ANKARA (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı'nda kreş yardımı desteğini bir vergi istisnası olarak getirdiklerini belirterek, "Bir işletmede çalışan bayan personel, çocuğunu işletmenin kendisine ait olmayan bir kreşe gönderiyor ve işveren de bu çalışanına kreş yardımı yapıyorsa, bu yardımın 300 liraya kadar olan kısmı çalışanın ödeyeceği gelir vergisinden istisna olacak." dedi. Ağbal, Kanal 24'te katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 7020 sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanunda süre uzatımı olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Ağbal, herhangi bir şekilde sürenin uzamasının söz konusu olmadığını söyledi. Bakan Ağbal, 30 Haziran'ın bu kanun için son başvuru tarihi olduğunu vurgulayarak, vatandaşların vergi dairelerine gelerek veya internet yoluyla başvurularını yapabileceklerini ifade etti. İnternetten başvuru imkanının önemine değinen Ağbal, "İnternetten müracaat noktasında bayram tatili yok, yani internetin bayram tatili olmadığı için vatandaşlarımız bayram süresince de vergi ve prim borçlarını yapılandırmak amacıyla internet üzerinden başvuru yapabilirler." dedi. Haziranın kanun için sadece başvuru ayı olduğunu, ödemelerin temmuzda yapılacağını dile getiren Ağbal, "Vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum. Kanunun getirdiği imkanlardan yararlanmak için 30 Haziran’a kadar mutlaka müracaatlarını yapsınlar, önlerinde ödeme yapmak için hala 1 ay olacak." diye konuştu.

Yapılandırmanın ilk sonuçları
Yapılandırmadaki ilk sonuçları da paylaşan Ağbal, şu ana kadar vergi dairelerine olan borçlar bakımından 4,3 milyar liralık alacağın yapılandırılması için müracaat yapıldığını ve 1 milyon 103 bin dilekçe alındığını bildirdi. Ağbal, "Bu rakamlar özellikle son birkaç gün içerisinde çok hızlı şekilde daha da artacak. Şu an için yaklaşık 500 bin vatandaşımız müracaatlarını yaptı." dedi. Söz konusu 1 milyon 103 bin başvurunun 826 binini internetten aldıklarını da aktaran Ağbal, bunun sevindirici olduğunu ifade etti.

Büyüme tahmini yukarı çekilecek

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Türkiye'ye yönelik büyüme beklentilerini yükseltmesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ağbal, şunları kaydetti: "15 Temmuz alçak darbe girişimi sonrasında başta bu kredi derecelendirme kuruluşları olmak üzere birçok kesim Türkiye ekonomisinin darbe sonrası dönemde toparlanamayacağını iddia etti. Bir sürü kriz senaryoları üretilmeye çalışıldı. Türkiye ekonomisiyle ilgili son derece kötümser tahminlerde bulunuldu ve Türkiye ekonomisinin tekrar büyüyemeyeceği konusunda çok iddialı laflar edildi. Hükümet olarak ilk andan itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün bu meselede Türkiye ekonomisinin temel dinamiklerinin sağlam olduğunu, bu meseleyi çok hızlı bir şekilde aşacağını ve ekonominin çok hızlı bir şekilde toparlanacağını söyledik. Hükümet olarak çok hızlı ve isabetli kararlar almak suretiyle ekonominin dönen çarklarını hızlandırmayı da başardık. Şimdi de şunu söylüyoruz, 2017'nin ikinci çeyreği, birinci çeyreğinden daha iyi olacak. Bunun öncü göstergelerini ekonomiyle ilgili açıklanan verilerden görmek mümkün. Orta Vadeli Program'da ortaya koyduğumuz yüzde 4,4'lük bir büyüme tahmini vardı. Şimdiden Türkiye ekonomisinin bu tahminler üzerinde büyümeyi yakalayacağı herkes tarafından kabul edilmeye başladı. Fitch, yaptığı bu değerlendirmeyi de sonra tekrar revize edecek. Büyümeyi daha da yukarı çekecekler."

