Yemen'de Şii Ensarullah Hareketi'nin (Husiler) ilan ettiği ''Anayasa manifestosu"na yapılan itirazlara rağmen Husilerin siyasete doğrudan müdahaleleri devam ediyor.
Husilerin yayılma stratejisi doğrultusunda devletin birimlerini dizayn ederken, şimdiye dek yaptığı en önemli icraatlar Cumhurbaşkanlığı Ofisi'ne ve Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği'ne harekete yakın kişilerin atanması oldu.

Bir diğer önemli adım Husilerin oluşturduğu Yüksek Güvenlik Komitesi ilk toplantısının Savunma Bakanı Vekili Mahmud es-Subeyhi başkanlığında başkent Sana'da yapılmasıydı. Toplantıda Sana ve diğer önemli kentlere ''daha çok askeri sevkıyat yapılması'' gibi iç güvenlik kararları alındı.

İstifa eden Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin Ofis Müdürü Ahmed Avad bin Mübarek'in yerine Mahmud el-Cüneydi ofis müdürü yapılırken, Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği'ne de harekete yakın bir kişinin getirileceği açıklanmış ancak henüz isim verilmemişti.

Husiler ayrıca "Anayasa manifestosu"nun 6'ncı maddesine göre, parlamento üyelerinin her birinin, gelecek günlerde ilan edilecek Ulusal Meclis'e katılma hakkına sahip olacağı açıkladı.

Manifestoya yapılan itirazlar

Husi Ensarullah Hareketi'nin geçen cuma günü Başkanlık Sarayı'ndaki geniş katılımlı sunumuyla deklare edilen "Anayasa manifestosu" birçok siyasi parti ve grup tarafından reddedilmesine rağmen yapılan itirazlar Husiler tarafından henüz dikkate alınmadı.

İtirazların başında devrik lider Ali Abdullah Salih'in partisi Genel Halk Kongresi ve Islah Partisi'nin açıklamaları çekiyor. Yemen'deki Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın (İhvan) siyasi kanadı olan Islah Partisi, Husilerin yayımladığı manifestonun iptalini istemiş ve partiye bağlı ''Devrimci gruplar'' Husilerin manifestosunu ''Yetki gaspı'' olarak adlandırmıştı.

Devrik lider Salih'in partisi Genel Halk Kongresi Partisi de Husilerin ilan ettiği "Anayasa Manifestosunu" tanımadığını açıklamıştı. 

Baas Ulusal Sosyalist Arap Partisi'nden yapılan açıklamada da bildirinin, "Yönetime, anayasaya, devletin birliği ile bölgesel ve uluslararası örgütlerle yapılan bütün anlaşma ve protokollere karşı yapılmış bir darbe" olduğu belirtildi.

Tanzim Nasırcı Halkçı İttihatçı Parti ise Husilerin ilan ettiği manifesto karşısında "Kesin duruşu" belirlemek için Genel Sekreterliği acil toplantıya çağırmıştı.

Uluslararası tepkiler

Manifestoya uluslararası kamuoyundan da müdahaleye tepkiler geldi. Bölgede El Kaide örgütünün güçlenmesinden duyulan kaygı ile Yemen'deki gelişmelerle yakından ilgilenen Amerika Birleşik Devletleri'nden yapılan açıklamada, (ABD) Husilerin ''Anayasa manifestosu"nu tek taraflı olmakla suçlamış ve ''kaygılıyız'' ifadeleri kullanılmıştı.

Beyaz Saray Sözcüsü Eric Schultz, ABD Başkanlık uçağı Air Force One'da düzenlediği basın brifinginde Yemen'deki gelişmelere dair bir soru üzerine, "Husilerin, yeni bir başkanlık konseyi ve Yemen parlamentosunu feshetme niyetlerini açıkladıklarına dair haberleri gördük. Bu tek taraflı adımdan derin kaygı duyuyoruz" dedi.

Schultz, Husilerin bu adımının BM'nin Yemen Özel Temsilcisi'nin ülkede konsensüs oluşturmaya yönelik belirlediği standardı karşılamadığına inandıklarını kaydetti.

Sözcü Schultz, ABD'nin Yemen'deki terörle mücadele operasyonlarının kesintisiz devam ettiğini de söyledi. 

2011 Yemen devrimi'nin ardından Salih'in yetkilerini Hadi'ye devretmesi ile başlatılan 2 yıllık geçiş sürecinin mimarlarından olan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin de Husilere tepkisi benzer niteliklerde oluyor.

KİK, Yemen'de Husilerin ilan ettiği "Anayasa Manifestosu"nu darbe olarak nitelendirirken, BM de siyasi tarafların yeniden bir araya gelip ''katılımcı yeni bir çözüm'' arayışı içine girmeleri gerektiğini belirtiyor.

BM Yemen Özel Temsilcisi Cemal bin Ömer, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ülkedeki krize çözüm arayışları çerçevesinde, bugün siyasi güçlerin bir araya geleceğini bildirmişti.

Husilerin Yemen siyasetine müdahalesine Türkiye'den de bir tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı, Yemen'de Ensarullah Hareketi'nin (Husiler) tek taraflı olarak oluşturulan "devrim komitesi" vasıtasıyla yönetime el koymasının derin kaygı uyandırdığını açıkladı.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada Yemen'deki hükümet krizinin aşılması için BM Genel Sekreterinin özel danışmanı aracılığıyla sürdürülen müzakereler devam ederken, Husilerin tek taraflı olarak oluşturulan "devrim komitesi" vasıtasıyla yönetime el koymasının derin kaygı uyandırdığı belirtilmişti.

Abdülmelik el-Husi: ''Ahmakça bir yaklaşım göstermeyin''

Husilerin ilerleyişine içerden ve dışardan gelen tepkilere rağmen hareket silah zoru ile' ilerleme tavrından vazgeçmiyor. Hareketin kuzeydeki Sa'da ilinde yaşayan lideri Abdülmelik el-Husi yaptığı son ''ulusa sesleniş'' konuşmasında iç ve dış baskılara karşılık ''tehditvari'' sözler sarf etti.

Husi, siyasi gruplara hareketin ilan ettiği manifestoya karşı "ahmakça bir tutum sergilememeleri" uyarısında bulundu. "Siyasi güçlerin (bildiriye yönelik) fitne çıkarmak için ahmakça bir adım atması durumunda halk karşılığını verecektir" diyen Husi, Batılı ülkelere de "Yemen artık dış güçlerin etkisinden çıkan bir ülke olma yolunda ilerleyecektir" mesajını verdi.

Husi karşıtı protestolar hakkında ise hareketin silahlı üyelerinin sert müdahalesi ve alı koyma eylemleri ülkenin Sana, İbb ve Hudeyde gibi kentlerinde devam edeceğe benziyor. Son Husi karşıtı eylemlerde protestoculara ateş açılması ve göstericilerin kaçırılması gibi olaylarda 3 kişi yaralanmış, 12 kişi alıkonulmuştu.

Husiler, hükümet ve Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin istifasının ardından 6 Şubat Cuma günü, ülkedeki siyasi geçiş sürecini belirleyecek bir manifesto açıklamıştı. Mevcut anayasanın yürürlükte kalacağı belirtilen manifestoda, 5 üyeli "Başkanlık Konseyi" ve 551 sandalyeli "Ulusal Geçiş Meclisi"nin kurulmasını öngörülüyor.