ANKARA (AA) - MELTEM BULUR

Başbakan Başdanışmanı Murtaza Yetiş, Avrupa Birliği’nin (AB) hantal bir yapıya sahip olduğunu belirterek, "Kendi doğal bürokratik süreçlerinde ısrar ederse, Suriyeliler ancak 2016’nın yarısından sonra 3 milyar avroluk fon ile tanışmaya başlar" dedi.

Yetiş, AA muhabirine AB Komisyonu tarafından Suriyeliler için Türkiye’ye verilecek 3 milyar avronun nasıl kullanılacağına yönelik çalışmaları anlattı.

Avrupa'da Türkiye'ye finansal destek sağlama kararı konusunda bir tereddüt olmadığını belirten Murtaza Yetiş, İtalya’nın Türkiye’ye verilecek bu desteğe yönelik çekince koyduğu iddialarına ilişkin de bu paranın 1 milyar avroluk kısmının üye ülkelerin komisyon bütçesine vereceği ödemelerden karşılandığını ifade etti.

Kalan parayı da komisyon üyesi ülkelerin gelir düzeyi ve nüfusuna göre yapılan bir oranlamayla verileceğini vurgulayan Yetiş, "2 milyarlık havuzun oluşması için bütçe isteniyor ülkelerden. İtalya’nın temel itirazı buraya. Çünkü, İtalya'da ciddi anlamda Suriyeli alan ülkelerden biri" diye konuştu.

3 milyar avronun hangi alanlarda kullanılacağını belirlemek üzere başkanlığını Türk tarafının yaptığı 11 kişiden oluşan ortak bir teknik heyet kurulduğunu anımsatan Yetiş, heyetin 11 Ocak itibariyle çalışmalara başladığını vurguladı.

Para doğrudan ilgili kurumlara gelmiyor, aracı kuruluşlar da maliyeti artırıyor 

AB tarafının fonu doğrudan ilgili kurumlara değil bir takım aracı kuruluşlar üzerinden aktarma eğiliminde olduğunu aktaran Yetiş, bunun süreci uzatan ve maliyeti artıran bir unsur olduğunu belirtti.

Yetiş, bu nedenle AB'nin cebinden çıkacak para 3 milyar avro olsa da Suriyeliler için harcanacak paranın 3 milyar avro olamayacağının altını çizdi.

Murtaza Yetiş, "Türkiye’nin kendi kurumları üzerinden bu fonların aktarılması hem daha hızlı olacaktır, hem de fonun büyük bir kısmı Suriyelilere ulaşacaktır" dedi.

"Açık iş alanlarını Suriyeliler üzerinden kapatabileceğiz"

Suriyelilere çalışma izni verilmesine yönelik çalışmaları ve eleştirileri de değerlendiren Yetiş, verilecek izinle Suriyelilerin Türkiye’nin ekonomik hayatına katma değer katacağını ve çalışma iznini iş gücü piyasalarını bozmayacak şekilde hazırladıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Birinci önceliğimiz Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu 100 bin iş açığı var. Yatırımcı yatırım yapmış ama o alanda ara eleman bulamıyor. Bu açık olan iş alanlarını Suriyeliler üzerinden kapatabileceğimizi düşünüyoruz. Arap ülkeleri başta olmak üzere çok geniş coğrafyayla ticari ilişkileri geliştirmede de ciddi katkıları olacağını varsayıyoruz. Üçüncü olarak da 2,5 milyonluk büyük bir kitle var. Bu kitlenin sağlık, eğitim ihtiyacı yani bu toplumun getirdiği bir ek yük var. Bu yükün giderilmesinde Suriyelilerin kendilerinin de katkı verebileceğini düşündük. Bu çalışma izni çerçevesinde, Suriyeli sağlık personellerin Suriyelilere sağlık hizmeti vermesinin, Suriyeli öğretmenlerin ücretli öğretmen statüsünde Suriyeli çocuklara eğitim vermesinin önünü açmış olacağız."