlu olmadığını ve lokomotif ülke olan Almanya’nın dahi daralma yoluna girdiğini göz önünde bulundurursak, eurodaki düşüş hareketinin orta vadede devam etme olasılığının yüksek olduğunu belirtebiliriz.
Kısacası: www.analizportali.com üzerinden paylaşmakta olduğumuz EUR-USD analizlerimizde sıklıkla belirttiğimiz gibi, dolar karşısında ara ara yönünü yukarı çevirerek toparlanmaya çalışan euronun her yükseliş çabası satış fırsatı olarak sınırlı kalıyor. Mevcut siyasi ve ekonomik problemler ise bize eurodaki “olası yükselişlerde satış” stratejisinin orta vadede korunabileceğini söylüyor…
Teknik olarak bakacak olursak ise EUR-USD paritesinde net bir dip seviyesi belirtmek oldukça zor. Ancak haftalık grafikteki teknik görünüme baktığımızda 1,1094, 1,0850 ve 1,0644 seviyelerinin daha önceden güçlü destek olarak çalışmış olduğunu görüyoruz. Yukarıda ise 1,15 ve 1,20 seviyeleri artık majör dirençlerimiz...
