WASHINGTON (AA) – GÜLBİN YILDIRIM – ABD, dünyadaki en pahalı sağlık sistemine sahip olmasına karşın hizmet kalitesi ve verimliliği açısından gelişmiş ülkeler arasında sonuncu sırada yer alıyor. Başkan Barack Obama'nın neredeyse 6 yıl önce yürürlüğe koyduğu sağlık reformunun, Cumhuriyetçiler tarafından hala iptal edilmeye çalışılması ise Amerikalıların sağlığının siyaset malzemesi yapıldığı eleştirilerini beraberinde getiriyor.

ABD Kongresi’nin, kamuoyunda "Obamacare" olarak bilinen "Hesaplı Sağlık Hizmetleri Yasası"nın iptalini öngören yasa teklifini 62. denemesinde kabul etmesi, gözlerin bir kez daha ülkenin verimsiz sağlık sistemine çevrilmesine yol açtı.

Başkan Obama, yıllardır süren şiddetli tartışmalardan sonra beklendiği gibi Cumhuriyetçilerin yasa teklifini hiç tereddütsüz veto etti. Buna karşın Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçi Başkanı Paul Ryan, Obamacare’e karşı mücadele etmekten yılmayacaklarını ve alternatif bir sağlık yasası için çalışmalara başlayacaklarını belirtti.

Politikacıların, mevcut sağlık sisteminin verimliliğini artırma yolları yerine ideolojik konuları tartışması ise halk arasında tepki uyandırıyor. Amerikalılar, uzun süredir sağlık hizmetlerine dünyadaki en yüksek fiyatları ödemelerine karşılık aynı düzeyde kaliteli hizmet alamamaktan şikayet ediyor. 



- Hem en pahalı hem en verimsiz



Sağlık alanında önde gelen kuruluşların verileri ve araştırmaları da Amerikan halkının şikayetlerinde haklı olduğunu ortaya koyuyor.

Merkezi New York'ta bulunan Commonwealth Fund adlı bağımsız araştırma enstitüsünün, geçen yıl yayımladığı bir rapora göre, ABD sağlık sistemi hizmete ulaşım, hizmet kalitesi, verimlilik ve eşitlik gibi konularda 11 gelişmiş ülke arasında sonuncu sırada yer alıyor. 

Dünya Sağlık Örgütü ve OECD verilerine dayanarak hazırlanan araştırmadaki diğer ülkeleri, Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, İsveç, İsviçre ve İngiltere oluşturuyor. Raporda, ABD'nin yılda kişi başına 8 bin 508 dolarlık sağlık harcamasıyla bu ülkelerden bazılarını ikiye katlaması özellikle göze çarpıyor. 

11 ülke arasında hizmet kalitesi açısından birinci olan İngiltere'de kişi başına düşen yıllık sağlık harcaması 3 bin 405 dolar, ikinci İsviçre'de 5 bin 643 dolar, üçüncü İsveç'te 3 bin 925 dolar, dördüncü Avustralya'da 3 bin 800 dolar ve beşinci Almanya'da 4 bin 495 dolar seviyesinde bulunuyor. 

Raporda, ABD'nin, adı geçen diğer gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında en pahalı fakat en verimsiz sağlık sistemine sahip olması eleştiriliyor, 2004, 2006, 2007 ve 2010 yıllarında yapılan değerlendirmelerin de aynı yönde olduğu hatırlatılıyor. Obamacare'in, sıralamaya pozitif etkilerinin zaman içinde ortaya çıkabileceği görüşüne yer veriliyor.

Bununla birlikte Dünya Bankası verileri de ABD'nin dünyada sağlık sistemine en çok para harcayan ülke olduğunu gösteriyor. Bankanın verilerine göre, ABD 2013 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nın (GSYH) yüzde 17,1'ini sağlık harcamalarına ayırdı. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu OECD ülkelerinin, 2014 yılındaki ortalama sağlık harcaması ise GSYH'nin yüzde 9,3'üne karşılık gelmişti.

ABD ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün 2000 yılında yaptığı uluslararası sağlık sistemi değerlendirmesinde 191 ülke arasından 35. sırada yer bulmuştu. 



- Sağlık sistemi siyasi savaş alanı



Harcanan paralara rağmen verimsiz kaldığı, önde gelen kuruluşların verileri ve araştırma raporlarıyla ortaya konan ABD sağlık sistemi, ülkenin iç siyaset gündeminde de önemli yer tutuyor.  

Cumhuriyetçiler, Obamacare’e ülke ekonomisini çöküşe sürükleyeceği gerekçesiyle şiddetle karşı çıkarken, Beyaz Saray, iddialara "Obamacare gerçekleri" adlı resmi İnternet sitesinden karşılık veriyor.

Taraflar arasındaki en büyük görüş ayrılıkları ise zorunlu sağlık sigortası, yaşlılar ve yoksullar için devlet desteği, işverenlere getirilen zorunluluklar ve devlet destekli aile planlaması alanlarında yaşanıyor.



