Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Çok büyük ihtimalle gelecek yılın ilk çeyreğinden itibaren döviz rezervlerinin kendisinde de bir artış görebiliriz" dedi. Başçı,  "2016 Yılı Para ve Kur Politikası" konulu basın toplantısında, son bir yıllık dönemde Türkiye'deki resmi rezervlerin kısa vadeli dış borçları karşılama oranıyla ilgili konunun zaman zaman gündeme getirildiğini söyledi. 

Uluslararası rezervlerin, kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stokuna oranını da ele aldıklarını bildiren Başçı, bunu yaparken Türkiye'deki bankaların kendi yurt dışı şubelerine olan borçlarını hariç tuttuklarını belirtti. Türkiye'deki bir bankanın kendi yurt dışı şubesine olan borcunun aslında dış borç olmadığını vurgulayan Başçı, "Onu hariç tuttuğumuzda, şu anda bu rakam uluslararası standart olan yüzde 100'ün üzerinde. Bu konuda da çok fazla yorumlar yapılıyor. Biz 2016 yılında bu rasyonun iyileşeceğini öngörüyoruz. Bu daha ziyade kısa vadeli dış borçların azalması yoluyla olacak. Rezervlerin kısa vadeli karşılama oranı, dış borç vadelerinin uzamasıyla iyileşebilecektir" diye konuştu. Başçı, reel kesimin, banka dışı büyük firmaların 5 yılın ötesinde uzun vadelerle borçlandığını, büyük şirketlerin bu yeteneklerini sürdürdüğünü dile getirerek, gelecek yıl boyunca uzun vadeli borçlanma maliyetinin, kısa vadeye göre daha avantajlı olmaya devam edeceğine işaret etti.

Çok uzun vadeli faizlerin çok fazla artmadığının ve artmayacağının altını çizen Başçı, dolayısıyla uzun vadeli borçlanmanın cazip olmaya devam edeceğini kaydetti. Başçı, "Onlar bu davranışlarına devam edecekler, hem de bankalarımız, özellikle kendi çabaları ve bizim de biraz yönlendirmemizle vadelerini uzatmaya başladılar. Bankacılık sektörünün yurt dışı borçlarının ağrılıklı ortalama vadesi uzamaktadır, bu seriyi ilk defa Finansal İstikrar Raporu içinde yayımladık, aynısını burada da veriyoruz. Ortalama 44 ay minimum 2013 yılında görünüyordu, bu vade uzayarak şu anda 50 ayın üzerinde bir noktaya geldi ki daha da uzama eğilimi var. Bankaların yurt dışı borçlanmalarının ağırlıklı ortalama vadesi dolayısıyla, burada da alınan tedbirlere ve kendiliklerinden piyasada oluşan fiyatlara bankalarımız doğru tepkiyi veriyorlar" ifadelerini kullandı.

"Döviz rezervlerinde de artış görebiliriz"
Döviz rezervleriyle ilgili olarak da olumlu bir gelişme yaşandığını dile getiren Başçı, şöyle konuştu:
"BOTAŞ'ın Merkez Bankası, Hazine aracılığıyla ihtiyacının gerekli görülen kısmı ama önemli bir kısmı karşılanmaktaydı. Burada geçen senenin kış aylarına göre baktığımızda, sadece petrol fiyatlarındaki düşüşün gecikmeli etkileriyle oradaki talep yarı yarıya düştü. Sakin günlerde 10 milyon, 20 milyon, 50 milyon dolar gibi rakamların kamu bankaları tarafından karşılanmasını sağlamıştık. Zaten nisandan beri bu yönde çalışmamız başlamıştı ve fiilen de bu yapılıyor. Kalanın da zaten bir kısmını Merkez Bankası karşılıyor. Bu talebin, iyice azalacağını tahmin ediyoruz. Sadece petrol fiyatlarındaki projeksiyona baktığımızda, marttan itibaren özellikle BOTAŞ'tan gelen döviz talebinin gerçekten daha azalacağını tahmin ediyoruz. Orada kontratlardan gelen bir miktar gecikmeli etkiler var. Bu talebin azalması devam edecek. Biz çok büyük ihtimalle gelecek yılın ilk çeyreğinden itibaren döviz rezervlerinin kendisinde de bir artış görebiliriz. Ama tabii ki bu bir senaryo, diğer şartlara da bakmamız gerekebilir."

"Çok büyük ihtimalle cari açıkla ilgili kaygılar, iyice geride kalmış olacak"
Başçı, cari açıktaki iyileşmenin arkasında 4 faktör bulunduğunu belirterek, bunların kamudaki mali disiplin, özel sektörde özellikle hane halkında sağlanan basiretli borçlanma eğilimi, petrol fiyatlarındaki düşüş ile diğer emtia fiyatlarına ilişkin gelişmeler ve son olarak Türk ihracatçısının Avrupa'ya ihracatının avro ve miktar bazında artması olduğunu bildirdi. Bu 4 faktörün gelecek yılda aynı etkiyi yaratacağını beklediklerini dile getiren Başçı, "Çok büyük ihtimalle cari açıkla ilgili kaygılar, iyice geride kalmış olacak" dedi. Avrupa'ya ihracatın olumlu etkiler yaratacağına işaret eden Başçı, "Burada yüzde 1-1,5'lik büyüme bile bizim için yeterli. Avrupa yüzde 1-1,5 bile büyüse bizim ihracatımız ondan çok daha fazla miktar olarak artıyor. Dolayısıyla AB'deki toparlanma da cari açıktaki iyileşmeyi destekleyen bir faktör" şeklinde konuştu. Türkiye'de 2015 yılında hane halklarının gelirlerinin borçlarından daha hızlı arttığını vurgulayan Başçı, bu durumun 2016 yılında da devam edeceğini ve cari açığa olumlu yönde etki ettiğini söyledi.