Projelerin etkileri önceden
belirlenemiyor. “1974 Boğaziçi
Köprüsü”: Başını üniversitenin
çektiği sol eğilim köprünün lüzumsuz
olduğunu savunuyordu. İktidarda
bulunan Süleyman Demirel ise aksini
iddia ediyordu. “Köprü, İstanbul için
zaruri bir ihtiyaçtır” diyordu.
Netice: iki tarafta neticenin ne
olacağını doğru tahmin edemediler.
Öngöremediler. “Köprünün çocuğu”
yalnız muhteşem “Bağdat Caddesi”
olmadı. Köprünün üzerinden geçen
ve İzmit’e kadar uzanan E-5 Karayolu
sağlı sollu binlerce fabrikayla doldu. Bu
yol Türkiye’nin “sanayii koridoru” oldu.
Şüphesiz bu fabrikalar “KOBİ”
türünden tesislerdi. Geri teknolojiyle
iç pazar için üretim yapıyorlardı. Ama
önemli olan bu değildi. Önemli olan:
Türkiye sanayii toplumu olma yolunda
dev bir adım atmıştı.