ANKARA (AA) - Dünya Bankasından, Türkiye'de genel seçimler sonrasında siyasi belirsizliklerin devam ettiği ve bunun, bu yıl için belirlenen yüzde 3 ekonomik büyüme tahmininde aşağı yönlü riskler yarattığı bildirildi. Banka, 2015 için büyüme tahminini yüzde 3’te tutarken, 2016 ve 2017 için yüzde 3,5'e çekti.

Dünya Bankası, "Türkiye Düzenli Ekonomik Notu"nu (Temmuz) yayımladı.
Buna göre, Banka, Türkiye için bu yılki büyüme tahminini yüzde 3’te tuttu. Dünya Bankası, gelecek yıl için büyüme tahminini yüzde 3,9'dan yüzde 3,5'e, 2017 için de yüzde 3,7'den yüzde 3,5'e düşürdü. Dünya Bankasının, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerinin ve öngörülerinin yer aldığı ekonomik notta, "Siyasi belirsizlik genel seçimler sonrasında devam ediyor ve 2015 yılı için belirlenen yüzde 3’lük büyüme tahmininde aşağı yönlü riskler yaratıyor. Kamu harcamaları, özel kesim talebindeki zayıflığı dengeleyerek büyümeyi birinci çeyrekte güçlü tuttu. Gıda fiyatlarındaki düşüşe rağmen, liradaki değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki artışlar enflasyonu yükseltti" görüşüne yer verildi. 

Kamu harcamaları ve azalan ithalat sayesinde büyümenin birinci çeyrekte direncini koruduğu belirtilerek, ilk çeyrekte beklenenden fazla gelen güçlü büyümenin Haziran seçimlerinin sonrasındaki belirsiz siyasi ortamla dengelendiği kaydedildi. Notta, "Türkiye’nin cari açığı, altın ihracatı sayesinde Ocaktan itibaren azaldı. Ancak dış talebin daha doğru bir göstergesi olan altın hariç cari açık, Türkiye’nin ihracat pazarlarında devam eden problemler sebebiyle arttı" değerlendirmesi yapıldı.

"Enflasyonun zirve yapmasının muhtemel olduğuna" yer verilen notta, şunlar kaydedildi:
"Döviz kurundaki değer kaybı, Ocak ayından itibaren yeniden yükselişe geçen petrol fiyatlarının etkisini artırdı ve Mayıs ayında gıda fiyatlarında yaşanan düşüşün getirdiği rahatlamanın etkisini bastırdı. Önümüzdeki dönemde, elverişli hava koşulları ve daha iyi bir hasat gıda enflasyonunun düşürülmesine yardımcı olacaktır.  Kısa vadeli sermaye girişleri seçimlerle ilgili belirsizlik nedeniyle önemli oranda yavaşlarken, uzun vadeli sermaye girişleri gücünü korudu. Özellikle risk priminin artmasıyla birlikte yabancı yatırımcılar portföy varlıklarını sattı. Ancak net hata ve noksan kalemi altında 7,8 milyar dolarlık sermaye girişi olduğu görüldü. Bu, döviz rezervlerinde 5,7 milyar dolarlık bir azalmayla birlikte cari açığın büyük kısmını finanse etti. Beklenmekte olan FED faiz oranları artışı, taşıma ticareti (carry trade) getirilerini düşürecek ve muhtemelen yükselen piyasaların para birimlerini baskı altına alacaktır. Bu nedenle, TCMB'nin finansal istikrarı sağlarken destekleyici politikalar için hareket alanı sınırlanacaktır."

2016 ve 2017 büyüme tahmini revize edildi

Cari açığın GSYH’nın yüzde 4,6’sına gerileyeceği belirtilen ekonomik notta şöyle devam edildi: 
"Döviz kuru üzerindeki ilave baskıların kontrol altına alınabileceği varsayımıyla 12 aylık enflasyonun Aralık 2015’e kadar yüzde 7’ye düşmesi muhtemeldir. Ancak küresel finansal ortamın giderek sıkılaştığı ve siyasi belirsizliğin hakim olduğu bir dönemde, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin büyüme tahmini sırasıyla yüzde 3,9 ve yüzde 3,7’ten yüzde 3,5'e düşürüldü."

Yatırımcı güvenini tazelemenin, kısa ile orta vadede büyüme için kilit faktör olduğu vurgulanan notta, "Yatırımcı güvenini tazelemek için istikrarlı, kapsayıcı bir hükümetin bir an önce kurulması ve yapısal reformların uygulanmasına başlanması gerekmektedir" değerlendirmesinde bulundu.