Küresel ekonomide her şeyin birbirine bağlı olması nedeniyle bu tarz hareketler özellikle büyük krizlere, kitlesel olaylara ve yönetimin değişmesine neden olabiliyor.

Uzun zamandır yaşanan Ukrayna ve Kırım olayları ile aslında netleşen durum, Rusya’nın eski SSCB dönemindeki sınırlarına tekrar ulaşma hayalini harekete geçirmesi oldu. Bunun ilk işaretlerini de bu sene içerisinde verdi. Rusya’nın aslında hesaba katmadığı durum ise yeni dünya düzeninde bu yaklaşımların Rusya açısından bir felaketle sonuçlanabileceği. Küresel ekonomide her şeyin birbirine bağlı olması nedeniyle bu tarz hareketler özellikle büyük krizlere, kitlesel olaylara ve yönetimin değişmesine neden olabiliyor. Putin’in kafası ise hala SSCB döneminde. Para çekilmesi halinde, yine Rus şirketlerin yurtdışında hareket alanı bulamaması, küresel talepteki azalmanın da etkisiyle petrol fiyatlarının sert satış baskısı altında kalması, Rusya’yı büyük bir ekonomik krize sürükleyebilir ki bunun emarelerini de görebiliyoruz. Rusya, 2008 krizi öncesi yüksek seyreden petrol fiyatlarının da etkisiyle yüzde 7-9 arası büyüme sağlarken, 2008 krizi sonrası yüzde 4-5 bandı arasında büyüme performansı kaydetti. Ülkede, özellikle 2012‘den itibaren büyüme performansı gerilemeye başlarken, 2013 yılında yüzde 1,3 büyüme kaydedildi. Ukrayna ile yaşadığı gerginlik ve Batı ülkeleri tarafından Rusya’ya yapılan yaptırımların ardından, Rusya’da gözlenen sermaye çıkışı ve yatırımların azalmasının etkisiyle büyüme daha da geriledi. Rusya 2014 ilk çeyrekte yüzde 0,9 ikinci çeyrekte ise yüzde 0,8 büyüdü. IMF 2014 yılı Rusya büyümesini yüzde 0,2 olarak tahmin ederken, 2015 büyüme beklentisini yüzde 1.00’den yüzde 0,50‘ye çekti. Benzer şekilde Dünya Bankası da 2014 büyüme öngörüsünü yüzde 1,1’den yüzde 0,5’e, 2015 öngörüsünü ise yüzde 1,2’den yüzde 0,3’e çekti. 

ENFLASYON VE İŞSİZLİK ARTIYOR
Rusya’da olumsuz seyreden tek gösterge büyüme verisi de değil. Aynı zamanda enflasyon ve işsizlikte de artış söz konusu. Enflasyon 2012 Nisan ayında yüzde 3,6 ile dip seviyesini görürken bu seviyeden yükselmeye başladı, 2013 yılında yüzde 6-7 bandını gördükten sonra, 2014 Eylül ayında yüzde 8.00 seviyesine ulaştı. Enflasyonda görülen sert yükselişte Rus Rublesi’nde görülen sert değer kaybı da etkili oldu. Zira USDRUB paritesi FED’in parasal çıkış sinyali verdiği 2013 Mayıs ayında yaklaşık 30.00 seviyelerindeyken bu seviyeden hızla yükseldi, Ukrayna ile yaşanan gerginlik ve batı yaptırımları ile Ruble değer kaybetmeye devam etti, USDRUB paritesi 40.00 üzeri seviyelere geldi. 2013 yılı sonunda yüzde 5,6 olan işsizlik oranının IMF tahminlerine göre 2014’te de yüzde 5,6 olması, 2015 yılında ise 6,5’e yükselmesi bekleniyor. Rusya resmi işsizlik rakamlarına ise şüphe ile bakılmalı, özellikle Ukrayna gelişmeleri sonrasında, ekonomide işsizlik hızla gerilemiş gibi bir izlenim veriliyor.
Hem IMF hem de Dünya Bankası tarafından Rusya’ya sert sermaye çıkışları, Ruble’nin değer kaybetmesi ve ekonomik görünümün daha da bozulması konusunda uyarılar gelmeye devam ediyor. Rusya Ekonomi Bakanlığı 2014 yılı sermaye çıkışı tahminini 90 milyar dolardan 100 milyar dolara çekerken, Dünya Bankası için bu rakam 120 milyar dolar. 2013 yılında ise Rusya’dan 63 milyar dolar sermaye çıkmıştı. Rusya ekonomisi için olumsuz seyir eden diğer bir durum da petrol ve doğalgaz fiyatlarında görülen gerileme. WTO verilerine göre Rusya ihracatının yaklaşık yüzde 71’i enerji (petrol, doğal gaz) ve maden (platin, paladyum) ürünlerinden oluşuyor. Aynı zamanda Rusya, ihracatının yaklaşık yüzde 47’lik kısmını da Avrupa Birliği’ne yapıyor. Bu durum da Rusya’da ekonomik risklerin oldukça yüksek olduğunu gösteriyor.

BATI’NIN YAPTIRIMLARI GELİŞMEKTE OLAN ÜLKE EKONOMİLERİNİ ETKİLEYEBİLİR
Bir yandan sermaye çıkışı sürerken, diğer yandan enerji fiyatlarının gerilemesi, Batı’nın yaptırımları ağırlaştırma ihtimali, ayrıca bütün gelişmekte olan ülke ekonomilerini etkileyebilecek FED riski, Rus ekonomisini olumsuz etkiliyor ve daha çok etkilemeye de devam edecek. Uzun dönemli eğilimlere bakıldığında ise Rusya’da büyüme gerilerken, enflasyon da artıyor.
Rusya’nın bugününe ve geleceğine  bakınca akla, Sun Tzu’nun savaş sanatı kitabındaki şu cümle geliyor: “Mükemmellik her savaşta çarpışarak kazanmak değildir. En iyi strateji savaşmadan kazanmaktır.' ABD, Putin Rusyası ile savaşmadan, Putin’den ekonomik kriz ile kurtulmak istiyor. 2015 yılında işsizliğin ve enflasyonun hızla artması halinde ise Rus baharı görülebilir, veriler de buna işaret ediyor. Tabi filler tepişirken çimenlerin de ezilmesi sürpriz olmayacak.