200 bin üzerinde gelen tarım dışı istihdam verisinin piyasa açısından yeterli görüldüğünü söyleyebiliriz. ABD’de son dönemde gelen istihdam verileri çerçevesinde 200 bin hem psikolojik bir eşik, hem de trendin alt bandı konumunda bir rakam. Dolayısıyla Fed algısını ancak 200 bin aşağısında gelecek bir veri bozabilirdi. Fed’in politika açıklamaları ve tutanaklarında belirttiği, “istihdam piyasasında biraz daha düzelme” koşulu mevcut verilerle beraber karşılanıyor. Son dönemde işsizlik maaşı başvurularının aylık ortalamalarının da düşük olduğunu görüyoruz.

İstihdam piyasası düzelirken, ücret artışlarındaki düzelmenin biraz daha yavaş olacağı öngörüsünde bulunabiliriz. Bugün gelen veriler paralelinde ise ücret artışlarının “idare eder” durumda olduğunu söyleyebiliriz. İşsizlik oranı yüzde 5,3, katılım oranı da yüzde 62,6’da sabit kaldı. Ortalama haftalık çalışma saatinin 34,5’ten 34,6’ya çıkması ise, tam zamanlı istihdamın arttığını gösteriyor. Haliyle Fed’in istediği bir durum. Aşırı iyi bir veri değil, ancak Fed’in Eylül ayında faiz artırması için yeterli bir argüman oluşturabilecek veri. Ancak elbette faiz artırımları bir süreç, olası bir artırım da 25 baz puandan düşük, muhtemelen 10-15 baz puan tutarında olacak.

Bu kapsamda dolardaki seyrin belli seviyeler üzerinde olmasını beklemek gerekli. Dolar endeksi, son ana kadar Eylül faiz artırımını fiyatlayacaktır, ABD’deki durum gelişmekte olan ülkeler açısından bakıldığında ise gerginlik verici. Türkiye gibi politik belirsizliği de yaşayan bir ülkenin Fed’in faiz artırımlarıyla oluşturacağı mıknatıs etkisine dayanma gücü biraz daha az olacaktır. Dolayısıyla sermaye çıkışları beklenenden hızlı ve sert olabilir. İçeride koalisyon bütün sorunları çözmez, erken seçim de daha çok konuşulursa lirada kırılganlık artar. Kur 2,77 üzerinde kalmaya devam ettiği sürece de 2,80 ve üzerinde bir seyir oluşması mümkün.