İSTANBUL (AA) - EDA TOPCU - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, "2017'de yürürlüğe girecek istihdamdan, üretime, ihracattan, finansmana kolay ulaşıma kadar alınan diğer tüm tedbirlerle birlikte yeni bir büyüme atağı başlatabiliriz." dedi. 2017 beklentilerini AA muhabirine değerlendiren Çağlar, hem dünya hem de ülke tarihinde iz bırakan bir yılın geride kaldığını, dünyada beklenmedik seçim sonuçları, referandumlar, petrol fiyatlarındaki düşük seviyeler ve faiz tartışmalarının reel ekonominin önüne geçtiğini, 2016'nın tüm bu etkilerle likidite bolluğu döneminin sona erdiği, gelişmekte olan ülke paralarının değer kaybettiği bir yıl olduğunu söyledi.
Çağlar, bu süreçte Türkiye'nin de ardı ardına önemli sınavlardan geçtiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Rusya ile yaşanan uçak krizinin etkileri, terör olayları ve elbette darbe girişimi. Tüm bu olanların çeşitli ekonomik yansımalarını gördük. Son dönemlerde de döviz kuru üzerinden ülkemiz ekonomisine yönelik gerçekleştirilen algı operasyonu ve AB parlamentosunun üyelik müzakerelerini durdurmaya yönelik haksız kararı ile karşı karşıya kaldık. Ancak şunun altını özellikle çizmek istiyorum; Türkiye ekonomik ve siyasi risklere karşı dünyanın en dirençli ülkelerinden biri. Yaşanan her olayda bunu ispat etmeyi başardık. Ekonomideki dalgalanmalar da kalıcı değil, kısa vadede aşılabilecek dalgalanmalardır. Türkiye son 7 yıldır istikrarla büyüyen bir ülke. 3. çeyrekte yaşanan daralma geçici bir süreçtir. Dinamik iç pazar yapımızla, ihracatta yeni pazarlarla, ardı ardına ekonomiye kazandırdığımız dev altyapı projeleri ve taviz verilmeyen bütçe disiplini ile yolumuza devam edeceğiz. Bu ay Başbakanımız da önemli bir destek mekanizmasını kamuoyuyla paylaştı. Odamızın da 15 milyon lira kaynak aktardığı KOBİ'lerimize Nefes Kredisi reel sektörün ödeme çarklarında önemli bir kolaylık sağlayacaktır." "2017'de yürürlüğe girecek istihdamdan, üretime, ihracattan, finansmana kolay ulaşıma kadar alınan diğer tüm tedbirlerle birlikte yeni bir büyüme atağı başlatabiliriz." diyen Çağlar, özellikle anayasa değişikliği süreci ile koalisyonlara geçit vermeyen istikrarlı bir siyasal sistemin ortaya koyulmasının Türkiye'nin, siyasi, diplomatik ve ekonomik açıdan çok daha rahat nefes almasını sağlayacağını söyledi. Çağlar, 2017 için motivasyonun yüksek tutulması ve hareket alanı açılmasının önemli olduğunu belirterek, "Teröre, kriz söylemine, tüm algı operasyonlarına inat daha çok kenetleneceğiz. Her alanda ailemizden, işimize, ilçemizden şehrimize, ülkemizden dünyaya açılarak, daha çok bir araya gelerek omuz omuza duracağız." diye konuştu.

