Böylece ekim ayı okulların en hareketli olduğu ay konumuna geldi. Ekim ayına güç şartlar altında giriyoruz; genel seçim atmosferi, PKK terörünün her geçen gün artması, Suriyeli göçmenlerin karşılaştıkları içler açısı durum, ölümle sonuçlanan umut yolculukları, her gün
medyadan duyduğumuz şehit haberlerinin gelmesi, genç canların heba olması, yakınlarının feryatları hepimizi acılar içinde ve çaresiz bırakıyor. Bu şartlar altında ekonomik krizin büyümesi ilk önce yetişkinleri vuruyor. Ancak bu şiddet ortamında korkular öfkeye dönüşüyor, psikolojik gerginlik ve dengesizlik günlük hayatımızın bir parçası olurken bu vahşet olaylarının sonunu görmekte zorlanıyoruz. Bu belirsizlik ortamı içindeki yetişkinlerin psikolojik gerginlikleri de çocuklarımıza yansıyor. Bu konulara önümüzdeki haftalarda çıkacak olan “Psikiyatrist
Gözüyle Çocuklarımızın Okul Sorunları ve Çözümleri” kitabımda geniş bir şekilde değineceğim. Türkiye’deki son politik kaos ve terör ortamının çocuk psikolojisine yansımalarını dile getirmek istiyorum.

Politik kaos ve terör ortamının 
çocuk psikolojisine yansımaları
Çocuklar ve ergenler de ülkemizdeki son politik gerginliklerden paylarını alıyorlar. Bir taraftan yukarıda da sözünü ettiğim gibi henüz çok tecrübe etmedikleri bir ölüm ve şiddet ile günbegün karşılaşan çocuklar, bunları internet ve medyada ve çocuk oyunlarındaki olaylardan ayırt etmeleri gerek. Bu ergenliğe kadar çocukların gerçeklikle oyun arasında ayrım yapamamasından kaynaklanmaktadır. Anne-baba olarak bu görüntüleri çocuklarımıza filtresiz ve desteksiz aktarmamız çok sakıncalı olabilir. Çok korkutmadan hassas bir şekilde onları gerçeklerle
yüzleştirmeliyiz. Çocuklar 12 yaşından küçükse onları bu haberlerden uzak tutmamız en iyisi olacaktır. Ayrıca yazılı ve görsel medyadaki politikacıların öfkeli ve bağırarak konuşmaları çocuklar için iyi bir örnek değildir. Meclis ve miting konuşmalarını çocuklara göstermemeliyiz. Peki, bunu gören çocuk ne anlayacak: Eğer kendi fikrimi (yetişkinlere etkin otoriteye karşı) söylersem şiddete uğrayabilirim. Peki çocuğumuzun kendisini geliştirebilmesi özgüvenini kazanması için düşüncelerini serbestçe söylemesi, hayatı ve içinde bulunduğu ortamı sorgulamasını desteklemiyor muyduk… Çocuğun kafasına özgür demokrasi düşünce sistemini sok ama uygulamasına izin verme yasakla.
Ne kadar şizofrenik bir durum!

YAŞAM KOÇUNUN DEVAMI...