WASHINGTON (AA) - Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa (CESEE) ülkelerine ilişkin değerlendirme raporunu yayımladı. IMF'nin Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa Bölgesel Ekonomik Sorunlar Raporu'da, CESEE ülkelerinin düşük dış talebe rağmen büyümeyi sürdürdüğü ve işsizlik oranlarının finansal kriz öncesindeki seviyelere gerilediği belirtildi. Bölge ülkelerinin tüketim odaklı büyümesinde genişlemeci para politikaları, iyileşen finansal şartlar ve yükselen ücretlerin önemli rol oynadığı anlatılan raporda, yatırımların ise düşük kalmaya devam ettiğine işaret edildi.

Kısa vadede güçlü iç talebin bölge ülkelerinin büyümesini desteklemeyi sürdüreceği kaydedilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
"2016’da Rusya, Ukrayna, Moldova ve Beyaz Rusya'dan oluşan Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS) haricindeki CESEE ülkeleri yüzde 3-4 civarında büyüyecek. Diğer taraftan, Rusya ekonomisi geçen yıl düşen petrol fiyatları ve yaptırımlar nedeniyle sert şekilde daraldı. Diğer CIS ülkeleri, siyasi ve finansal sıkıntıların yanı sıra Rusya’daki talebin düşmesinden zarar gördü."

"Riskler belirginleşti"
IMF raporunda, ayrıca Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa bölgesindeki aşağı yönlü risklerin daha belirgin hale geldiği kaydedildi. Avro Bölgesi, ABD ve yükselen piyasalardaki düşük büyüme ile sıkılaşan küresel finansal şartların dalgalanmalar yarattığı vurgulanan raporda, “Ayrıca, siyasi belirsizlik ve istikrarsızlık bölge genelinde artış gösterdi. CESEE ülkeleri, dalgalı sulara doğru ilerlerken, politikalar ekonomiyi desteklemeye devam etmeli” denildi. IMF raporunda, bölgedeki ülkelerin negatif şoklara karşı hazırlıklı olması gerektiğine işaret edilirken, böyle bir durumda başvurulacak ilk aracın para politikası olmasıyla birlikte mümkün olan yerlerde mali tedbirlere de başvurulması tavsiyesinde bulunuldu. Aynı zamanda, iş gücü piyasasını ve yatırımları iyileştirecek büyüme dostu reformlara öncelik verilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulanan raporda, tasarrufların artırılmasının da büyük önem taşıdığı dile getirildi. 

"Türkiye’deki sığınmacı sayısı artabilir”
Raporun Türkiye'ye ilişkin bölümünde güçlenen iç taleple büyümeye devam eden ekonominin, destekleyici politikalar ve gevşetilen makro ihtiyati düzenlemelerden de faydalandığı belirtildi. Suriyeli sığınmacıların ekonomiye etkilerinin ise birkaç farklı alanda hissedildiğine işaret edilen raporda, şunlar kaydedildi:
“Sığınmacıların çoğu kampları 2014’ün sonuna doğru terk ederek, iş gücüne katılmaya başladı. Bu durum, Suriye sınırına yakın bölgelerdeki niteliksiz iş gücü üzerinde baskı yarattı. Türkiye, AB ile gerçekleştirilen görüşmeler sonrasında Ocak 2016’dan itibaren sığınmacılara bazı kısıtlamalar çerçevesinde yasal çalışma izni vermeye başladı. Bazı veriler, sığınmacıların Türkiye ekonomisine küçük ölçekli yatırımlar getirdiğini gösteriyor”.

IMF raporunda ayrıca Türkiye’deki sığınmacı sayısının gelecek dönemde artabileceği uyarısında bulunuldu.

“Sermaye akışı pozitife döndü”
Raporda, Türkiye’de enflasyonun yüksek seyretmeye devam ettiğinin altı çizilirken, Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE) 2016’da yıllık 9,8 seviyesinde gerçekleşeceği tahminine yer verildi. IMF’nin bir önceki tahmini TÜFE’nin bu yıl yüzde 7,9’a gerileyeceği yönündeydi. Bununla birlikte, Türkiye’ye yönelik sermaye akışının son dönemde yeniden pozitife döndüğüne işaret edilen raporda, finans sektörünün yatırımlardan yararlandığı vurgulandı. Öte yandan, tasarruf oranlarının düşük seyretmeye devam ettiği belirtilen raporda, “1998-2003 döneminde yüzde 18 seviyesinde olan özel sektör tasarrufları, 2010’dan bu yana yüzde 13’ün altında kaldı ve 2013’de yüzde 9’a geriledi” değerlendirmesi yapıldı. Tasarruflardaki düşüşün önemli ölçüde makroekonomik dengelenme politikalarından kaynaklandığına işaret edilen raporda, şehirleşmenin de buna katkı sağlamış olabileceği öngörüldü. Türk hükümetinin zayıf tasarrufları artırmak için harekete geçtiği hatırlatılan IMF raporunda, özellikle emeklilik ve kıdem tazminatına yönelik reformların acilen uygulanmaya başlaması önerildi.