BRÜKSEL (AA) - ATA UFUK ŞEKER/BURHAN SANSARLIOĞLU - İtalya'da 4 Aralık Pazar günü yapılacak anayasa değişikliği ile ilgili referandum, Avrupa çapında kaygılara yol açarken, anayasal değişikliklerin kabul edilmemesi durumunda istifa edeceğini açıklayan İtalya Başbakanı Matteo Renzi için de referandumu bir anlamda güven oylamasına çevirdi.
İtalya'da parlamentoya daha fazla yetki verilmesini öngören yasal düzenlemeleri içeren referandumda, mevcut durumda "hayır" oyunun çıkması öngörülüyor. İtalyanların 4'te birinin kararsız olmasının ise referandumun sonucunu etkileyebileceği ifade ediliyor.  İtalya’da 4 Aralık Pazar günü yapılacak anayasa değişikliğine ilişkin referandumda, ülkenin siyasal sistemine yönelik büyük değişiklikler halkın görüşüne sunulacak. Referandum öncesinde parlamento ve senato onayları sağlanan Renzi hükümetinin desteklediği anayasal değişikliklere "evet" diyenler, söz konusu reformun İtalya’da yasama sürecinde yaşanan kaos ve sertliğe son vereceğini, "hayır"cılar ise temsili demokrasiye zarar vereceği ve otoriter bir yönetime neden olacağını savunuyor. Mevcut durumda, 1948 yılında oluşturulan İtalya anayasasına göre, ülkede yasama faaliyetleri senato ve parlamento tarafından gerçekleştiriliyor. Söz konusu iki kurumda yer alan temsilciler, halk tarafından seçiliyor. Siyasal sistemde her iki kurum eşit güce sahip konumda yer alıyor ve bu duruma "çift meclislilik" adı veriliyor.  
Bir yasa tasarısının yürürlüğe girmesi için her iki meclisten de onay alınması gerekiyor. Söz konusu siyasi sistem nedeniyle İtalya’da yasal değişikliklerin zaman zaman onaylanma sürecinin çok uzun sürdüğü ifade ediliyor. 

Referandum içeriği
İtalya’da Renzi hükümetinin hazırladığı anayasal değişiklikler paketine göre, İtalyan anayasasının yaklaşık 3’te birinin değişmesi öngörülüyor. Bölgesel ve yerel yönetimlerin temsil edileceği senato, temsilciler meclisinin yasama gücünü paylaşacak ancak senatonun oyu bazı özel konularda gerekecek. Diğer yasal değişikliklerin parlamentodan ikinci kez aynı şekilde geçmesi halinde senato tarafından onaylanmak zorunda olacağı belirtildi.
Teklif edilen reformlara göre, senatonun birçok gücünü kaybetmesi öngörülüyor. 315 olan senatör sayısının 100’e düşürülmesi, senatörlerin doğrudan seçilmemesi, senatörlerin milletvekilleriyle aynı dokunulmazlıklara sahip olmasına karşın bir ücret almaması öngörülüyor.
Ayrıca, hükümetlerin senatodan güvenoyu alması da gerekmeyecek. Yerel ve bölgesel yönetimlerce 95 senatör seçilecek. 5 senatör de İtalya Cumhurbaşkanı tarafından 7 yıl süreyle atanacak. Eski cumhurbaşkanları ömür boyu senatör olacak. Senatörler, bölgesel  ve yerel yönetim seçimlerine kadar, yani 5 yıl süreyle görev yapacak. Ardından yeni seçilen yönetim kendi senatörlerini belirleyecek.
Mevcut sisteme göre, hükümetin hem parlamento hem de senatonun güvenoyunu alması gerekiyor. Yasaların da aynı şekilde iki mecliste, herhangi bir aşamada içerikte bir değişiklik olması halinde bunun diğer yasama organınca da onaylanması gerekiyor. Buna göre, bazı değişik ve düzenlemelerin yasalaşması, söz konusu "karmaşık" sistem sonucu yıllarca sürebiliyor. 

"Evet" ya da "hayır" ne anlama geliyor?
Başbakan Renzi’nin desteklediği "evet" tarafının kazanması halinde anayasal reformlar onaylanmış olacak. Söz konusu sistemle İtalya’da yeni yasal düzenleme yapmak ve yasaları onaylamak kolaylaşırken, Renzi de referandum ile halktan bir anlamda güvenoyu almış olacak. İtalya’daki referandumun konusunun, İngiltere’de gerçekleştirilen AB’den ayrılma "Brexit” referandumundan farklı içeriklere sahip olmasına karşın ortaya çıkarabileceği sonuçlar itibarıyla etkisinin önemli olacağı belirtiliyor. Referandum sonucu "hayır" oyu çıkması durumunda İtalya’yı reformlarıyla yeniden inşa edeceği üzerine seçim süreci geçirmiş olan Başbakan Renzi, istifa edeceğini açıklamıştı. Referandumdan "hayır" oyu çıkması Renzi’nin kaybetmesi ve reform gündeminin reddedilmesi anlamını taşıyor. 
Bu arada, İtalya’daki referandumda Renzi’nin "hayır" sonucu alması, İngiltere’deki Brexit ve ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesi gibi "kurulu düzen karşıtları ve popülizmin zaferi" olarak da algılanacak.  
Anayasal değişikliklerin referandumda reddedilmesi halinde Başbakan Renzi istifa edecek ve erken seçim yapılana kadar geçici hükümet kurulacak. Bu durum, Renzi için mağlubiyet anlamı taşıyacak. Anketlerde Renzi’nin kaybedeceği tahmin edilirken, bu durumda yapılacak seçimlerde İtalya’nın popülist ve kurulu düzen karşıtı siyasi partisi 5 Yıldız Hareketi’nin bir sonraki seçimde başarılı olacağı ve iktidara gelebileceği belirtiliyor. 
5 Yıldız Hareketi'nin seçmenlere vaatleri arasında, İtalya’nın Avro Bölgesi’nden çıkması da bulunuyor. Bunun için İtalya’da yeni bir referandum yapılması gerekiyor. AB karşıtlığının yükselmekte olduğu İtalya’da, henüz AB’den ayrılma yönünde bir siyasi söylem bulunmuyor.

