Bu gün Birleşmiş Milletler'de tarihi bir oylama yapıldı. Kudüs konusu bahaneydi. Birleşmiş Milletler'de  oylamanın gerisinde "uluslar arası hukuku kim tayin edecek" sorusuna cevap aranıyordu. 

Güçlünün hukuku mu, yok sa haklının hukuku mu geçerli olacaktı ?

ABD Başkanı Trump   "ben güçlüyüm uluslar arası hukuku ben tayin ederim" diyor, karara kabul oyu verecek ülkeleri tehdit ediyordu.

Türkiye Cumhurbaşkanı "Haklının hukuku geçerli olmalıdır. Uluslar arası toplumu "haklıdan yana olmaya" davet ediyordu.

Aslında mücadele, Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaydı. 

ABD ''uluslar arası hukuku tanımayan Tiran gibi" davranıyor.
Türkiye "adalet, hak ve hukuk" mücadelesi veriyordu. Kazanan Tükiye oldu.

Oylama sonunda "Haklının Hukuku Geçerlidir" ideası kazandı. Oylamaya 172 ülke katıldı.  128  ülke  kabul oyu verdi.  9 ülke  ret ve 35 ülke  çekimser oy kullandı.

Bu karar dünya siyasetinin dönüm noktası olacaktır. Dünya Tiranlığına oynayan ABD "istediği gibi keyfi kararlar" alamayacak ve uygulayamayacaktır. Zira, kendine en yakın ülkeler olan Japonya, İngiltere, Kanada, Avustralya ve AB ülkeleri Amerikanın talep ettiği RET oyu vermediler. 

BM Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olan, diğer dört ülke dahi RET oyu vermedi. ABD tek başına kaldı. Uluslar arası politikada  bu bir ilk olup başlangıçtır. 

BM'nin aldığı bu karardan sonra, ABD öncülüğünde "uluslar arası koalisyon kurularak" masum ülkelere karşı "keyfi müeyyideler uygulamak" mümkün olamayacaktır. Keyfiyet içeren her konu BM Genel Kuruluna taşınacak ve oylanacaktır.

Uluslar arası hukukun uygulanmasında "güç yerine hakkın egemen olduğu" yeni bir dönem başlıyor.