İSTANBUL (AA) - İstanbul, uluslararası gayrimenkul yatırımcılarının gözünde yükseliyor. Şehir, "Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2016 Raporu"na göre, Avrupa'da gayrimenkul yatırımcılarının en çok ilgi gösterdiği 14'üncü pazar olarak öne çıkıyor.  Urban Land Institue (ULI) ile denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri şirketi PwC'nin iş birliğiyle hazırlanan "Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2016 Raporu"nun sonuçları Swiss Otel'de sektör temsilcilerinin de katılımıyla düzenlenen bir etkinlikle açıklandı. Uluslararası yatırımcıların Avrupa gayrimenkul sektörü yatırım kararlarına ışık tutan ve 550 uluslararası yatırımcının katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre, "En İyi Yatırım Pazarları" listesinde bir önceki raporda 20'nci sırada yer alan İstanbul, bu yıl 14'üncü sıraya yükseldi. Yabancı yatırımcıların yatırım yapmak istediği veya "yatırım yapabilirim" dediği ilk 5 şehir ise sırasıyla Berlin, Hamburg, Dublin, Madrid ve Kopenhag oldu. Yatırımcıların ülkelerden ziyade şehir ve varlıklara odaklandığı belirtilen rapora göre, hızlı şehirleşme ve demografik değişimlerle birlikte öne çıkan sağlık, otel, öğrenci konutları ve veri merkezleri gibi alternatif, operasyonel sektörlere yönelik ilgi artıyor. Alternatif sektörlere yatırım yapabileceğini söyleyen katılımcıların oranı geçen yıl yüzde 28 iken bu yıl yüzde 41'e yükseldi. Teknolojideki ilerleme ve ekonomik koşullardaki iyileşmeden yararlanan cadde perakendeciliği ve lojistik sektörlerinin de 2016 yılında iyi bir performans sergilemesi bekleniyor.

"Türkiye önemli bir tercih merkezi olacak"
Toplantıda konuşan PwC Türkiye Yönetici Ortağı Ersun Bayraktaroğlu, rapora göre bu yıl siyasi belirsizlik nedeniyle yatırımcıların Rusya, Türkiye, Yunanistan ve İskoçya'ya çekimser baktığını belirterek, "Yatırımcıların tercihlerinde 2015'te gerçekleşen seçimlere ve coğrafi olarak Türkiye'nin içinde bulunduğu çatışma ortamına rağmen geçen yıla göre İstanbul'u daha iyi sıralamaya koyuyor olması aslında gayrimenkul dinamikleri açısından sorunlardan kurtulmuş bir Türkiye'nin önemli bir tercih merkezi olacağını gösteriyor" dedi. Bayraktaroğlu, "gelişme potansiyeli" açısından İstanbul'un ilk 10 Avrupa kenti arasında 7'nci sırada gösterilmesinin Türkiye gayrimenkul pazarının potansiyelini yansıttığını vurguladı.

Yatırımcıların işlem hacminin yüksek olduğu, sadece ekonomik ve siyasi değil mevzuat istikrarının da bulunduğu kentlere yöneldiğini dile getiren Bayraktaroğlu, şunları söyledi:
"Getiri beklentileri mutlaka önemli ama bundan daha da önemlisi satın alınabilecek varlıkların alımında kullanılabilecek alternatif enstrümanların bulunduğu; ekonomik, siyasi ve mevzuat istikrar ortamı içinde, işlem hacminin yüksek olduğu bir 'pazar' yaratabilmek. Bu yolda ilerleyebildiğimiz ölçüde demografik gücümüzle ve ekonomik potansiyelimizle Avrupa'da zirvede olmak mümkün olabilecek."

"Dünya ekonomisi iyiye giderse Türkiye daha fazla yatırım alır"
Bayraktaroğlu, Türkiye'nin ve İstanbul'un gelişmiş bir gayrimenkul pazarı olmadığını kaydederek, Türkiye ve benzeri gelişen pazarların genel ekonominin krizde olduğu dönemlerde uluslararası yatırımı daha zor çektiğini ifade etti. Global krizlerde uluslararası yatırımcıların güvenli limanda olmak istediğini anlatan Bayraktaroğlu, "Bu yüzden Türkiye, dünya ekonomisinin iyiye gittiği, jeopolitik risklerin azaldığı, ekonomik istikrarın geldiği, savaşların olmadığı bir ortamda yatırımcı çekebilir. Son yıllarda Türkiye'nin özellikle sınır bölgelerinde yaşanan karşıklıklar olmasa şu anda çok iyi bir noktada olurduk" dedi.  Bayraktaroğlu, tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin geçen yıla göre 6 basamak ilerleyerek 20'den 14'e yükseldiğini vurgulayarak, jeopolitik konum, demografik özellikler, şehirlerin nüfusu gibi etkenler gayrimenkul yatırımcısının gelmesini teşvik edeceğini sözlerine ekledi. Toplamda 28 Avrupa şehrinin ele alındığını dile getiren Bayraktaroğlu, Moskova'nın bu sıralamada son sırada bulunduğu bilgisini verdi. ULI Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Hasol Erktin de raporun yatırımcılara Avrupa kentlerini karşılaştırmalı olarak aktardığını söyledi. Erktin, "Avrupalı yatırımcıların bize yöneldiği kadar biz de yurt dışına ulaşabiliriz. Ülke ekonomisinin zorlandığı bir dönemde, bir yandan yaşanabilir kentlerin planlanması ve gayrimenkulde kurumsallaşmayla ilgili iç sorunlarımızı çözmeye çalışırken; diğer yandan dış fırsatlara göz dikebiliriz" dedi.