İtalyan bankaları ne olacak?
Referandumdan "hayır"ın galip çıkması halinde sadece İtalyan iç siyasetinin değil, ekonomisinin de olumsuz yönde etkilenmesi bekleniyor. Özellikle İtalya’nın hassas bankacılık sistemi ve mali yapısının böyle bir durumda daha da kötüye gideceği öngörülüyor. İngiliz Financial Times gazetesinde yer alan haberde, referandumun reddedilmesi durumunda İtalya’da 4'ü büyük, 8 bankanın iflas tehlikesi ile karşı karşıya olduğu iddia edildi.
İtalya’da milli gelirin yüzde 130’u seviyelerinde seyreden yüksek kamu borcu ve diğer AB ülkelerinin üzerinde seyreden işsizlik oranı ülkenin ekonomik kırılganlığını ortaya koyuyor.
Avro Bölgesi’nin 3’üncü büyük ekonomisi olan İtalya, Avrupa'nın en zayıf bankacılık sistemine sahip konumda bulunuyor. İtalya Merkez Bankası olan Bank Of Italy, ülkedeki bankaların 360 milyar avroluk geri ödenme ihtimali düşük kredisi olduğu, bunun 200 milyar avroluk kısmının ise batık kredi olarak geri ödenmeyeceği öngörüsünde bulundu. 
Referandumdan "hayır" sonucu çıkması halinde pek çok İtalyan bankasının acilen kurtarılmaya ihtiyacı olabileceği belirtiliyor. İtalya’nın 3’üncü büyük bankası ve dünyanın en eski bankası olan Monte dei Paschi di Siena’nın da kötü kredilerinden dolayı sermayelendirilmeye ihtiyaç duyduğu kaydedildi.
Yatırımcıların ülkeden kaçması durumunda bankacılığın büyük hasar alacağı, bu durumda Avrupa kurtarma mekanizmalarının İtalya’ya 40 milyar avro acil fonlama sağlaması gerekeceği belirtiliyor. 
Son yapılan araştırmalara göre, İtalyan halkı referandum ile ilgili kararsızlığını sürdürüyor. Seçmenlerin 4’te biri kararsız olduğunu açıklarken, referandumda kararsızların oylarının sonucu belirleyeceği ifade ediliyor. 

Referandumdan yüzde 60 ihtimalle 'hayır' sonucu çıkacak"
Konuya ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Berenberg Avrupa Ekonomisti Florian Hense, İtalya'dan kaynaklanabilecek potansiyel bir krizin gelecek yıl Avro Bölgesi'ndeki en büyük risk olacağını, Brexit'ten farklı olarak muhtemel bir İtalya krizinin Avro Bölgesi'nde sistematik bir riski tetikleyebileceğini söyledi. Hense, İtalya'nın Avro Bölgesi'nden çıkma ihtimalinin düşük olduğunu ifade ederek, referandumun "hayır"la sonuçlanması durumunda politik belirsizliğin daha uzun süre devam edeceğini, bunun da bankacılık sistemi ve tahvil piyasasındaki sorunları daha kötü hale getireceğini ileri sürdü. Söz konusu sorunlardaki artışın İtalya'daki iş dünyası ve tüketici güveni üzerinde baskı oluşturacağını belirten Hense, "Tahminlere göre 'hayır'ın gerçekleşme olasılığı yüksek. Referandumdan yüzde 60 ihtimalle 'hayır' sonucu çıkacak." dedi. 

Senaryolar...
Florian Hense, "hayır" sonucu çıkması durumunda İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'nın politik ve finansal istikrarsızlığa karşı elinden geleni yapabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti: 
"Bu tür bir sonuçta Mattarella'nın uygulayabileceği 3 senaryo var. Birinci senaryoya göre, Mattarella, tekrar Renzi'yi Başbakan olarak atayabilir. İkinci senaryoya göre, Renzi kalmazsa aynı partiden başka birisi görevlendirilebilir. Üçüncü senaryoda da Mattarella'nın görevi İtalya’da merkez sağdaki Forza Italia partisinin lideri Silvio Berlusconi'ye verme ihtimali var. Bu senaryoların gerçekleşmemesi durumunda ana muhalefetteki 5 Yıldız Hareketi en güçlü ihtimal ancak İtalya'daki iki parlamentoda da çoğunluğu yakalama ihtimali az. 5 Yıldız Hareketi güç kazanmak istiyorsa değir partilerle ittifak kurması gerekir."