"2016 Türkiye'nin istiklal ve istikbal mücadelesi verdiği yıl olmuştur"

BİRKONFED İş Dünyası Konfederasyonu Genel Başkanı Osman Ünsal, değerlendirmesinde 2016 yılında Türkiye'nin çok sayıda olayla karşı karşıya kaldığını, terör örgütlerinin hain girişimleri sonucu çok sayıda şehit verdiğini anımsatarak, "2016 Türkiye'nin istiklal ve istikbal mücadelesi verdiği yıl olmuştur. " dedi.  Yıl içinde yapılan terör eylemlerini hatırlatarak devletin kararlı duruşu sayesinde bu örgütlerin amaçlarına ulaşamadıklarını belirten ünsal, şunları söyledi: "FETO terör örgütüne bağlı, asker üniforması giyen hainler 15 Temmuz'da darbe teşebbüsünde bulunmuş, kahraman milletimizin dik duruşu bu oyunu bozmuştur. 15 Temmuz darbe girişimi 2016'nın en önemli olaylarından biri olup, şanlı tarihimize ikinci istiklal mücadelesi olarak geçmiştir. Darbe teşebbüsünü bastırmak isteyen aziz milletimiz destansı bir mücadele göstererek darbecilere göz açtırmamış, birçok vatandaşımız kahramanca şehit olmuştur. Devletini ve milletini dahi hedef alacak kadar gözü kararmış bu hainlere millet olarak gereken ders verilmiştir. Türkiye her geçen yıl gelişen ve ekonomik alanda büyüyen bir ülkedir. Türkiye'nin kalkınması demek, İslam dünyasının kalkınması demektir. Çünkü İslam dünyasının umudu Türkiye'dir. Türkiye'deki istikrarı her defasında vurmaya çalışan fitne lobileri boş durmamış, dolar kurlarındaki artış üzerinden ekonomimizi hedef almıştır. Gerek devletimiz gerekse milletimiz bu oyunu bozmuş, milli birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde bütün dünyaya göstermiştir."

"Terör örgütleri illerimizde bombalar patlatarak, büyükelçilere suikastlar düzenleyerek bu kahraman milletin gözünü asla korkutamayacak, aksine kararlı mücadelemizi daha da güçlendirecektir." diyen Ünsal, 2017 yılının Türkiye'nin milli zafer yılı olacağına işaret etti.

Ünsal, terörle mücadelede devlete ve millete her türlü desteği vermeye hazır olduklarının altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"2016 yılında yaşanan hadiseler bize gösteriyor ki bundan sonra devlet ve millet birbirine daha çok kenetlenmelidir. Bütün bu saldırıların hedefinde istikrarımızı bozmak, kalkınma hedeflerimizin önünü kesmek yatıyor. Bizler iş dünyası temsilcileri olarak 2017'de daha çok çalışmalı ve üretmeliyiz. Endüstri ve ağır sanayi yatırımlarına ağırlık vererek dışa bağımlılığı azaltıp, ihracat hedeflerimizi yükseltmeliyiz.

Özellikle Türkiye Bilimsel Ve Teknolojik Araştırma Kurumu elektrikli milli araba üzerinde çalışmalar yapıyor. Biz de özel sektör olarak alternatif araba projeleri üreterek otomotiv ağımızı güçlendirmeliyiz. Devletimizin enerji alanında yaptığı yatırımlar umut vericidir. Özel sektörün enerji yatırımlarını daha fazla desteklemesi hem ekonomimizi hem de sermaye şirketlerini daha da güçlendirecektir."

Ünsal 2017 yılından en büyük beklentilerini ise yeni anayasa çalışmalarının bitirilmesi ve başkanlık sistemi olarak açıkladı. BİRKONFED olarak ikisine de sonuna kadar destek vereceklerini söyleyen Ünsal, "Çünkü ülkemizin ekonomik olarak güçlenmesi ve hantal bürokrasiden kurtulması için başkanlık sistemi kaçınılmazdır. Özellikle terörle mücadele ve ekonomi alanında güçlenmemiz için üreten bir Türkiye olmalıyız. 2017 Türkiye'nin milli zaferi ve kalkınma yılı olacaktır, bunu başarmak içinde milletimizin tüm imkanlarını seferber edeceğine, devletinin her konuda arkasında duracağına inancımız tamdır." diye konuştu.