- Zorunlu sağlık sigortası



Obamacare’e göre, 2014’ten bu yana her Amerikalı en azından asgari düzeyde sağlık sigortasına sahip olmak zorunda ve bu kurala uymayanlar artan para cezalarına çarptırılıyor.

Para cezaları, geçen yıl yetişkinler için yıllık 325 dolar, çocuklar için 162,50 dolar ve aileler için en fazla 975 dolar düzeyinde belirlenmişti. Cezalar bu sene sırasıyla 695 dolar, 347,50 dolar ve 2 bin 85 dolara yükseltildi.

Demokratlar, sağlık sigortası zorunluluğunun, sigorta şirketlerinin, bireylerin sigorta talebini mevcut hastalıkları nedeniyle reddetmemesi için gerekli olduğunu savunuyor.

Ayrıca genç ve sağlıklı Amerikalıların ihtiyaç duymadıkları için sağlık sigortası almamasının, beklenmeyen bir hastalık ya da kaza durumunda tedavi edilmemeleri sonucunu doğurabildiği ve nüfusun geri kalanın yükünü artırdığını belirtiyor.

Cumhuriyetçiler ise bu zorunluluğun bireysel özgürlükleri ihlal ettiğini ve Amerikan anayasasına aykırı olduğunu öne sürüyor.

ABD Yüksek Mahkemesinde bu gerekçeyle açılan iptal davası, Haziran 2012’de mahkemenin Obamacare’in bireylere yönelik zorunlu sağlık sigortası şartının anayasaya uygun olduğuna hükmetmesiyle sonuçlanmıştı.

Yüksek Mahkeme üyelerinin 4’e karşı 5 oyla aldığı bu karar, Obama yönetimi adına büyük bir zafer olarak değerlendirilmişti.



- Yaşlılar ve yoksullar için devlet desteği



Obamacare, federal yoksulluk sınırının altında gelire sahip veya 65 yaş ve üstündeki Amerikalılara sağlık hizmetlerinden daha düşük fiyatlarla ve devlet desteğiyle yararlanma imkanı tanıyor.

Bu kapsamda sağlanan Medicare (yaşlılar için devlet sağlık sigortası) ve Medicaid (yoksular için sağlık sigortası) programları, toplam nüfusun yaklaşık yüzde 30’unu kapsıyor.

Cumhuriyetçiler, bu programlar yüzünden hali hazırda yüksek düzeydeki sigorta primleri ve bütçe açığının sürdürülemez seviyelere çıkacağını iddia ediyor.

Herhangi bir partiye bağlı olmayan ABD Kongresi Bütçe Ofisi’nin (CBO) araştırmaları da Cumhuriyetçilerin bu tezini destekliyor.

CBO’nun analizlerine göre Obamacare, federal harcamaların 2025 yılına kadar yaklaşık 1,76 trilyon dolar artmasına yol açacak. Obama yönetimi ise bu rakamın gelecek 9 yıl içinde yaklaşık 1,2 trilyon dolara ulaşacağını öngörüyor.

Bununla birlikte ABD Hükümet Hesap Verebilirlik Ofisi (GAO) tarafından hazırlanan bir rapora göre, Obamacare’i iptal etmek ülkeye yaklaşık 6,2 trilyon dolara mal olabilir. 



- İşverenlere getirilen zorunluluklar



Obamacare’in ayrıca 50 ve üzerinde tam zamanlı çalışanı bulunan işletmelerin, çalışanlarına sağlık sigortası yaptırma zorunluluğu getirmesi yine büyük tartışmalara neden olmuştu.

Cumhuriyetçiler, bu zorunluluğun ülke ekonomisinin belkemiği konumundaki küçük ölçekli işletmeleri, maliyetleri artırarak zor duruma sokacağını savunuyor. Beyaz Saray ise ülkedeki şirketlerin yüzde 96’sının 50’den daha az işçiye sahip olduğu ve bunların yüzde 90’ından fazlasının işçilerine Obamacare öncesinde sağlık sigortası sağladığını belirterek, bu iddialara karşı çıkıyor.



- Devlet destekli aile planlaması



Obamacare’e yönelik en şiddetli tartışmalardan biri de ülkedeki devlet destekli aile planlaması merkezi "Planned Parenthood"un finansmanı konusunda yaşanıyor. 

Cumhuriyetçiler, geleneksel olarak karşı çıktıkları kürtaj ve doğum kontrolü gibi hizmetleri de sunan Planned Parenhood'un, Amerikalı mükelleflerden sağlanan vergilerle desteklenmesine adeta ateş püskürüyor. 

Demokratlar ise ülkedeki ailelerin, kuruluşun sunduğu birçok hizmete ihtiyacı olduğunu ve kürtajın ise verilen hizmetlerin sadece yüzde 3’ünü oluşturduğunu belirtiyor.