Uzun bir süredir Avrupa krizle boğuşuyor. İlk önce Avrupa Birliği’nin Akdeniz kuşağındaki “Güney’in şımarık çocukları” Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz’deki ekonomik kriz Avrupa Birliği için ciddi tehdit oluşturdu. Krizin etkileri 2011 yılı ortalarında Fransa ve Almanya’ya da sıçradı. Sarkozy bir taraftan yaklaşan genel seçimler dolayısıyla ekonomik krizin etkilerinin sandığa yansıyacağı endişesiyle ülkede 500 bin oy potansiyeline sahip Ermenilere şirin görünmek için her türlü çabayı gösteriyor. Almanya ise kriz yok “Ekonomik durgunluk var” diyerek ‘kriz Almanya ya sıçramadı’ dese de ülkedeki iş hayatı büyük bir durgunluk ötesi görünüş sergiliyor.

Fransa’da  ateş bacayı sarmış… Bir iki hafta önce Fransa’ya yaptığım iki ayrı iş gezisinde Paris, Strasbourg ve Lyon’daki çok sayıda Türk işveren temsilcileriyle görüştük.  Fransa’daki Türk işverenler rahat. Sebebiyse güvendiği tabiri caizse “sırtını dayadığı” Türkiye’deki üretici-ihracatçı firmaların kendilerine tanıdığı geniş opsiyon… Konsinye ürünler… Ancak dünya ekonomisindeki durgunluk onları derinden düşündürüyor. Daha önce faaliyet sepetine koydukları ürünlerin yüzde 90’ının çıkış noktası neredeyse Türkiye. Şimdilik yumurtaları tek sepete koymaktan başka çareleri yok.Yani Türkiye ekonomisindeki küçük bir daralma ve ihracattaki durgunluk onları ağır bir krizin içine itecek gibi…Yani sepekteki son yumurtalarda kırılacak.


Almanya ise bambaşka bir dünya. Ocak ayında Frankfurt, Hannover, Köln ve Mühin’e yaptığımız ziyaretlerde konuştuğumuz gerek Türk gerek Alman işverenler 2012 için hiç de iyimser değil. Özellikle daralan ekonomi içinde Münih’teki Türk esnafı artık tabiri caizse 100 Euro’nun hesabını yapar duruma gelmiş. Yüzleri gülmüyor… Ancak Türkiye’den aldıkları uzun vadeli opsiyonlar ve konsinye ürünleri satarak işleri döndürme çabasındalar. Türkiye’den Münih’teki esnaflara  mal gönderen firmalara dikkatli olmalarını söylemek ve uyarmak vazifemiz.

YÜZLERCE SATILIK ALMAN FİRMASI ALICI BEKLİYOR
Almanların neredeyse bir asırlık firmalarının çoğu ise satılık… İşlerini kuran, büyüten yüzlerce Alman sanayici işadamı, işi emanet edeceği ikinci, üçüncü nesil temsilcileri olmadığı için kendileri de çok çok yaşlı oldukları için şirketleri de artık güçsüz. Üç beş kuruşa birine satıp parasıyla ömürlerinin geri kalan kısmını Akdeniz kıyısındaki ülkelerden birinde; Türkiye, Yunanistan, İtalya veya İspanya sahillerinde geçirmek istiyor. Şimdi Alman sanayinin veya Almanya’yı güçlü kılan yüzlerce şirketin gelecekte yöneticileri belirsiz… İşte Almanların korkulu rüyası bu… Alman işverenlerin  önemli bir kısmı bir an önce şirketleri batmadan, durgunluktan iflasa geçmeden “Sat- kurtul” politikasına göz kırpıyor.

VE MEŞHUR DAVOS BAŞLIYOR..
İşte Avrupa böyle bir durumda…Ve meşhur Davos başlıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “ One Minute” diyerek bir daha gitmeme kararı aldığı Davos’ta bu hafta dünya ve “ Avrupa Birliği” ekonomisi masaya yatırılacak. AB ülkelerin kredibilitesi tartışılacak ve AB’nin krizden kurtuluş için neler yapabileceği siyasetçiler, ekonomistler ve stratejisiler tarafından değerlendirilecek. Bu sene Davos’a Türkiye’den Ali Babacan gidecek.

Avrupa’nın kurtuluşu için “ Türk Reçetesi” Davos’a sunulacak… Tabi bu reçetenin içinde Fransa’ya uygulanacak yaptırımlar da… Davos toplantıları başlamadan birkaç gün önce Fransa Senatosu’nun ‘Ermeni soykırımı yoktur’ diyenlerin bir yıl hapis ve 40 bin euro para cezasına çarptırılmasını öngören yasanın kabul edilmesi Davos’un ana konularından biri mi olacak? Bakalım; Davos’a katılan Türk işadamları, parlamenterler, gazeteciler, bürokratlar ve Türkiye dostu yabancıların tavırları nasıl olacak? Fransız parlamentosunun aldığı kararlara tepkiler Davos’un yıllık raporlarına nasıl yansıyacak? Kim, neyi savunacak? Ve en önemlisi Acaba Türkiye’nin Fransa’ya uygulayacağı yaptırım kararlarına Davos’a katılanlar nasıl tepki verecek? Tabi Fransızlar için çok iyi bir pazar olan 70 milyonluk Türkiye’de artık Fransız malı kullanımı giderek azalacak. Fransız mallarına “Boykot” Türkiye’de çığ gibi büyüyecek. Herkes Fransız mallarını boykot edecek. İlk tepkiler gelmeye başladı bile. Özellikle Fransız marketler, otomobiller, çimento vs. de bir süredir devam eden boykot zincirine diğer ürünler de katılacak. 

Ekonomik krizle boğuşan Fransa’nın kredibilitesi Davos’ta nasıl değerlendirilecek? Birçok ekonomistin kriz içinde her geçen gün köşeye sıkışan Fransa’nın kurtuluşunun “ti”ye alarak “Fransa ekonomik krizden kurtuluş için Ermeni silahına başvurup Fransa’da yaşayan 550 bin Türk’ün her birine 40’ar bin Euro ceza yazarak kapatacak derse şaşırmam” türünden söylemlerle özetliyorlar.

Yıllardır özürlüğün savaşını verdiğini söyleyen, ancak olaylara “At Gözlüğü” ile baktığı bir kez daha ortaya çıkan Fransa’nın içine düşürüldüğü bu trajikomik durum umarım Sarkozy’nin sonu olur…