"Yaşanan her kriz özel sektörü daha da güçlendiriyor"

İSO Başkanı Bahçıvan da, 2016 yılının hem küresel ölçekte hem de Türkiye için zorluklarla dolu bir yıl olduğunu belirterek, "2016’da üst üste yaşanan beklenmedik boyuttaki olaylar ekonomiye tahribat verdi. Türkiye ekonomisi ve özel sektörü bütün bu zorluklara rağmen ekonomik aktivitesini kesmeden eski dönemlerden edinmiş olduğu güçlüklerle mücadele etme direncini 2016’da fazlasıyla ortaya koydu, devletine, milletine güvenmeyi en öncü görev olarak tercih etti." dedi. Türkiye'nin bu etkenler sayesinde ekonomik dinamizmini bütün olumsuz şartlara rağmen yürütmeyi başardığı yorumunda bulunan Bahçıvan, artık özel sektörde risk yönetimini daha iyi bilen kadrolar bulunduğunu, yaşanan her krizin özel sektörü daha da güçlendirdiğini söyledi. Erdal Bahçıvan değerlendirmesinde 2017 öngörülerini de paylaştı. Gelecek yıl için hükümet kanadında yerleşen ve yerleştirilen "üretim ekonomisi ve sanayinin ekonominin temel dinamosu olması" anlayışının sanayiciler için olumlu bir tablo olduğunu anlatan Bahçıvan, şöyle devam etti:
"Özellikle sanayinin, üretimin tekrar odak noktaya, ekonominin temel dinamosu haline getirileceği konusunda son haftalarda arka arkaya Ankara'dan duymuş olduğumuz tedbirler, bizleri 2017 yılı adına umutlu kılıyor. Doğru yönde yaptığımız istişarelerin neticeye döndüğünü, bunların pratiğe geçtiğini görmek bizleri sanayi adına son derece mutlu ediyor. Her ne kadar genel anlamdaki olumsuzluklar bir tarafta önümüzde dursa da öbür taraftan reel sektöre yönelik olarak, üretime yönelik olarak çıkan bu yeni kanunların her birinin ben anlamlı olduğunu ve mutlaka ki karşılığının olacağını düşünüyorum. Bu konuda da 2017'nin en azından reel sektör adına çok daha doğru temellere bağlanmış olan birtakım kararlarla başlayacağı da bardağın dolu tarafında bize umut veren işaretler." "Türk sanayicisinin finansmana erişiminde yaşanan sıkıntıların da 2017 yılında ciddi anlamda azalacağını umuyorum." ifadelerini kullanan Bahçıvan,alınan önlemlerin bunu gösterdiğini, özellikle bu anlamda "KOBİ'lere Nefes" olarak adlandırılan önlemleri çok önemsediğini dile getirdi. Erdal Bahçıvan, Kredi Garanti Fonu ve Eximbank üzerinden oluşturulacak kaynaklara erişimde sunulacak yeni imkanların, KOBİ'lere, ihracatçı ana sektörlere önemli bir can suyu sunacağını belirterek, şunları kaydetti: "Eximbank'a erişimin daha da rahatlayacağı, Kredi Garanti Fonunun ana dinamo olarak kullanılacağı bir sistem. 2017'nin ilk dönemlerinde finansal kuraklık ve daralma yaşayan sektörlerimize mutlaka çok önemli bir kaynak sağlama fırsatı verecek. 2017 gibi 2016'nın izlerini taşıyacak olan bir senede makro verilerle ilgili açıkçası çok iddialı tahminlerde bulunmak kolay değil. Ama benim inancım 2017 büyümesinin 2016’dan daha yüksek olacağı şeklinde. Enflasyonda belki biraz daha yukarıya çıkabiliriz. Cari açık, herhalde bu seneden biraz daha olumsuz olacak gibi gözüküyor. İşsizlikte de umuyorum ki başta turizmin ve hizmet sektörünün daha olumlu geçmesi fırsatını bulabilirsek inşallah daha olumlu bir 2017 yaşarız."