"Herkes nefes aldı, yüzler gülmeye başladı"
Kredi derecelendirme kuruluşlarının kredi notlarını artırıp artırmamalarının kendi bilecekleri bir iş olduğunu dile getiren Ağbal, "Türkiye, kendi kredi derecelendirilmesini kendi performansıyla zaten ortaya koyuyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının notu aşağıya çekmiş olması nasıl dış piyasalarda, iç piyasalarda ekonomik aktörleri etkilememişse, şu anda Fitch'in böyle bir değerlendirme yapmış olması da bizim açımızdan değer katan özel bir şey değil. Bu yanlışların düzeltilmesi, Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerin normalleştirilmesi gibi bir anlam taşıyor." ifadelerini kullandı. Ağbal, 16 Nisan'daki referandumdan "evet" çıkmasıyla siyasi belirsizliklerin tamamen ortadan kalktığını, herkesin bir nefes aldığını ve yüzlerin gülmeye başladığını belirterek, Türkiye'nin şu anda uyum yasalarına ve reform niteliğindeki yasal düzenlemelere odaklandığını söyledi. Şu an Türkiye'yle ilgili hazırlanan raporların tonunun değiştiğini dile getiren Ağbal, "Türkiye, gelişmekte olan ekonomiler içerisinde olumlu hikayesi olan birkaç ülkeden biri. Önümüzdeki dönemde ekonominin temellerini daha da güçlendirecek yasal değişiklikleri yaparak, buna ciddi anlamda destek vereceğiz." dedi.

Varlık barışı
Varlık barışı uygulamasının sonuçlarının sorulması üzerine de Ağbal, söz konusu uygulama ile vatandaşların yurt dışındaki varlıklarını Türkiye'ye getirmelerini teşvik ettiklerini kaydetti. Ağbal, bu kapsamda getirilen varlıklardan hiçbir şekilde vergi alınmadığını belirterek, "Kanunun son uygulaması 30 Haziran'da bitiyor. Maliye Bakanlığı olarak şu anda uygulamayı izliyoruz. 1 Ocak 2018’den itibaren ülkeler arasında kazançlara ilişkin bilgi paylaşımı başlayacak. Biz de vatandaşlarımızı bu noktada uyarıyoruz, yani bu tarihten önce mutlaka varlıklarınızı Türkiye'ye getirip, burada değerlendirin diyoruz. Rakamları 30 Haziran tarihinden sonra görme imkanına kavuşacağız." dedi.

"KDV Kanunu yük olmaktan çıksın"
KDV Kanununda yapılacak değişikliğe ilişkin de Ağbal, bununla ilgili tüm konuların masada olduğunu söyledi. Nerede bir yanlış, eksik veya düzeltilmesi gereken husus varsa, bunları düzelteceklerini dile getiren Ağbal, "Temel çıkış noktamız şu; KDV, esasen tüketimi vergilendiren bir vergidir. Hiçbir zaman için üretimi, yatırımı ve ihracatı doğrudan veya dolaylı olarak vergilendirmenin söz konusu olmaması gerekir. Buna karşın 1985 yılında yürürlüğe giren kanun, gelinen nokta itibariyle yatırım, üretim ve ihracat üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak birtakım yükleri beraberinde getirmiş ve zaman zaman da firmalarımızın yurt dışı rekabetini de olumsuz etkileyebiliyor. Maliye Bakanlığı olarak 3 aylık bir süreç içerisinde kendi çalışmamızı yapacağız. Sivil toplum örgütlerine de önerilerini getirmeleri için çağrıda bulunduk. Dedik ki kanunun düzeltilmesi gereken bütün eksikliklerini düzeltelim ve KDV Kanunu bir yük olmaktan çıksın. Sadece tüketimi belgeleyen bir vergi görünümüne kavuşsun." ifadelerini kullandı.

Kreş yardımı
Bakan Ağbal, Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı'na ilişkin soru üzerine de yeni baştan ele alınan tasarının yatırımı, üretimi, genç girişimcileri teşvik ettiğini ve özellikle basit usul mükellefleri için veya küçük-orta ölçekli işletmeler için birçok değişiklikler barındırdığını söyledi. Tasarıyı Ekonomi Koordinasyon Kurulunda yeniden ele aldıktan sonra Bakanlar Kuruluna sunacaklarını belirten Ağbal, şöyle devam etti: "Burada birçok konu var ama bugün bu programda sevindirici bir haber olarak şunu söyleyebilirim. Bugün işletmeler istihdam ettikleri personele herhangi bir şekilde kreş desteği adı altında bir ödeme yapsalar, bu Gelir Vergisine tabi, biz bunu ücret sayıyoruz. Yeni tasarıda kreş yardımı desteğini bir vergi istisnası olarak getiriyoruz. Bir işletmede çalışan bayan personel, çocuğunu işletmenin kendisine ait olmayan bir kreşe gönderiyor ve işveren de bu çalışanına kreş yardımı yapıyorsa, bu yardımın 300 liraya kadar olan kısmı çalışanın ödeyeceği gelir vergisinden istisna olacak. Böylece hem çalışanlarımız bakımından destekleyici bir unsur olacak hem de işletmelerimizin kadın istihdamını desteklemesi adına destek olacak. Bunun büyük bir ilgi göreceğini şimdiden görüyorum."