31 MART SEÇİMLERİ VE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ

Güçlü liderlik ve yönetimlerin ülkemizin kalkınmasında çok önemli rol oynadığına inanıyorum. Karar veren ve uygulayan güçlü liderler dönemi Türkiye’nin büyüdüğü ve dünyada itibarının arttığı dönemler oldu. Mustafa Kemal Atatürk’ün güçlü liderliği sayesinde Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve milletimiz yedi düvele karşı bağımsızlık mücadelesini kazandı. Adnan Menderes’in gösterdiği güçlü siyasi liderlik döneminde Türkiye kalkınma hamlesini başlattı. Turgut Özal’ın güçlü liderliği ve iradesi sayesinde ülkemiz ekonomisi dış dünyaya açıldı ve ihracatın fitili ateşlendi. Recep Tayyip Erdoğan ise Türkiye’yi dünyada daha güçlü bir konuma getiren lider oldu. Türkiye dünyanın en büyük 16 ekonomisi içine girdi. G-20’de söz sahibi oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye, dünyanın büyük ekonomilerinin pazarı olmaktan çıkıp,  tam tersine üreten, sanayileşen ve dünya pazarlarına hızla açılan, kendi milli markalarını ihraç eden bir ülke konumuna geldi. Özellikle savunma sanayinde dışa bağımlılığımız süratle azaltıldı ve milli üretim yüzde 65’lerin üzerine taşındı. 

Başkan Erdoğan, Türkiye’de siyaseti ve yönetimi daha güçlü kılan projeleri gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini, başka bir deyimiyle “Başkanlık” sistemini devlet yönetimi olarak kabul ettirdi. Rahmetli Turgut Özal dahil geçmişte bir çok liderin arzu edip de hayata geçiremediği bu güçlü liderlik ve yönetim sistemini Erdoğan hayata geçirdi. Hem de bunu gayet demokratik bir şekilde ve milletin iradesiyle başardı.

Devlet içinde kendini “Devlet gibi gören” darbeler yapıp, muhtıralar veren generaller dahil, Anayasa Mahkemesi, YÖK  v.s  bazı kamu kurum, kuruluşlar ile bu kurumların başındaki kişiler şimdi  hukuk kuralları çerçevesinde asli görevlerini yapmaya başladılar ve  devletin yeni yönetim anlayışını benimsediler. Eskiden sokaktaki 10 kişiye Genel Kurmay Başkanının adını sorsanız 10’u da bilirdi. Devlet yönetimine müdahale edip, kendilerini Cumhurbaşkanından, Başbakandan, Meclisten daha üstün gördükleri ve medyada çok sıkça yer aldıkları için sokaktaki her vatandaş onları tanırdı.  Bugün öyle mi? Hayır öyle değil, herkes asli vazifesinin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Onun için sorsanız sokaktaki insanlara Genel Kurmay Başkanının adını, çoğu bilmez.

Recep Tayyip Erdoğan, “Muhafazakar Devrimci” kimliğiyle sistemi değiştirdi. Devlet kurumlarıyla, milleti kaynaştırdı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı milletine açtı. 15 Temmuz’da FETÖ üzerinden hain darbe girişimini kurgulayan müttefik ve dost bildiğimiz ülkenin büyük oyununu da Erdoğan güçlü duruşu ve liderliğiyle bozdu. 15 Temmuz’da milletimiz Türkiye’nin bekası için kıyama durdu. Bu sebeple 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimler ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyor. Demokratik hukuk devletinin güçlü bir şekilde devam etmesi, bugünkü güçlü yönetim sisteminin sürdürülmesiyle olacaktır.  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sürdürülmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimlerde milletinden alacağı güçlü bir destekle, başlattığı bu süreci devam ettirecektir. Türkiye’nin bölgemiz ve dünyadaki yerini daha güçlü kılması da Erdoğan ile bu sürecin devam etmesine bağlıdır.

EL BİRLİĞİ SİSTEMİ 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2019 Ocak ayında konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24,8 oranında azaldı. Türkiye’de 1 milyona yakın konut stoku oluştu,  İstanbul’da satılamayan konut sayısı 400 bine yaklaştı. Bu gelişme konut sektörü için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Türkiye’de El Birliği Sistemi’nin öncüsü olan Eminevim sayesinde 135 bin aile tek bir kuruş faiz ödemeden ev ve otomobil sahibi oldu. Sistemin kurucusu Emin Üstün “Eminevim Modeli”ni Ekovitrin’e anlattı. Eminevim Yönetim Kurulu Başkanı Emin Üstün ile özel bir röportaj gerçekleştirdik ve El Birliği Sistemi’nin detaylarını kendisinden öğrendik. Emin Üstün ile yaptığımız röportaj ve bu başarılı girişimcinin hayata geçirdiği faizsiz konut ve otomobil edindirme sistemini Mart sayımıza kapak konusu yaparak geniş bir şekilde ele aldık. Emin Üstün, “Faizlerin ve enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde El Birliği Sistemi ilaç gibi geliyor. Bu istemi 30 yıla yakın zamandır uyguluyoruz” diyor.

Konut stoklarının arttığı, satışların azaldığı bir dönemde Eminevim’in “El Birliği Sistemi” gerçekten konut sektörüne bir ilaç gibi gelecek. Sevgili Ekovitrin okurları, önümüzdeki ay sizlerle tekrar birlikte olmak dileğiyle. 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını dilerim.

Saygılarımla.