Dolar kuru çok hareketli bir haftanın ardından 6.25 TL'ye kadar yükseldikten sonra, 5.96 seviyesinden yeni haftaya başlıyor. Geçen hafta yoğun bir veri akışı olmamasına rağmen haber akışının güçlü olması dolar/TL cephesinde iki yönlü dalgalanmaya neden olmuştu.

13 Mayıs haftasına dolar 5.96, euro 6.70 ve sterlin 7.76 ile başladı ancak yukarı yönlü hareketle dolar 6.12, euro ise 6.87 üzerinde. Brent petrol ise yeniden 70 doları aştı

Piyasalarda bu hafta cari denge, yıllık sanayi üretimi, enflasyon beklenti anketleri ve euro bölgesinden gelecek enflasyon dışında veri akışı bulunmuyor. 

CDS 500 BAZ PUANI AŞTI

Türkiye'nin 5 yıl vadeli Credit Default Swap (CDS) primi haftanın ilk işlem gününde 500 baz puanın üzerini gördü.

Türkiye'nin 5 yıllık CDS'i Pazartesi günü 500.365 baz puan ile Bloomberg tarafından derlenen verilere göre Eylül 2018'den beri görülen en yüksek seviyesini kaydetti.

Geçen yılın Eylül ayında 570 bp aşan risk göstergesi, sonrasında ise kademeli olarak azalarak Şubat'ta 297 seviyesine kadar gerilemişti.

Türkiye'nin CDS primi Bloomberg tarafından takip edilen 21 gelişen piyasa arasında 1137 baz puanlık Arjantin'in ardından ikinci sırada geliyor. Güney Afrika ise 186 bp ile üçüncü sırada yer alıyor.

REUTERS'TEN  İHTİYAT AKÇESİ İDDİASI

Reuters, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın, bütçenin daha fazla bozulmaması için TCMB'nin 40 milyar liralık ihtiyat akçesini merkezi yönetim bütçesine aktarmayı planladığını ve bu konuda gerekli yasal düzenleme üzerinde çalışıldığını iddia etti. Reuters’a bilgi veren üç üst düzey ekonomi kaynağı, merkezi yönetim bütçesinde açığın şu anda öngörülenden daha fazla olduğu ve bütçenin desteklenmesi için böyle bir adımın atılmasının planlandığını kaydetti. İhtiyat akçesi öngörülemeyen durumlara karşılık kârdan ayrılan para niteliği taşıyor; 2018 sonunda TCMB bilançosunda ihtiyat akçesi 27.6 milyar TL olarak yer alıyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl ilk çeyrekte 20.4 milyar TL açık veren bütçe, bu yıl aynı dönemde 36.2 milyar TL açık verdi. Yine geçen yıl ilk çeyrekte 1.9 milyar TL faiz dışı fazla verilirken bu yıl aynı dönemde 2.8 milyar TL faiz dışı açık verildi. Merkezi yönetim bütçesinde açığın bu yıl 80.6 milyar lira olması, 36.7 milyar lira faiz dışı fazla verilmesi hedefleniyor.

Merkez Bankası'nın 18 Ocak'taki olağanüstü genel kurulunda 2018 yılı kesinleşmemiş hesap dönemi karından hesaplanan tutarın yüzde 90'ının avans olarak Hazine'ye aktarılması kabul edilmişti. İlgili mevzuat çerçevesinde 33.7 milyar TL'lik kar payı avansı Hazine'ye aktarılmıştı.

GEÇEN HAFTA NELER OLMUŞTU?

Öte yandan haber akışıyla ilgili takip edilen çok fazla dinamik var. Geçen hafta hatırlanacak olursa:

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının alevlenmesiyle bozulan piyasaların yanı sıra seçim sürecinin netleşmemesiyle bütçe üzerinde oluşan stres, TCMB rezervlerindeki soru işaretlerinin giderilmemesiyle dövizdeki yukarı yönlü hareket sürdü.

Merkez Bankası kademe kademe 6 lira üzerine çıkan ve 6.20 seviyesini aşan dolar/TL karşısında iki hamle birden yaptı. Repo ile fonlamanın bırakılması ve gecelik faize geçilerek örtülü olarak 150 baz puanlık artışın yanı sıra döviz cinsinden zorunlu karşılıkların azaltılmasıyla kurda hafif bir gevşeme sağlansa da kurdaki aşağı yönlü hareket sınırlı oldu.

Dolardaki düşüş Asya'da sığ piyasada kamu bankaları tarafından yapıldığı iddia edilen satışlarla arttı ve kur 6.05'e kadar sert düştü fakat iç piyasanın açılmasıyla yeniden 6.15'e doğru bir tırmanış görüldü.

Kurda en büyük etkiyi ise Türkiye'nin S-400alımını yapmayacağını iddia eden Bild haberinin satın alınmasıyla geldi. Cumhurbaşkanlığı yetkilileri iddiayı yalanlasa ve S-400'ün bitmiş bir anlaşma olduğuun belirtse de kur 5.95 TL'ye kadar indi.

Bu gündem maddeleri yeni haftada da izleniyor. Dış dünyada ise ABD ve Çin arasındaki ticaret görüşmeleri piyasaların radarında. Trump'ın 300 milyar dolarlık Çin ürününde vergiyi yüzde 10'dan 25'e çıkarması geçen hafta piyasaları negatif etkilemiş ancak görüşmelerin sürüyor olmasıyla bozulma sınırlı kalmıştı.

Öte yandan ABD ile İran arasında ısınan sular da jeopolitik riskler çerçevesinde takip ediliyor.